English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / What he's doing

What he's doing Çeviri Türkçe

6,573 parallel translation
I hope that's not what Ed's doing when he's not listening.
Umarım Ed de dinlemiyorken böyle yapmıyordur.
What's he doing here?
Burada ne arıyor?
What's he doing?
- Ne yapıyor?
What was he doing there?
Orada ne işi varmış?
And, honestly, I don't want to know where he is or what he's doing.
Ne yaptığını ve nerede olduğunu bilmek de istemiyorum.
He has no idea what he's doing.
- Ne yaptığı hakkında en ufak fikri yok.
I don't agree with what he's doing, so I can hardly carry out an order to kill the people who are trying to make it right.
Yaptığı şeyi onaylamıyorum bu yüzden işleri düzeltmeye çalışan insanları öldürmemi istediğinde bunu yapamam.
Look what he's doing...
Ne yaptığına bak.
That Carl knows what he's doing.
Carl ne yaptığını iyi biliyor.
Melanie, Angie, what he's been doing all day.
Melanie, Angie ve tüm gün ne yaptığı hakkında.
Can't watch what he's doing and let it pass.
Yaptıklarına bile bile müsaade edemem.
I loves the hamster too but I don't know what he's doing there.
Hamster'ı da seviyorum ama orada ne işi var anlamadım.
What's he doing here?
O burada ne yapıyor?
What's he doing outside? - What?
- Kapının dışında ne yapıyor ki?
Do you know what he's doing?
Ne yaptığını biliyor musun?
He's going, "Keep doing it. My leg's up - what does that tell you, Derek?"
Diyor ki "Devam etsene, ayağım yukarda, görmüyor musun Derek?"
And whatever you do, however you do it, however you imagine your child's life, or what kind of parent you'd be, 29 years later, he's in some shrink's office accusing you of some stupid thing that you said or did that for the life of you you can't remember saying or doing.
Ve ne yaparsan yap, nasıl yaparsan yap çocuğunun hayatını nasıl düşlersen düşle, nasıl bir anne olacağını düşünürsen düşün 29 sene sonra bir psikiyatristin odasında sen ne kadar çabalasan da seni, yaptığını veya söylediğini hatırlamadığın bir şeyle suçlarlar.
What's he doing?
Ne yapıyor öyle?
I think Robin Lord Taylor's portrayal of Penguin is going to be a real revelation to people because what he's doing is not just playing sort of a villainous, evil mastermind, but he's sort of sympathetic.
Bence Robin Lord Taylor'ın Penguen betimlemesi insanlara ilham verecektir, çünkü Penguen sadece kötü adam veya suç dehası değil, aynı zamanda biraz sempatik de.
He's - - dead, that's what I'm doing.
Öldüreceğim, aynen öyle yapacağım.
What I need is for you to pick up Ryan every morning like he's doing his shift, you bring him to my gym, right?
İstediğim şey, Ryan'ı her sabah alıp vardiyasını tamamlıyormuş gibi yapıp, benimm yanıma getirmen?
- You know what he's doing?
Ne yapıyor biliyor musun?
- Listen, I know exactly what he's doing.
Bak, onun ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyorum.
Abbott trusts him, and Jane knows what he's doing.
Abbott ona güveniyor ve Jane ne yaptigini biliyor.
I'm certain the dog knows what he's doing.
Köpek ne yaptığının bilincinde ama.
- Yeah. You know what he's doing, right?
Ne yapıyor biliyorsun, değil mi?
What's he been doing lately?
Son zamanlarda ne yapıyormuş?
If he's ours, make him tell us what they're doing down there.
Eğer bizdense orada ne yaptıklarını sor.
It's what he's doing.
Yaptıkları.
He's on the scent, doing what he does best.
İş başında. En iyi olduğu şeyi yapıyor.
Walter Gillis knows what he's doing.
- Walter Gillis ne yaptığını biliyor.
He's just gonna see some slick banker who sold him a bill of goods just to end up doing what everybody else was at least up front about.
O sadece kurnaz bir bankerin başka herkesin yapmaya hazır olduğu gibi onu çıkarları uğruna sattığını düşünecek.
( tires screeching ) Rice : Wait a minute, what's he doing?
Bir dakika, ne yapıyor bu?
All those years, what could he have been doing?
Bütün o yıllar boyunca, ne yapmış olabilir?
What's he doing?
Ne yapıyor?
Of course it's terrible, but what did she think he was doing?
Elbette çok kötü, ama ne yaptığını düşünüyordu ki?
What the hell's he doing here?
Burada onun ne işi var?
I want you to find Cameron and stop him from what he's doing. No matter what it takes.
- Ne pahasına olursa olsun, Cameron'ı bulup,... yapmaya çalıştığı şeyi durdurmanı istiyorum.
W-W-What's he doing?
Ne yapıyor?
Guess what he's doing for work these days.
Bil bakalım bu günlerde ne yapıyor?
What's he doing there?
Ne yapıyor bu be?
What's he doing?
- Ne yapıyor öyle?
And a thief who does not know what he's doing.
Ne yaptığını bilmeyen bir hırsız.
What's he doing in there?
Orada ne işi var ki?
I need to convince your father to stop doing what he's doing.
Babanı yapmak üzere olduğu şeyden vazgeçirmeni istiyorum.
He groped me and he said something about he sees what you're doing, and he's waiting for you to slip up and...
Eliyle taciz etti ve sonra ne yaptığını gördüğünü ve hata yapmanı beklediğini ve...
He groped me and said something about how he sees what you're doing, and he's waiting for you to slip up.
Beni elledi ve şöyle bir şey dedi : yaptığın şeyi biliyormuş ve hata yapmanı bekliyormuş.
What he's doing is random. - I've been to every one of these sights, and I still don't see a pattern. It makes no sense.
- Hiç bir manası yok.
To guarantee the outcome of this absurd election your brother has poisoned your mind with. Don't you see what he's doing?
Kardeşinin aklını zehirlediği bu saçma seçimin sonucunu garanti altına almak için.
What's he doing here?
- O bizim tarafımızda.
You better go before my husband comes home, because he's gonna wonder what you're doing.
Kocam eve gelmeden gitsen iyi olur çünkü burada ne aradığını merak edecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]