You feel me Çeviri Türkçe
9,026 parallel translation
- You feel me?
- Anladın mı beni?
- Bailey, can you feel me?
Evet, tam arkandayım.
Scorched earth, you feel me, Noah?
- Temizlik yapacağız Noah, anladın mı?
- You feel me?
- Anlıyor musun beni?
Doesn't feel right, you helping me without getting something out of the bargain.
Karşılığını veremeden yardım etmeniz doğru olmaz.
Tell me, what's gonna make you feel safe at night once that baby's born?
Söyle, bebeğin doğduğu gece seni ne bu kadar güvende hissettirecek?
You can't tell me that you didn't feel anything when you met Robin Hood.
Robin Hood'la tanıştığında hiçbir şey hissetmediğini bana söyleyemezsin.
I'm sorry Papaw, I know you gave him to me, but I just feel bad cause I don't ride him as much as I used to.
O atı bana senin verdiğini biliyorum ama ona artık eskisi kadar binmediğim için moralim bozuluyor.
You're going to take whatever you need, a month or two, and when you feel like you've got your head on straight, you're going to call me and well! Try this again, all right'?
Ne kadar istersen bir, iki ay dinlen, istirahat et kafanı ne zaman toplarsan beni ararsın, ve tekrar deneriz, olur mu?
Regardless of how you feel about me, I do a damn good job running this place.
Benimle ilgili hislerine aldırmadan, burada çok iyi iş çıkarttım.
Mashed potatoes always make me feel better, so maybe they'll do the same for you.
Patates püresi beni hep iyi hissettirir belki seni de iyi hissettirir.
Because I feel like you're pushing me in a direction that is unthinkable and untrue.
Çünkü beni düşünmesi bile hoş olmayan gerçekliği olmayan bir yere itiyormuşsunuz gibi hissediyorum.
I get what you're going through... losing Letha, the baby, and now you feel like you're losing me, but you're not.
Neler yaşadığını anlıyorum. Letha'yı ve bebeğini kaybettikten sonra beni de kaybedecekmişsin hissine kapılıyorsun. Ama öyle bir şey olmayacak.
She's my mother, she's dying, and she said you could put me up in the cloud so I could rest, so I wouldn't have to feel miserable.
O benim annem, ölüyor ve beni bulutlara gönderebileceğini söyledi böylece dinlenebilirim. Zavallı halde hissettmek zorunda kalmam.
If that's how you feel, you know, have your stupid little group all to yourself in our house. But don't expect me to wait to watch The Good Wife.
Ama benden "The Good Wife" ı izlememi bekleme.
Hey. You feel like doing something a little crazy with me? What?
- Benimle çılgınca bir şey yapmak ister misin?
You reprogrammed me not to feel.
Hissetmemem için beni yeniden programladın.
I feel like you could've woken me up first.
Bence yine de önce beni uyandırsaydın.
But I do, so let me tell you how I really feel.
Ama ben önemsiyorum gerçekte ne hissettiğimi sana söylememe izin ver.
Oh, well, I just thought the color you wanted... how do I put this... made me feel lonely.
Ben sadece senin istediğin rengin bu olduğunu nasıl söylesem bu beni yalnız hissttiriyor.
If you're thinking of saying something to make me feel better, don't.
Daha iyi hissetmem için birşeyler söyleyeceksen, söyleme.
I mean, how would you feel if one of your friends wanted to go out with me?
Yani, arkadaşlarından biri benimle çıkmak isteseydi kendini nasıl hissederdin?
This way, you'll feel a little less like you're enabling me.
Böylece bana çanak tuttuğunu hissetmezsin.
You made me feel like part of a family.
Aileden biriymişim gibi hissettim.
Or that? You would make me feel nuts for my own sake?
Benim iyiliğim için mi beni deliriyormuşum gibi hissettirdin?
Well, if you don't feel like you can for yourself, what about doing it for me?
Kendin için yapmak istemiyorsan benim için yapmaya ne dersin?
Can't you say something to make me feel better?
