You feel good Çeviri Türkçe
2,317 parallel translation
Does that make you feel good?
İyi hissetmiyor musun?
No, I just... I want to be the only thing that makes you feel good.
- Hayır, ama sana kendini iyi hissettiren tek şey ben olmak istiyorum.
I hope you feel good.
Umarım kendini iyi hissediyorsundur.
When you look good, you feel good, right?
İyi görünürsen kendini de iyi hissedersin, değil mi?
You feel good about everything?
Her şey tamam, değil mi?
The kind that makes you feel good about yourself.
Kendini iyi hissettiren türden yanlışlardan.
- You feel good about this?
- Bu konuda için rahat mı?
It makes you feel good inside, Lux.
- Tamam. - Bu iyi hissetmeni sağlar Lux.
Got something to make you feel good. - Oh, yeah?
- Cebimde seni mutlu edecek bir şey var.
- You feel good about this surgery?
Bu operasyon için kendini iyi hissediyor musun?
That's what I mean when I say, do you feel good about it?
Kendini iyi hissediyor musun derken bunu kastetmiştim
You make us feel good, we'll make you feel good.
Bizi mutlu edeceksin, biz de seni mutlu edeceğiz.
I did not say that to make you feel good.
Bunları, iyi hissetmen için söylemedim.
And you feel good about that.
Bunun için kendini iyi mi hissediyorsun?
So you can feel good about yourself?
Böylece kendiniz iyi mi hissediyorsunuz?
And you can feel good about eating here, too.
Üstelik burda yediğin yemek sana kendini iyi hissettirecek.
If you're trying to make me feel bad about not being as good a liar as you -
Senin kadar iyi yalan söyleyemiyorum diye beni üzmek istiyorsan...
You gotta just start doing things that feel good for no good reason.
İyi bir nedeni olmadığı halde, seni mutlu eden şeyleri yapmaya başlamalısın.
So you can feel good about yourself?
Kendini iyi hissetmek için mi?
You both like to win. Winning's great, but if I've done my best, I usually feel good about the outcome, no matter what it is.
Kazanmak iyidir, ama elimden geleni yaptıysam sonuç ne olursa olsun, mutlu oluyorum.
In this iteration, Jennifer Connelly, whom you may recall as the girlfriend of Russell Crowe in A Beautiful Mind, a feel-good romp if there ever was one.
Bu durumda bahsi geçen kişi Jennifer Connelly oluyor kendisini Akıl Oyunları filminden Russell Crowe'un sevgilisi olarak hatırlayabilirsin. Gerçekten varsa iyi hissettiren bir ilişki.
I feel like if you and I were in a room with a perfectly good cheesecake... all sorts of conversation would start happening.
Seninle beraber harika peynirli pastanın olduğu bir odada olsaydık her tür konuşma hemen başlardı bence.
- It does feel good to do stuff in threes. - Okay, you know what?
Üç kere yapmak iyi hissettiriyor.
Heh. You know, I feel pretty good. Yeah?
Aslında çok iyiyim.
Ari, I cannot tell you how good it makes me feel to watch you squirm.
Ari, önümde kıvrandığını görmek bana nasıl zevk veriyor bilemezsin.
The first thing that you mentioned about having sex with this man was how good he made your breasts feel.
Seks yaptığın adamdan bahsettiğin ilk şey göğüslerinin ne kadar iyi olduğuyla ilgili sana hissettirdikleriydi.
I feel like you're leaving out the good parts about this guy.
Adama dair övgülerin bitmez üzere sanırım.
And I feel like this might bring us Some kind of karmic good will in our quest to find That very balloon-would that make a difference to you?
Ve bunun bize bir çeşit karma getireceğini o balonu bulmamız için bize bir iz vereceğini hissettiğimi söylesem?
If I told you that gorilla is the very same one from the car dealership that let that money balloon go, and I feel like this might bring us some kinda karmic good will in our quest to find that very balloon, would that make a difference to you?
Eğer sana o gorilin içi para dolu balonu göğe salan oto galerisininki ile aynı oluğunu ve o balonu ararken bize bir çeşit iyi şans getireceğini hissettiğimi söylesem, fark eder mi?
But, Dad, doesn't it feel good to know... that your whole family is willing to drop everything to be with you, to fly across the ocean in a steel coffin?
