Where is the money Çeviri Türkçe
853 parallel translation
Where is the money?
Para nerede?
Where is the money?
Şimdi, para nerede?
- Where is the money hid?
- Para nerede?
Where is the money coming from?
Bu para nereden geliyor?
Where is the money?
Hangi parayla?
- Where is the money, you pig?
- Para nerede domuz?
The secret of where that money is doesn't walk out of here unless I walk out with it.
Ben o parayla dışarı adımımı atamadıktan sonra sakladığım yeri hiç kimseye söylemem. Sır olur gider.
Why don't you tell me where the money is?
Paranın nerede olduğunu niye bana söylemiyorsun?
But maybe you do know things that, put together with the things I know, will tell me where the money is.
Ama belki benim bildiklerimle birleştiğinde... paranın nerede olduğunu bana söyleyecek şeyler biliyorsundur.
I think she knows where the money is.
Paranın yerini bildiğini düşünüyorum.
I don't care where his heart is, only the money!
Kalbini kime verdiği umurumda değil. Sadece parası umurumda!
You know where the money is.
Paranın yerini biliyorsun.
Wants to find out where the money is, where Anna is.
Paranın ve Anna'nın nerede olduğunu öğrenmek istiyor.
You know what they say, "Home is where the money is."
Ama ne derler bilirsin, "Doyduğun yer evindir"
That's where the real money is made, buster.
Gerçek para o şekilde elde edilir adamım.
I know where the money is.
Paranın yerini biliyorum.
You know where the money is, don't you?
Paranın nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Dead, he can't tell us where the money is or who his partner was.
Ölü, bize paranın nerede olduğunu veya suçu kimlerle birlikte işlediklerini söyleyemez.
That's where the money is.
Para orada.
For $ 2,000, I can tell you where the money is.
$ 2,000 karşılığında Paranın yerini söyleyebilirim.
He's the only one that knows where that money is.
O paranın nerede olduğunu bilen tek kişi.
They think I know where the money is.
Paranın nerede olduğunu bildiğimi sanıyorlarmış.
Remember where the stone is, and when you need money, take it.
Taşın yerini unutma, paraya ihtiyacın olduğunda gidip al.
You want the money. yet the only man who knows where it is. you let break his neck.
Sen parayı almak istiyorsun ve nerede olduğunu bilen tek kişi de senin elinde.
He's the only one who knows where the money is.
Paranın nerede olduğunu bilen tek kişi O.
Look Joe, there's the Top, that's where the money is.
Bak Joe, "Top" orada, para orada.
Listen if we find out where the money is, we don't tell the old lady.
Dinle paranın yerini bulursak bizim yaşlıya söylemeyiz.
You want to show me where the money is hidden?
Paranın nerede saklı olduğunu göstermek mi istiyorsun?
I'm gonna give you three seconds to tell me where the money is, before I bop you on your bopper.
Sana paranın nerede olduğunu söylemen için üç saniye veriyorum yoksa seni kıçına oturtacağım.
Well, I know where the money is.
Paranın nerede olduğunu biliyorum.
I always knew where the money is.
Nerede olduğunu hep biliyordum.
That's where the money is.
Para işte burada.
The money stays where it is.
Para orada kalacak.
I bet your mother knows where the money is and what you did to get it.
Eminim annen parayı ve nasıl aldığını biliyordur.
Further, that you said that your wife wouldn't need the money where she is.
Ayrıca eşinizin gittiği yerde ihtiyacı olmayacağını da söylemişsiniz.
Tell him the money is right here, where I always said it was right in this neighborhood.
Paranın benim söylediğim yerde olduğunu anlat onun çok yakınında.
What I'd like to know is where you took the chest containing that money.
Para dolu sandığı nereye götürdüğünüzü..... öğrenmek istiyorum.
- Tell me where the money is!
- Para nerde onu söyle bana!
I know where the money is.
Paranın nerede olduğunu biliyorum.
Tell us where the money is or we'll torch the house.
Bize paranın nerede olduğunu söyle yoksa evi yakarız.
Gotta be where the money is.
Para neredeyse oradadır.
And also, you might know where the money is, since nobody else seems to.
Ve ayrıca, paranın yerini de biliyorsundur başka kimse bilmediğine göre.
Now maybe you'll be polite enough to tell me where the money is.
Belki paranın yerini bana söyleyecek kadar da kibarsındır.
Spangler made it more than clear what will happen to her unless we told him where the money is.
Spangler, paranın yerini ona söylemezsek ona ne yapacağını açıkça söyledi.
I'll tell them where she can be found and where the money is hidden.
Onun nerede bulunabileceğini ve paranın nereye saklandığını ben söyleyeceğim.
With a gun in our hand at the bank. That's where the money is these days.
Elimizde tabanca ile bankaya dalıp soyacağız.
Is this where you give the money in?
Para verilen yer burası mı?
Tell me where the money is or else.
Paranın yerini söyle yoksa günah bizden gider.
So now I think the sensible thing for you would just be to tell me where the money is.
Artık öyle zannediyorum, senin için en mantıklı yol paranın nerede olduğunu söylemen.
I sure can't tell you which way to go, but if you wanna catch'em, go where the money is.
Ne yöne gitmen gerektiğini söyleyemem, ama onları yakalayacaksan, para neredeyse oraya git.
We have to find out where the money is.
Paranın nerede olduğunu bulmak zorundayız.
where is he 5231
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is she 3620
where is the boy 29
where is it from 16
where is this place 56
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is she 3620
where is the boy 29
where is it from 16
where is this place 56