English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You come with me

You come with me Çeviri Türkçe

11,420 parallel translation
But, uh, Mrs. Smith, could you come with me?
Ama, Bayan Smith, benimle gelebilir misiniz?
You come with me.
Sen, benimle gel.
You come with me.
Sen benimle gel.
Cassie, you come with me.
Cassie, benimle gel.
Why don't you come with me?
Neden benimle gelmiyorsun?
Yeah, so I was thinking, why don't you take a couple of days off, come with me to see the dragon base?
Evet, ben de tam neden birkaç gün izin alıp benimle birlikte ejderha üssünü görmeye gelmiyorsun diye düşünüyordum?
Come with me, Santanico, and you'll feel no more pain.
Benimle gel, Santanico, ve daha fazla acı yaşama.
You - - You want me to come with?
Benim de mi gelme mi istiyorsun?
Look, Becca, I know this is hard to understand, but I have to go, and you can't come with me.
Bak Becca, bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum ama gitmeliyim ve sen benimle gelemezsin.
But I don't want you to give up on pitching new things, so just come to me, and I'll walk it in with you, okay?
Ama yeni şeyler ortaya koymana son vermeni istemiyorum,... bana gel ve birlikte yürüyelim, olur mu? Olur.
Can you please come upstairs with me for a minute, ma'am?
Benimle bir dakikalığına yukarı gelir misiniz, hanımefendi?
- I think you need to come with me.
- Bence benimle gelmen gerekiyor.
If you want to know what's been in my heart for the past few centuries, come with me.
Eğer son birkaç yüzyılda kalbimde neler olduğunu öğrenmek istiyorsan benimle gel.
And I hope you'll come with me.
Umarım benimle gelirsin.
Hey, guys, you better come with me.
Benimle gelseniz iyi olacak beyler.
Why don't you come to the surgery with me?
Birlikte muayenehaneye gidelim mi?
Why didn't you come to me with this?
Neden bana anlatmadın bunu?
It's probably better to be cautious for now, but if you do get a chance to go out again, you should come to college with me.
Şimdilik tedbirli olmanda fayda var ama dışarı çıkma şansı yakalarsan benimle üniversiteye gel.
Are you going to come study with me, the big bad dyke?
Büyük kötü lezbiyeninle bana ders çalışmak için mi geliyorsun?
You must come with me.
- Benimle gelmen gerek.
You must come with me.
Benimle gelmen gerek.
You have to come with me right now.
Acilen benimle gelmelisin.
I know, but I- - You saw how she was flirting with me, touching my arm, begging me to come for a drink.
- Benimle nasıl flört ediyor gördün, koluma dokundu ve beni içmeye davet etti.
You practically ran from that conference room to come and hide in here and left me to deal with a woman who knows your secret, and you're gonna tell me that it's not that big a deal.
Resmen toplantı odasından kaçıp, buraya saklandın ve sırrını bilen bir kadınla anlaşmaya varmam için toplantı odasında bıraktın ve bunun bana çok önemli olmadığını mı söylüyorsun?
I want you to come work with me.
Benimle birlikte çalışmanı istiyorum.
Would you come to a club with me?
Benimle gece kulübüne gelir misin?
You wanna come with me to a frat party tonight?
Dernek partisine gelmek ister misin benimle?
Do you want to come to a place with me?
Benimle bir yere gelmek ister misin?
I want you to come work with me.
Gelip benimle çalışmanı istiyorum.
Kono, would you please just... come here and sit with me?
Kono, lütfen buraya gelip yanıma oturur musun?
Why don't you leave your clothes here and come with me?
Kıyafetlerini burada bırakıp benimle gelsene.
Thank you for letting me come speak with you.
Sana dert yanmama izin verdiğin için sağ ol. Ne demek.
I wish you would have come with me.
Benimle beraber gelmeni diliyorum.
Garrett, um, I love those nicknames you come up with for me, but, uh, some people might see them as insulting, so why don't you just get'em out of your system now?
Garrett, benim için bulduğun lakaplara bayılıyorum ama kimi insanlar onları hareket olarak algılayabilir. Onları hemen söyleyip de kurtulsana.
If you come back over with me, I'll hand her off to you.
Benimle oraya gelirsen onu sana bırakacağım.
I need you to come with me down to this club.
Benimle şu kulübe gelmen lazım.
I have some information about your wife's condition, if you'll both come with me, please.
Karınızın durumuyla ilgili görüşmemiz gerek. İkiniz de benimle gelir misiniz lütfen?
Dr. Reid. I need you to come with me.
Dr. Reid, benimle gelir misiniz lütfen?
I need you to come with me.
Benimle gelmeniz gerekiyor.
Come on, you're coming with me.
Hadi, sen de geliyorsun.
Well if you won't come drink with me, you won't mind if I just mosey on over and have a drink with you?
Gelip benimle içki içmek istemiyorsan benim gelip seninle içmemde sakınca yoktur umarım?
You should come with me sometime.
Benimle gelmelisin.
- Ma'am, you need to come with me now. - Why?
- Hanımefendi hemen benimle gelmelisiniz.
Looks like you're gonna have to come with me Until we get that sorted out.
Görünen o ki bu durumu çözene kadar benimle gelmen gerekecek.
You should come have a drink with me.
Gelsene, bir içki içelim.
"He will come now with me and at least he will play 50 percent of the games, I promise you."
"Benimle gelirse..." "... sana söz veriyorum maçların yüzde ellisinde kesin oynayacak. "
Uh... Aren't you gonna come down there with me?
Benimle oraya gelmeyecek misin?
You have to come back with me.
Benimle oraya gelmek zorundasın.
You need to come with me right now.
Hemen benimle gelmelisin.
So listen, my mother-in-law's throwing me a surprise baby shower tonight that I totally don't want to go to, so you have to come with me.
Be hiç gitmek istemiyorum yani benimle gelmek zorundasın. Gelemem.
Come on, Lieutenant. Before you turn me in, don't you want to run with a Precog?
Hadi Teğmen, beni ele vermeden önce bir kere olsun Ön Kâhin'le çalışmak istemez misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]