Doing fine Çeviri Türkçe
2,343 parallel translation
It's getting a little warm out here, but we are doing fine.
Burası biraz ısınmaya başladı, fakat fena değiliz.
They say he's doing fine.
İyi olduğunu söylediler.
Doing fine.
- Evet. Çok iyisin.
How are you? I'm doing fine.
Seni görmek çok güzel.
She's doing fine
İyi.
They're doing fine in their classes.
Sınıfta durumları gayet iyi.
- You're doing fine.
Gayet iyisiniz.
Other than that, she's doing fine.
Onun dışında iyi.
You've been doing fine.
İyi gidiyorsun.
So I think it's best to leave when I'm doing fine.
Yine de, gitmem en iyisi olacak.
I'm dying. No, you're doing fine.
Hayır, iyi gidiyorsun.
Ah, you're doing fine.
Fena sayılmazsın.
They're doing fine.
İyiler.
Hayley's doing fine on her own.
Hayley tek başına iyi iş çıkarıyor.
But, sir, the company's doing fine.
Ama efendim, şirketin durumu çok iyi.
"It's OK, we're doing fine," and they reported to me that I was not allowed to touch him, he was a security risk, and they had to re-search me to make sure that I had not obtained any materials from him.
"Tamam çocuğum bir şey yok" demek istedim, ama bana ona dokunmamam gerektiği, onun bir güvenlik riski olduğu söylendi, ve beni ondan bir şey alıp almadığımı kontrol etmek için bir daha aradılar.
I was doing fine there.
Orada iyiydim.
You've been doing fine.
Sen çok iyi idare ediyorsun.
So I think it's best to leave when I'm doing fine.
Bence ayrılmak benim için en iyisi
Well, you know, I have a feeling that you're laboring under a serious amount of misinformation,'cause that young feller in there is doing fine.
Biliyor musun, içimde canını yanlış bilgilerle gereksiz yere sıkıyorsun gibi bir his var. Çünkü o genç eleman gayet iyi durumda.
Please don't worry, I'm doing fine.
Lütfen endişelenme, ben gayet iyiyim.
I'm doing fine!
İyi gidiyorum!
Doing fine, bro.
İşlerim yolunda.
I thought we were doing fine.
Aramız iyi sanıyordum.
# You're doing fine, Oklahoma... #
Çok iyisin, Oklahoma...
And monetarily, we're doing fine.
Ve parasal durumumuz da, şuanda iyi konumda.
Everyone loves chicken. I'm doing fine.
Tavuğu herkes sever.
You're doing fine.
Bir şeyin yok.
He's doing fine.
İyi gidiyor.
With or without it, my kids are doing just fine.
Olsun yada olmasın, Çocuklar gayet iyi hallediyor.
From what I hear, he's doing just fine.
Duyduğuma göre sağlığı oldukça yerinde.
How y'all doing on this fine october... we have reservations under donaghy and lemon, and we need keys.
Bu güzel ekim gününde nasılsınız... Donaghy ve Lemon adı altında rezervasyonumuz vardı. Anahtarları istiyoruz.
How are you doing? Fine.
Sen nasılsın?
So it'll be a case of fine-tuning my swashbuckling skills, which I'm looking forward to doing.
Bu yüzden ben ince ayar veren palavracı durumda olacağım, bunu yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Crab fishing reality show is doing just fine.
Yengeç Avcıları şovu ise gayet iyi gidiyordu.
I'm doing just fine by myself.
Kendi kendime gayet güzel yeterim.
You don't think he's... No, I think he's doing a fine job. I don't tell him that I love him.
Yo, bence de işini iyi yapıyor ama ona "seni seviyorum" demiyorum.
I just kiss his forehead and say : "You are doing just fine, soldier."
Alnını öptüm ve, "Oldukça iyiydin asker," dedim.
I'm doing pretty good. I'm fine.
Çok iyi gidiyor, Çok iyiyim.
Old man Marshall, As long as you're still married to Lily, You're doing just fine.
İhtiyar Marshall Lily'yle evli kaldığın sürece hayatın gayet yolunda gidecek.
- Good. Well, we're doing just fine, honey.
Pekâlâ, biz de çok iyiyiz, tatlım.
Then again, the way we hear it, sis, you're doing just fine on your own.
Tabii duyduğumuz kadarıyla, kardeşim, sen kendi başına oldukça iyi idare ediyormuşsun.
You're doing just fine.
Eğlence olsun diye yapıyorsun.
Go and look at yourself in the mirror, whatever you feel like doing is fine.
Aynada kendine bak. Kendini iyi hissettiren şeyler yap.
He seems to be doing just fine.
Gayet iyi durumda görünüyordu.
We're still, you know, doing some fine-tuning, - but it's reading great.
Hâlâ bazı ince ayarlamalar yapıyoruz ama okuma harikaydı.
We have Cute, athletic and Klein. Grease doing just fine.
Herkes bayılır
Rm fine, now are you doing?
İyiyim sen ne yapıyorsun?
I'm fine, Joe, how are you doing?
İyiyim Joe, sen nasılsın.
For healthy people, doing a 10-day juice fast is fine.
Sağlıklı bir insan için 10 gün sıvı perhizi iyidir.
I mean, you seem really fine doing nothing.
Gerçekten hiçbirşey yapmıyor gibi görünüyorsun.
fine 29309
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
doing 146
doing my best 16
doing it 61
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
doing 146
doing my best 16
doing it 61
doing okay 34
doing great 68
doing good 60
doing the right thing 27
doing nothing 49
doing well 31
doing all right 23
doing things 20
doing my job 35
doing what 552
doing great 68
doing good 60
doing the right thing 27
doing nothing 49
doing well 31
doing all right 23
doing things 20
doing my job 35
doing what 552