Whatever you're thinking Çeviri Türkçe
159 parallel translation
It's not a trap or whatever you're thinking, Danny. I...
Bu bir tuzak ya da her ne düşünüyorsan öyle bir şey değil Danny.
Whatever you're thinking, drop it.
Aklında ne varsa vazgeç.
Whatever you're thinking, forget it.
Aklındaki her neyse, unut gitsin.
Whatever you're thinking, don't think it.
Ne düşünüyorsan, sakın aklına bile getirme.
Whatever you're thinking, please believe me.
Ne düşünürsen düşün lütfen bana inan.
Annie, whatever you're thinking about doing, please don't do it.
Yapmayı düşündüğün her neyse, yapma lütfen.
Whatever you're thinking of doing... please don't.
.. lütfen yapma.
Jake, whatever you're thinking- - whatever plans you're making- - forget about them.
- Jake, neler düşünüyorsan,... neler planlıyorsan, hepsini unut.
Whatever you're thinking, put it out of your mind.
Her ne düşünüyorsan aklından çıkar.
You know, maybe I'm asking for it but I would rather you say whatever it is you're thinking than continue to look at me the way you are right now.
Belki kendim kaşınıyorum ama bana o şekilde bakmaya devam etmektense kafandan geçenleri söylemeni tercih ederim.
One whiff, and whatever you're thinking about at that minute turns into an overwhelming obsession.
Bir nefes, ve o dakika her ne hakkında düşünüyorsan... çok kuvvetli bir takıntıya dönüşüyor.
Chances are, you're all going to be thinking whatever you least want Buffy to hear.
Büyük bir ihtimalle Buffy'nin duymak istemeyeceği şeyler düşüneceksiniz.
We're thinking about getting a dog so we wanted to call him and ask him his advice, whatever, and see if maybe his office had a forwarding number and they said, you know... - That he wasn't there.
Bir köpek almaya karar vermiştik ve tavsiyesi için onu aramak istedik ofisinden bu konuyla ilgili bir telefon öğrenebiliriz diye düşündük ve onlar orada olmadığını söylediler.
You're my friend... and whatever else is going on... I can't have you out there thinking that my feelings for you... are tied in to my feelings for Jake.
Sen benim dostumsun ve ne olursa olsun Sana karşı olan hislerimin Jake ile aynı olmasını beklememen gerektiğini anlamalısın.
No. Whatever you're thinking, no.
Hayır düşünme ne olursa olsun, hayır.
Whatever you're thinking, you're probably right.
Aklından her ne geçiyorsa, muhtemelen haklısındır.
Look, whatever you're thinking about, just forget it, okay?
Bak, her ne düşünüyorsan unut gitsin tamam mı?
I just know that whatever you're thinking, it's not it.
Sadece ne düşünüyorsanız o olmadığını biliyorum.
So whatever you're thinking, stop, because that is not what happened.
Düşündüğün neyse yanlış çünkü öyle olmadı.
So, whatever you're thinking, you're wrong.
Yani her ne düşünüyorsanız, yanıldınız.
Whatever you're thinking,
Ne düşünüyorsan...
Look, Dawson, if you're here because you think that you and Joey are.... Whatever you're thinking, this is a bad idea.
Dawson, buraya gelmenin sebebi Joey'le senin, her ne olduğunuzu düşündüğün şeyse, bu pek iyi bir fikir değil.
Whatever you're thinking, Johnny...
- Düşündüğün her neyse Johnny...
"Yeah, whatever that means," you're probably thinking.
"Bu da ne demekse artık" diyorsun herhalde.
I don't know how you're thinking about getting out of here or whatever... what your plans are... but I think you should take my car.
Buradan nasıl gitmeyi düşünüyorsun... planın nedir bilmiyorum... ama sanırım arabamı almalısın.
Mom... taking your car out is gonna seem like the least of it... because whatever you're thinking right now... it's worse.
Anne. Arabanı almak en ufak şey aslında. Çünkü şu an düşündüğün şeyin daha kötüsü var.
Whatever you're thinking, Carmen... don't count on me.