Moralimi düzeltecek bir şey söyleyemezmisin?
You know, the whole thing made me feel like "The Wizard of Oz."
Bütün bu macera beni Oz Büyücüsü gibi hissettirdi.
- Be nice. - ♪ Mighty real ♪ ♪ You make me feel ♪
- Kibar ol - â ™ ª Gerçek â ™ ª â ™ ª Kendimi gerçek hissetmemi sağlıyorsun â ™ ª
♪ You make me feel ♪
â ™ ª Kendimi gerçek hissetmemi sağlıyorsun â ™ ª
Do you know how disgusting you make me feel?
Kendimden nasıl nefret etmemi sağladın biliyor musun?
She's like, I barely feel it, you know. Sometimes it helps me sleep.
Etkisini hissetmediğini, uyumasına yardımcı olduğunu söyledi.
I'm only telling you this because, when I'm dead, you may feel bad, and I don't want you to think you tricked me.
Bunu sadece öldüğümde kötü hissedebilirsin diye söylüyorum. Beni kandırdığını düşünmeni istemiyorum.
I feel sorry for you, but give me the money.
Senin adına üzgünüm ama paramı istiyorum.
I feel as if you were counseling me.
İyi de sen sanki bana danışmanlık yapıyormuş gibi konuşuyorsun.
If you feel like talking, come find me.
Konuşmak istediğinde beni bul.
You know what would really help me feel... feel better?
Beni ne iyi hissettirir biliyor musun?
You know, it would really help me feel better if I could just crawl into bed with you for a few minutes.
Seninle yatağa kıvrılabilsem cidden daha iyi hissederdim.
Like, I feel like you wanna tackle me for some reason.
Sanki, beni bi'sebepten ötürü becermek istiyorsun.
♪ and I have seen this... ♪ How the hell do you think it makes me feel, huh?
Kendimi nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
You rejected me. I'm literally going to make you feel my pain.
Şimdi sana kendi acımı hissettireceğim.
♪ and I have... ♪ How the hell do you think that makes me feel, huh?
Kendimi nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
How the hell do you think it makes me feel, huh?
Kendimi nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
No, now is exactly the time to get into it, because you have taken every opportunity possible to make me feel like I am nothing, and now, even though you want something, you're still treating me like I'm nothing.
Hayır, şu anda bunu yapmanın tam sırası, çünkü elinde beni hiçbir şeymişim gibi hissettirecek fırsatlar olduğunda her seferinde bunu benden esirgemedin, ve şimdi, bir şey istiyor olmana rağmen, hala bana bir hiçmişim gibi davranıyorsun.
You should. And while you're at it, you should feel pretty awful about being a dick to me right now.
Ve hazır bunu yaparken, bana karşı hıyarlık yaptığın için de berbat hissetmelisin.
You are making me feel like I've already died.
Şimdiden ölmüşüm gibi hissetmeme neden oluyorsun.
No, I think it's good if you make me feel better
Hayır, bana göre bana kendimi iyi hissettirmen...
You want me to feel guilty because I'm in Gafsa?
Gafsa'dayım diye kendimi suçlu hissetmemi mi istiyorsun?
Tucker, I want you to do something for me that may make you feel a little uncomfortable, but I want you to be open-minded.
Tucker, seni rahatsız edebilir ama benim için bir şey yapmanı istiyorum. Açık fikirli olmanı istiyorum.
So when you put your hand on me like this, you can't feel anything at all?
Yani elini bu şekilde bacağıma koyduğun zaman hiçbir şey hissedemiyor musun?
You're beginning to make me feel uncomfortable.
Beni rahatsız ediyorsunuz.
you feeling better 72
you feel better 80
you feel better now 24
you feel bad 27
you feeling okay 78
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel okay 24
you feel so good 17
you feel good 50
you feel better 80
you feel better now 24
you feel bad 27
you feeling okay 78
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel okay 24
you feel so good 17
you feel good 50
you feel guilty 27
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
feel me 74
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
feel me 74
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499