Ama baba tüm ailenin seninle olabilmek için her şeyi bırakması ve okyanus üzerinden o çelik tabutla uçmayı istemesi hoşuna gitmiyor mu?
Hey, Axl, you should feel good about the work you did tonight.
Axl, dün geceki çalışma için içini ferah tutmalısın.
You should feel good about that.
Kendini iyi hissetmelisin.
It feel as good as you thought it would?
Düşündüğün kadar güzel mi?
I feel like it would help give me closure if I could say good-bye to you in the way that I wanted to say good-bye to her.
Onunla vedalaşıyormuş gibi seninle vedalaşırsam bu eksikliğimi gidermiş olurum.
Man, I hope you copped a good feel on the way out.
Çıkarken iyi mıncıkladın herhâlde.
You know why I feel good?
Niye iyi hissediyorum biliyor musunuz?
- Damn it! Look, if it makes you feel better, you look dead good on it.
Ha ha ha!
Look, if it makes you guys feel good to hide behind shoptalk, knock yourselves out, but I got a client to defend.
Bak, eğer sizleri alışveriş konuşması mutlu ediyorsa, Kendinizi yere çivileyin, fakat benim savunacak bir müşterim var.
I feel good lying on top of you.
Üzerinde uzanmak hoşuma gidiyor.
You know what? You know, I feel like I really did a good thing.
Biliyor musunuz gerçekten de iyi bir iş yaptığımı düşünüyorum.
Well, in addition to being disease-free, you're on birth control, so the risk of pregnancy is very low, and, Matt should feel good about that as well.
Ek olarak hastalıksız olmanın dışında doğum kontrol hapı kullanıyorsun, yani hamilelik riski çok düşük. Matt'de ayrıca bu konu hakkında rahatlaması gerekiyor.
And I feel good when I'm with you, but... it occurs to me, well, that's your job... I mean, to come in here and to listen to people talk and to make them feel good, and I just... I want to be sure that I'm not using you for that, you know, and that I'm not doing all the talking and the... and the good feeling and that I'm...
Ve seninleyken kendimi çok iyi hissediyorum ama bana öyle geliyor ki senin işin yani buraya gelip insanlarla konuşup onları dinlemen ve onlara kendilerini iyi hissettirmen ve ben de seni bunun için kullanmadığımdan emin olmak istedim yani sürekli konuşarak ve konuşmaktan dolayı kendimi iyi hissederek sana psikiyatr gibi muamele etmediğimden emin olmak istedim.
Daphne, you abused your powers because you wanted to feel good about yourself, and you didn't give a damn about the consequences.
Daphne, kendini iyi hissetmek istediğin ve sonuçlarını hiç sallamadığın için güçlerini kötüye kullandın.
I mean, obviously I can't be like a bodyguard type or anything like that, but I feel like I'm giving you something just as good.
Yani tabii ki senin gibi badigard veyahut bunun gibi bir şey olamam ama... Sana iyi bir şeyler veriyormuşum gibi hissediyorum.
I don't know whathe needs to say to make you feel good about him getting drunk, driving into Maya and Dell.
Sam, sen iyi misin?
Hey, you know what, while we're being honest, Helping you makes me feel really good.
Aslında hazır dürüst dürüst konuşurken sana yardım etmek bana güzel geliyor.
But if I did anything to make you feel like you're not good enough, I'm so sorry.
Ama yeterince iyi olmadığını sanmana neden olacak bir şey yaptıysam, çok özür dilerim.
Do you think I feel good about not being there?
Burada olmamak içime dert olmadı mı sanıyorsun?
It doesn't make you feel very good about yourself.
Sana kendini pekte iyi hissettirmiyor.
To make you feel good, having the upper hand?
Daha iyi mi hissettiriyor, üstünlüğe sahip olmak?
Feel good? - Well, you better learn to love it. - Why?
iyi, daha iyisin sevmeyi öğreniceksin neden?
you feel me 201
you feeling better 72
you feel better 80
you feel better now 24
you feeling okay 78
you feel bad 27
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel so good 17
you feel okay 24
you feeling better 72
you feel better 80
you feel better now 24
you feeling okay 78
you feel bad 27
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel so good 17
you feel okay 24
you feel guilty 27
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
feel good 55
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
feel good 55
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326