You always do that Çeviri Türkçe
1,025 parallel translation
Why do you always do that?
Neden hep bunu yapıyorsun?
Why do you always do that?
Evet! Hep böyle yapıyorsun.
Must you always do that, after I made it look so nice?
Ben herşey iyi süsleyip hazırladım ve sen yine parmağını sokuyorsun!
Why do you always take things out on him like that?
Neden sürekli onunla uğraşıyorsun?
I found out that you can't always do or say what you want to. That is unless your father lets you.
Baban izin vermedikçe dilediğini her zaman yapamaz ve söyleyemezsin.
He has told me that Hungarian parties always end with a... How do you call it?
Macar eğlenceleri hep şeyle biter dedi...
Do you always look at a woman like that?
Bir kadına bu şekilde bakmak zorunda mısın?
Do you always shout down your boyfriends that way?
Erkek arkadaşlarını hep böyle bağırıp susturur musun?
- Why do you always say that?
- Neden hep böyle söylüyorsun?
Annie, will you tell me, why do I always believe that your apples bring me luck?
- Söylesene Annie. Niçin hep elmalarının bana şans getirdiğine inanıyorum?
Do you always carry that chip on your shoulder?
Bunu hep yanında mı taşırsın?
Why do you always wear that thing?
Neden hep bu şeyi taşıyorsun?
Why do you always complicate things that are really quite simple?
Neden her zaman basit şeyleri karmaşık hale getirirsin?
My church is always open, you didn't have to do that.
Kilisem daima açıktır, bunu yapmanıza gerek yoktu.
Why do you always ask me that?
Neden sürekli bunu bana soruyorsun?
Er, tell me do you always wave that sword about like that?
Söyler misiniz, bu kılıcı her zaman bu şekilde mi tutuyorsunuz?
Do you know - l've always feared that wooden structure most...
Biliyor musunuz hep en çok şu tahta anıttan korktum.
Yes, what could we do that would be of interest to you? We could always do
Evet, sizin ilgilendiğiniz alanla ilgili olarak ne yapabiliriz, bir bakalım.
If you do that, you'll always be poor just like the greasy rat that you are.
Eğer beni öldürürsen, ömrünün sonuna kadar fakir kalırsın tıpkı şerefsizin teki olarak kalacağın gibi.
"You always do my tummy so well that it helps my digestion a lot!"
"Her zaman göbeğime masaj yap, bu gerçekten hazma da faydalı oluyor."
- Do you always sleep with that thing?
- Her zaman bu şeyle mi uyursunuz?
Why do you always have to go into that same song and dance?
Sürekli aynı lafları gevelemekten bıkmadın mı?
You always do things like that together, don't you?
Birlikte hep böyle şeyler yapıyorsunuz değil mi?
I always have the feeling that I do so little for you.
Yaptıklarımın senin için yeterli olmadığına dair bir his var içimde.
We are a lovely and blessed family, but I always have the feeling that I do so little for you.
Biz sevimli ve kutsal bir aileyiz. Fakat yaptıklarımın sana layık olmadığına dair bir his var içimde.
Do you always stand up there like that?
Hep böyle mi duruyorsun?
Do you always hide it like that?
Onu her zaman böyle saklar mısın?
Do you always sneak up on people like that?
İnsanlara hep böyle sessizce mi yaklaşırsınız?
That's what you always try to do. Paw me.
Her zaman yapmak istediğin şey işte.
Do you always have to wear that iron suit?
Her zaman şu demir elbiseyi giymek zorunda mısın?
Do you know that I have always envied somebody with that talent?
Biliyor musunuz? Böyle yetenekli kişilere hep özenmişimdir.
Say the things that trouble you, as you always do, and it will help.
Size sorun yaratan şeyleri, hep yaptığınız gibi söyleyin ; bu yarar sağlar.
I always felt that if more civilians felt the way you do... I mean, if more civilians felt the way you...
Her zaman düşünürüm eğer çok daha fazla sivil senin hissettiklerini... hissetseydi,... demek istediğim, daha fazla sivil senin gibi hissetseydi...
Do you always run with that crowd?
Hep bu ekiple mi takılırsın?
Do tables always make you smile like that?
Bir masanın önündeyken hep böyle gülümsüyor musunuz?
Always remember, gentlemen, that you are a failure in catering if you don't know what to do with your leftovers.
Beyler şunu aklınızdan çıkarmayın. Artan malzemeyle ne yapacağınızı bilmiyorsanız, yiyecek işinde başarılı olamazsınız.
Why do I always have the feeling that you're hiding something from me?
Neden hep benden birşeyler sakladığın fikrine kapılıyorum?
Do you always get off your horse that way?
Atından hep böyle mi inersin?
And that you always took other people to do the job for you and then you did the job to them.
Ve her zaman sizin için işi yapmak için başka insanları aldı Ve sonra onlara iş yaptı.
You can do that thing, but I've always just avoided it.
Siz isterseniz yapabilirsiniz ama ben hep kaçınmışımdır.
- You always do. But that guy with you!
- Daima güzel görünüyorsun ama şu herif!
But, why the hell do you always carry that bloody umbrella?
Şu kahrolası şemsiyeyi neden sürekli taşıyorsun?
Do you remember the prayer that Moishe always used to recite?
Moishe'nin sürekli okuduğu duayı hatırlıyor musun?
Do you always carry that with you?
Onu hep yanınızda mı taşırsınız?
Do you always go that fast?
Hep hızlı mı kullanırsın?
Master Jacques, you can assure him that if he grants me Marianne he will always find me the most submissive of men and that I shall never do anything contrary to his pleasure.
Jacques Usta, ona de ki eğer Marianne'ı bana vermeyi kabul ederse, beni dünyanın en itaatkar insanı olarak görecek karşısında ; onun isteği dışında tek bir şey yapmayacağım.
You can always do that.
Bunu her zaman yapabilirsin.
Do you always keep your sleeve in your pocket like that?
Gömleğinin manşeti daima cebinde mi duruyor?
Why do you always say things like that?
Neden hep böyle konuşuyorsun?
I mean, you see, the trouble, Wally, with always being active and doing things... is that I think it's quite possible to do all sorts of things... and at the same time be completely dead inside.
Problem şu Wally, sürekli hareketli olup bir şeyler yapılabilir ama bence bu tarz şeyleri yaparken bile kişinin aslında içi ölmüş olabilir.
- You can always do that.
- Şimdi sırası değil.
you always have a choice 31
you always do this 50
you always say that 113
you always have 92
you always do 171
you always have been 81
you always say 30
you always 19
you always will be 18
you always did 21
you always do this 50
you always say that 113
you always have 92
you always do 171
you always have been 81
you always say 30
you always 19
you always will be 18
you always did 21
you always were 48
you always are 27
do that 435
do that for me 24
do that again 97
you are 6060
you all right 5423
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you always are 27
do that 435
do that for me 24
do that again 97
you are 6060
you all right 5423
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are dead to me 22
you aren't 92
you are right 482
you are good 169
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are dead to me 22
you aren't 92
you are right 482
you are good 169