Kafandan ne geçiyor bilmiyorum, Carmen. Ama, bu işte bana bel bağlama.
Whatever you're thinking or feeling... ... it's not worth it, you understand?
Ne düşünüyor ya da hissediyorsan buna değmez, anlıyor musun?
Whatever you're thinking, it's not gonna work.
Her ne düşünüyorsan, bu işe yaramayacak.
Whatever you're thinking...
Düşündüğün gibi değil... öyle değil, Kaajal!
Whatever So-young said about me, it's not what you're thinking...
So-young benim hakkımda her ne söylediyse, senin düşündüğün gibi değil.
Whatever you're thinking about destiny or fate, whatever... you're wrong.
Kader ya da alınyazısı hakkında ne düşünüyorsan, her ne düşünüyorsan, yanılıyorsun.
Whatever you're thinking, don't do it.
Ne yapmayı düşünüyorsan, bunu yapma.
Whatever you're thinking, whatever you're...
Nasıl olmasını istersen...
Whatever problems you're thinking about right now, let them go.
Şu an hangi sorunları düşünüyorsan, aklından çıkart.
Whatever you're thinking about doing, John, don't.
Her ne yapmayı planlıyorsan, John... Yapma.
Whatever you're thinking about, you will attract.
Düşündüğünüz şeyi kendinize çekeceksiniz,
I'm very grateful for your call and I'm thinking whatever you're thinking... i-it seems right.
Hayır, aramanıza çok memnun oldum. Ben de sizin düşündüğünüzü düşünüyorum. Doğrusu bu gözüküyor.
Whatever you're thinking, i can explain.
Ne düşünüyorsan, açıklayabilirim.
So my theory is that... Heaven or hell is whatever you're thinking then, in those milli - or nanoseconds between your body dying and your brain dying.
Benim düşünceme göre cennet ya da cehennem o an her ne düşünmüyorsan o olmalı.
Whatever you're thinking, stop it.
Her ne düşünüyorsan, unut gitsin.
Whatever you're thinking, you don't have it right.
Her ne düşünüyorsan, sandığın gibi değil.
So you're thinking if Renner was in on the brig break, he was in on whatever score Ferraro made in Iraq.
Yani Renner hapis firarının içindeyse Ferraro'nun Irak'taki icraatlarının da içindedir diyorsun.
Whoever you're thinking about, your girlfriend or whatever.
Kimi düşünüyorsan artık. Kız arkadaşını mı?
Whatever you're thinking, it's not going to happen.
Aklında her ne varsa, bu gerçekleşmeyecek.
So whatever you're thinking, you better think again.
Her ne planlıyorsan bir daha düşün.
Whatever it is you're thinking,
Siz ne düşünürseniz düşünün.
Please, whatever you're thinking of doing...
Lütfen, ne düşünüyorsan...
Hey, whatever you're thinking about doing, don't.
Hey, ne yapmayı düşünüyorsan, sakın yapma.
You're free to do whatever you want, but you're not thinking about your future.
İstediğinizi yapmakta özgürsünüz, fakat geleceğinizi düşünmüyorsunuz.
Claire, please, whatever you're thinking...
Claire lütfen her ne düşünüyorsan...
whatever you're thinking of doing 16
whatever you're doing 92
whatever you're selling 24
whatever you're having 17
whatever you're gonna do 20
whatever you're planning 19
whatever you're going through 19
you're thinking too much 16
you're thinking 97
thinking 451
whatever you're doing 92
whatever you're selling 24
whatever you're having 17
whatever you're gonna do 20
whatever you're planning 19
whatever you're going through 19
you're thinking too much 16
you're thinking 97
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
whatever 7954
whatevs 49
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
whatever you need 442
whatever you think is best 17
thinking about you 18
thinking about it 70
whatever 7954
whatevs 49
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
whatever you need 442
whatever you think is best 17
whatever works 54
whatever it takes 474
whatever you want 745
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever happened 140
whatever you are 68
whatever you do 548
whatever you think 49
whatever it takes 474
whatever you want 745
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever happened 140
whatever you are 68
whatever you do 548
whatever you think 49