English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / With a big

With a big Çeviri Türkçe

5,219 parallel translation
♪ That all started with a big bang ♪
Başladı hepsi Büyük Patlama ile
The governor-elect just threatened them with a big stick.
Seçilen vali az önce onları büyük bir sopayla tehdit etti.
My friend Alison's mom greeted her every day after school with a big hug and a giant smile, and I always thought, " yeah...
Arkadaşım Alison okuldan gelince annesi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle sımsıkı sarılırdı ona hep. Ben de şöyle düşünürdüm :
While Berta in her vest and I in my hattie had just baked our brains out with a big Christmas fatty.
Berta yeleğinin içinde, ben de kapüşonumun içinde Noel'in devasa esrarıyla kafayı buluyorduk.
I just need to wipe my face with a big hot towel.
Yüzümü sıcak, büyük bir havluyla silmeye ihtiyacım var.
With a big fat slice of road show radio right here, right now.
Bir tadımlık yol programı, şimdi, burada.
Then I will be a poor bitch with a big house.
Koca evdeki zavallı karı olacağım.
an atheist with a big gun.
Hem de silahlı bir ateist.
And what's wrong with a big mask'? Huh?
- Koca bir maskenin nesi varmış?
I wanna cut my belly open with a big knife just to let out all the butterflies.
Göbek deliğimi bıçaklayıp tüm kelebeklerin dışarı çıkmasını istiyorum.
With a big sign that said, Coming to this site soon. With a big-ass ugly picture of some houses.
Ve üzerinde kocaman çirkin ev resimlerinin olduğu "Yakında burada." yazan kocaman bir tabela.
Because under all that bitter, there's a sweet lady with a big heart.
Çünkü bütün sertliğin altında kocaman kalpli tatlı bir kadın yatıyor.
A bully with a big bag of tricks.
Bolca numarasi olan bir zorba.
So you're just gonna drive around with a big old red bumper... on your little periwinkle car?
Yani bu büyük kırmızı tamponla mı süreceksin, senin küçük menekşe arabanı.
I've got a big briefing with the Mayor.
Belediye Başkanı'yla önemli bir görüşmem var.
The only king you've got a shot with is the King of Big Screens.
En fazla ; Porno Yıldızı olan Kral'ı kapabilirsin.
In fact... Adam asked me to go to a wedding with him next month in Big Sur.
Aslında, Adam gelecek ay onunla Big Sur'daki düğün törenine gidip gitmeyeceğimi sordu.
Arguing with bunker management can result in permanent banishment. And that's a lot of big words. Singing Terrible Terror.
Sığınak yönetimiyle tartışmak kalıcı uzaklaştırmayla sonuçlanabilir.
You said kim is short, fat, and hairy, with big feet, And she's a hobbit!
Kim'in kisa, sisman, tuylu, buyuk ayakli ve bir hobbit oldugunu soyledin!
She lives in a big-ass mansion with me,
O kocaman bir malikanede benimle yasiyor.
- A little girl is making big waves With her fight against photoshop.
Kucuk bir kiz photoshopa karsi verdigi savas buyuk ses getiriyor.
That's a big leap right there. Buddy, buddy, um, what's the deal with your kids?
Dostum, dostum...
An in-depth profile in prime time, lots of eyeballs, with someone big, someone experienced, a Diane Sawyer, a James Novak.
Derin bir profille, iki dizi arasında *, gözünü bizden ayırmayan insanlarla, böyle büyük biriyle, deneyimli biriyle, Diane Sawyer, James Novak.
Just so you're familiar with the facts. I'm not expecting to jog anything, so, uh, you crashed her dad's wedding. That was a big moment.
Gerçekleri biraz öğren diye hafızanı canlandırmaya filan çalışmıyorum.
A very distinctive external feature of Jupiter's atmosphere is the "Big Red Spot", a gigantic whirlwind with a fixed position.
"Büyük Kırmızı Leke" Jüpiter atmosferinin çok belirgin bir dış özelliğidir, sabit bir yerde duran devasa bir fırtınadır.
It's a big risk with no guarantee it's gonna make it past your junk drawer, let alone MTAC.
ÇTUM bir yana, önceden ıvır zıvır çekmecende bulunması garantisi olmayan büyük bir risk.
The president said it's a big emergency with the I.M.F. and Kurdistan or Greece or... ( Sighs ) I don't know.
