English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / Whatever happened to him

Whatever happened to him Çeviri Türkçe

98 parallel translation
Whatever happened to him I don't know
Neler geldi başına... Bilmiyorum!
Whatever happened to him, I don't know
Neler geldi başına... Bilmiyorum.
A clever little man. Whatever happened to him?
Başına ne mi geldi?
Whatever happened to him?
Sonra ne oldu?
Whatever happened to him?
- Peki ona ne oldu?
Whatever happened to him?
Ona ne oldu?
So whatever happened to him, it's unlikely it penetrated the suit.
Yani ona her ne olmuşsa, muhtemelen elbisenin içine işlemiş.
Whatever happened to him?
Ne oldu ona?
- Well whatever happened to him, happened at the planetarium.
Ona ne olduysa yıldız evinde oldu. Aah!
Whatever happened to him?
Ona ne olmus olursa olsun.
I think whatever happened to him is... something we can't reverse.
Sanırım onun başına gelenler geri çevrilemez.
Whatever happened to him, he's long gone.
Her ne olduysa çoktan gitmiş.
Well, whatever happened to him, he brought it on himself.
Başına gelenleri hak etti.
Whatever happened to him?
Ona ne oldu peki?
Whatever happened to him?
Nerede o?
I think maybe it has something to do with whatever happened to him in the cave.
O mağarada olanların buna sebep olduğunu zannediyorum.
I don't remember Goodwin, and I'm really sorry about whatever happened to him, but I don't care.
Goodwin'i hatırlamıyorum ve başına ne geldiyse gerçekten üzgünüm, ama bu umurumda değil.
Whatever happened to him, whoever killed him, they were doing society a favor.
Ona ne olmuşşa, onu kim öldürmüşse, topluma iyilik yapmış demektir.
And whatever happened to him in there...
Ve orada her ne olduysa...
Mondo gave a good show. Whatever happened to him?
- Mondo iyi bir gösteri sergilemişti.
Whatever happened to him, it was really unpleasant.
Ama ona her ne olduysa çok kötü bişey olmuş
Whatever happened to him?
O neler yapıyor?
Whatever happened to him didn't happen in this tent.
Adama her ne olduysa bu çadırda olmamış.
Well, whatever happened to him, we're gonna have to find out what it is.
Başına gelen her neyse, onu öğrenmemiz gerekecek.
Your dad deserved whatever happened to him.
Senin baban başına gelenlerin hepsini haketti.
Whatever happened to him?
Ne olduysa ona?
They're pretty superficial. Well, whatever happened to him really knocked him out.
Her ne olduysa, bu onu kesinlikle nakavt etmiş.
Whatever happened to him, he's lucky he survived.
Ona her ne olduysa kurtulabildiği için şanslı.
God, whatever happened to him?
Tanrım. Şimdi ne yapıyor acaba?
Whatever happened to him, might happen to me, Gene.
Ona olan şey bana da oldu, Gene.
- Whatever happened to him, anyway?
Bu arada ne oldu sonra ona?
Whatever happened to him?
Ona ne olmuştu?
Whatever happened to Schofield, remember him, big tall guy, didn't smoke?
Dediğime bak. Schofield'i hatırlayan var mı? İri yarı, uzun, sigara içmez.
Whatever happened to those marbles you were gonna put in the Captain's overhead so they'd roll around all night and keep him awake?
Kaptanın tavanına koyacağın ve... onu bütün gece uyutmayacak olan o bilyelere ne oldu.?
After years of waiting and hoping, he's here, he's sick, and he expects me to be with him, whatever happened while he was away.
Onca yıl beklenti ve umudun ardından geldi ve hasta. O yokken her ne olduysa da onunla olmamı istiyor.
WHAT HAPPENED TO HIM TOWARD THE END, GENERAL, BEFORE HE PUSH ED THAT BUTTON, WHATEVER IT WAS?
Sonlara doğru, şu düğme ya da her neyse ona basmadan önce neler oldu, general?
So whatever happened to us must have happened to him.
Yani bize ne olduysa aynısı ona da olmuştur.
Look, God or time or whoever the hell it is leaping me around from one year to another... is gonna do it again as soon as I change whatever happened in Frankie's life in'65, or someone around him, right?
Bak, bana zamanda yolculuk yaptıran Tanrı, zaman ya da her ne ise Frankie'nin ya da onun çevresindeki birinin'65'deki hayatını değiştirdiğim an bunu tekrar yapacak, değil mi?
Whatever do you suppose happened to him?
Sizce ona ne olmuş?
Now, I have to assume that whatever happened to him could happen to all of us.
Onun başına gelen hepimizin başına gelebilir.
What happened to "whatever makes him happy"?
"Kendisini mutlu edecek neyse" ye ne oldu?
Yo, sorry about what happened to Leroy Tidd, or Ooga Booga or whatever the fuck you call him.
Leroy Tidd'in veya Ooga Booga'nın veya onu her ne sikimle çağırıyorsan başına gelenlere üzüldüm.
You're assuming whatever's happened to him, he's brought it on himself.
Başına ne geldiyse kendisi yüzünden geldiğini farz ediyorsunuz.
And whatever he thinks happened to him, he's fighting it.
Başına her ne geldiyse, onunla mücadele ediyor.
When something like that came, we would walk in to him immediately, we would interrupt whatever he was doing. He happened to be having lunch with the crew, at that point.
Augusta'daki Washington'a dönüş yolculuğumuzda hepimiz diken üzerindeydik.
Now if and it, it happened... that they forgive him... so he didn't have to do to hisself what he wouldn't let be done to him... well then, I guard, that man might think... setting forth afterwards... with whatever fucking loudmouth went along with him...
Hani olur da... adamı affederlerse... ona yapmasını istemedikleri şeyi kendi kendine yapmaz. Sonra diyorum ki, bu böyle devam edip... o adam... ve yanındaki geveze...
He just said to go ahead with the cremation and just to do whatever with the ashes. Did you tell him the truth? I mean, what really happened?
Yakma işini halletmemizi ve küllerle ne istersek yapmamızı söyledi.
Whatever happened with their breakup really kind of devastated him and just left him vulnerable to someone like Shirley. " Andrew!
Onların birlikteliğini sona erdiren şey her neyse onu gerçekten harap etmiş ve Shirley gibi birine karşı onu savunmasız bırakmıştı.
Whatever happened, whoever did this to him, had caused him to lose his voice. The light had gone out of his eyes.
Başına ne geldiyse, ne ettiyse birileri buna, ağzı dili lâl olmuş ; feri gitmiş gözünün.
And if you take me with you whatever has happened between you and Michael, if you get me back to him the slate could be wiped clean.
Beni de yanında götürürsen Michael'la aranda ne geçmiş olursa olsun, beni ona götürürsen defter kapanır.
I kept saying to myself : Don't be hard on him, Whatever happened, happened.
Kendi kendime ne olursa olsun askerlere sert davranma dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]