Where is your brother Çeviri Türkçe
175 parallel translation
Where is your brother Siegfried?
Kardeşin Siegfried nerede?
- Where is your brother?
- Kardeşin nerede,?
- Where is your brother now?
- Şimdi kardeşin nerede?
Okichi, where is your brother?
Okichi, abin nerede?
Simon, where is your brother?
Simon, kardeşin nerede?
No, sir. That's Minna all right. Where is your brother Ben now?
Yok efendim bu bizim Mina abin nerede şimdi?
Where is your brother?
Abin nerede?
- Where is your brother now?
- Kardeşin nerede söyle?
Where is your brother anyway?
- Evet, kardeşin nerede?
- Where is your brother?
- Dans. - Kardeşin nerede?
Where is your brother, anyway?
Demişken kardeşin nerde?
- Where is your brother? - [Kids Talking, Indistinct]
- Erkek kardeşin nerede?
Where is your brother?
Erkek kardeşin nerede?
Where is your brother?
Peki kardeşin? Hiçbir fikrim yok Muhtemelen ölmüştür.
Where is your brother?
- Kardeşin nerede?
- Where is your brother?
- Kardeşin nerede?
Where is your brother?
Kardeşin nerede?
Where is your brother?
Ağabeyin nerede?
- Where is your brother?
- Ağabeyin nerede?
He asked : "Where is your brother being held?"
Şöyle dediğini duydum :
- Where is your brother's shop?
- Kardeşinin dükkanı nerede?
Now, where is your brother and that Nick?
Kardeşin ve o Nick nerede?
Where is your brother?
Kayınbiraderiniz nerede?
Where is your faith, my brother?
İnancına ne oldu, kardeşim?
Your brother is my best friend where's he?
Abiniz en iyi dostumdur! Nerede o?
- You gotta tell me where your brother is.
- Kardeşin nerede?
Anna Timofeevna, if your life with Anatoliy Ivanovich, as your brother told me about, is not going well, you must know, there's always home, where you can be accepted at, and where your children can be grown up in the best way.
Anna Timofeyevna, kardeşinin söylediği gibi, Anatoliy İvanovich, senin hayatında değilse, işler iyi gitmiyorsa, bilmelisin ki, seni kabul edecek bir ev var, ve çocukların en iyi şekilde yetiştirilecektir.
You have of late stood out against your brother... and he hath ta'en you newly into his grace... where it is impossible you should take true root... but by the fair weather that you make yourself.
Son zamanlarda erkek kardeşinize karşı çıkıyordunuz. Sizi daha yeni himayesine aldı. Ait olduğunuz yerde kalabilmek için, önce havanızı yumuşatmanız gerekiyor.
I know where your brother is.
Kardeşinin nerede olduğunu biliyorum.
You wasted your time at Oxford, pretending you were going into the Foreign Office, where that Jew queer Rosebery is Foreign Secretary and buggers the juniors, including your brother.
" Oxford'ta zamanını harcamayacaksın artık.. Dış işleri bakanlığına gitmeni sağlayacağım.. O ibne yahudi, Roseberry..
- Tell me where your brother is.
KardeŞinin nerede olduğunu biliyor musun?
This is where your brother fell, isn't it?
Burası ağabeyinin düştüğü yer değil mi?
Sweetheart, do you know where your brother is? Um, in the driveway.
- Tatlım, kardeşinin nerede olduğunu biliyor musun?
How is the institute in Milan where your brother-in-law works?
Kayınbiraderinin Milano'da çalıştığı enstitü nasıl?
Where the hell is your moron brother?
Nerede bu geri zekâlı ağabeyin?
This is the exact spot where I killed your brother five summers ago.
Beş yıl önce kardeşini, tam burada öldürmüştüm.
- Tell me where your brother is, Teo.
- Kardeşinin nerede olduğunu söyle, Teo.
I know that Smalls place is a chop shop... and I know you were planning to buy your brother back, which tells me... - that you know where your brother is. - No.
Smalls'un yerinde çalıştığını biliyorum ve kardeşini geri almayı plânlıyorsun, ki bu da bana kardeşinin yerini bildiğini gösteriyor.
Maybe there's someone else who knows where your brother's body is.
Belki de kardeşinizin cesedinin yerini bilen bir başkası da olabilir.
Okay, Mr. Harper, the reason I wanted to see you is because your brother is involved in a divorce action where the custody of his son might become an issue.
Bay Harper, sizi görmek istememin sebebi şu. Kardeşinizin boşanma davasında oğlunun velayeti sorun çıkaracak gibi gözüküyor.
Look where your brother is now.
Kardeşinin şimdi nerede olduğuna bak.
Just like your brother, as I recall, and we both know where he is, don't we?
Tıpkı ağabeyin gibi. Ama şu an ikimizde nerede olduğunu biliyoruz değil mi?
Any idea where your brother is?
Kardeşinizin şu anda nerede olduğunu biliyor musunuz?
Tell me where he is and I won't hurt you or your brother.
Nerede olduğunu söyle, seni veya abini incitmeyeyim.
If I kissed your brother, where is he?
Eğer ben kardeşini öptüysem, nerede o?
You and your brother are gonna take me to where that money is or the whore gets dead real fast.
Şimdi, sen ve kardeşin beni doğruca paranın olduğu yere götürüyorsunuz, ya da kaltağı çabuğundan öldürüyorum.
Your father was expecting your brother to be with you. Do you know where he is?
Ayrıca baban, kardeşini de seninle birlikte bekliyordu.
And the only way you're gonna live through the next hour is if you tell me where to find your brother.
Ve önümüzdeki bir saat hayatta kalabilmek için tek şansın, ağabeyini nerede bulabileceğimizi söylemek.
You're dead, and your sister and your brother-in-law are going to prison, and no one but you knows where the money is, so what do you want your wife to do now?
Sen öldün, kardeşin ve üvey kızkardeşin hapishaneye gidecek ve senden başka kimse paranın yerini bilmiyor.
- This guy knows where your brother is.
- Ağabeyinin nerede olduğunu biliyor.
Anyway, not matter where your brother is No matter what he is doing As long as he believes in it
Her halükarda, abin nerde olursa olsun ne yapıyor olursa olsun yaptığı işe inanıyorsa büyükannesi her zaman arkasında olur.
where is he 5231
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is she 3620
where is the boy 29
where is it from 16
where is this place 56
where is she going 61
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is she 3620
where is the boy 29
where is it from 16
where is this place 56
where is she going 61