Başkan dedi ki çok acil bir durummuş IMF'yle ve kurdistanla * veya Yunanistan ilgili... Bilmiyorum.
We have a big problem here in the community, - and that is that we have far too few sperm donors with non-Western backgrounds it was Ali from NRK, Norway who made me aware of the problem.
Toplumumuzda büyük bir sorun var ve bu sebeple, fazla olmasa da, batılı olmayan sperm donörleri aramızda.
I'm told it's fruit-forward with a very big nose.
Meyvelilerden de getirin demiştim.
No, we're not going to your sister's house for Christmas or doing one of those big summer things at the lake or getting a picture made with everybody while people are still alive.
Hayır Noel'de kardeşinin evine gitmiyoruz veya gölde büyük yaz şeylerinden birini yapmıyoruz ya da herkes hayattayken aile fotoğrafı çektirmiyoruz.
I have a big meeting with Principal Foster today.
Müdür Foster ile önemli bir toplantım var bugün.
Yes, so would it be OK if I ended up having a date with your big, posh friend?
Şu sosyetik arkadaşınla çıksam senin için sorun olur mu?
But you've used a pretty big wish there, and you've always said those come with a cost.
Ama büyük bir dilek kullandın. Ve daima söylediğin gibi bunun bir bedeli olur.
It was like a golf cart with windows and a roof and a big engine.
Camları, tavanı ve büyük bir motoru olan golf arabası gibiydi.
A lowly clerk in a big company being with my own little desk.
Büyük şirketteki mütevazı kâtip. Kendi masam da olacak.
I'll get you a glamorous assistant with big tits to take over from that frumpy old cow you've got at the moment.
Etrafında gezen yaşlı inek yerine büyük göğüslü bir asistanın olacak.
When I get big again, I am so coming back here with a can of bug spray.
Tekrar büyüdüğümde, buraya böcek ilacıyla dönmezsem ne olayım.
Because one day in the not-so-distant future, you're pullin'up to a red light in your beat-up old Pinto, and that person's gonna pull up right along side you in a brand new Porsche, with their gorgeous young wife by his side. Who's got big voluptous tits.
Çünkü çok da uzak olmayan bir zamanda o külüstür Pinto'nuzla kırmızı ışıkta durduğunuzda yan şeritte o son model Porsche'uyla duran adamın yanında dolgun göğüslü, güzel karısı oturuyor olacak.
With a cute little girl, sort of a big-eyed, slanty-eyed thing.
İçine de büyük ve çekik gözlü, sevimli bir kız çocuğu koyarsın işte.
You're a big girl, Iz. There's nothing wrong with flying solo.
Kocaman kızsın, yalnız olman artık biraz tuhaf kaçıyor.
She's always in a hurry with her big wings.
Koca kanatlarıyla sürekli bir telaş içinde.
Okay, okay. I want one of those high seaters... with lots of spikes and a big stowage compartment.
Evet, yüksek eyerlerden istiyorum... sivri uçlu demirleri ve büyük bir istif bölmesi olsun.
Two big zaks with cheese, double portion hot-wings, large fries, garlic bread, and a bottle of diet cola.
İki büyük peynirli Zaks bir de bir şişe diyet kola.
It's causing a big problem here with the house prices and everything.
Ev fiyatları ve herşeyde sorun yaratır bu.
With a band that has little violins, big violins, one of those. A piano.
Arkamda bir orkestra var, kemanı olan çellosu olan şunlardan bir tanesi olan bir de piyano.
So you got into a tangle with a guy named Big Biz.
Demek Büyük Biz adında bir adamla sataştınız.
I mean, I wake up, I find you three in my closet along with a ransom note, a big old bottle of nitrous.
Uyanıp dolabı açtığımda, üçünüzü, fidye notu ve büyük bir tüp gülme gazıyla buldum.
And with a single bound the big, bad Wolf had devoured the little girl.
Tek bir sıçrayışla kurt küçük kızı yutuvermişti.
I've got a vacant room in a big old house with nothing but... dandelions and dust bunnies taking up residence.
Misafir odam var. Bomboş büyük eski bir ev birkaç bitki ve yerde ki tozları saymazsak tabi.
Since we're playing such a big theater, let's stick with what we know.
Böyle büyük bir salonda oynadığımız için... en iyi bildiğimiz işi yapalım.
You made a big mistake locking horns with us.
Sen bizi karşına alarak çok büyük bir hata yaptın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]