You need to eat Çeviri Türkçe
445 parallel translation
You need to eat this to avoid making any mistakes during your performance, right?
Konserin sırasında bir hata olmaması için bunu yemelisin değil mi?
- That's it darling, you need to eat.
- Aferin hayatım. İyi yemen lazım.
You need to eat.
Bir şeyler yemen gerek.
You need to eat!
Yemeye ihtiyacın var.
You need to eat well if you want to get back at them.
İntikamını almak istiyorsan yemek yemelisin.
You need to eat a lot.
Çok yemen lâzım.
"You need to eat some eggs."
"Biraz yumurta ye." " Tanrım, olamaz.
You need to eat a lot.
Çok yemen lazım.
You need to eat something to keep going.
Devam edebilmek için yemelisiniz.
Other than the fact that you need to eat more vegetables, you're perfectly healthy.
Biraz daha sebze yemen gerektiği dışında,... son derece sağlıklısın.
- You need to eat, honey.
- Yemelisin tatlım.
Jeremy, you need to eat somethin'.
Jeremy, bir şeyler yemelisin.
She says you need to eat.
Yemen gerektiğini söylüyor.
You need to eat something to keep your strength up.
Gücünü toplamak için bir şeyler yemelisin. Haydi.
The trip wore you out. You need to eat and rest.
Bu yolculuk sizi çok yormuş.
You need to eat.
Yemek yemelisin.
Do you need to eat?
Yemek ister misin?
You need to eat.
Yemen gerek.
You know how much I worked to get that shirt? These girls need to be in jail and eat bean rice to wake them up. Give it back..
Geçinmek için ne kadar çok çalıştığımı biliyor musun?
- Now, come on, eat, ma'am. You need to.
Hadi, birşeyler yiyin, hanımefendi, yemelisiniz.
And you'll need to eat occasionally.
Ve zaman zaman da yemen gerekecek.
You eat when you need to, if not, you don't.
İhtiyacınız olduğunda yemek yersiniz, bulamazsanız, yemezsiniz.
You need more to eat.
Daha çok yemek yemelisin.
Why do you buy things to eat we do not need?
İhtiyacımız olmayan yiyecekleri niye alıyorsun?
We need you to eat some carp and produce lots ofmilk.
Biraz sazan yemek ve çokça süt üretmek için size ihtiyacımız var.
If you need something to eat or somewhere to sleep, I'm at your service.
Yiyecek bir şeye ya da... yatacak bir yere ihtiyacınız varsa, hizmetinizdeyim.
You don't need to eat it.
O yensin diye yapılmamış.
'And so on... 'After a while, the style settles down a bit,'and it starts telling you things you actually need to know,'like the fact that the fabulously beautiful planet of Bethselamin...'is now so worried about the cumulative erosion 'caused by 10 billion tourists a year'that any net imbalance between the amount you eat'and the amount you excrete whilst on the planet'is surgically removed from your body weight when you leave.'
Ve sonra... üslup oturur, ve size bilmeniz gereken şeyleri anlatmaya başlar, mesela Bethselamin isimli güzel gezegenin sakinleri, yılda gelen on milyar turistin yaratacağı toplam erozyondan o kadar endişelidirler ki gezegen üzerindeyken, yediğiniz ve çıkardığınız arasındaki net fark,
I know, in the Bruckner household you eat it from a glass with six spices, and that's very original but no need to make fun of those unaccustomed to such originality.
Biliyorum ki siz Bruckner ev halkı onu tabaktan yersiniz altı parçaya ayırarak, ve bu da çok orijinal fakat bu alışılmamış orijinallikle alay etmeye de gerek yok.
Sirs, would you like to eat or do you need lodgings?
Beyler, yemek mi yoksa oda mı? Oda lütfen!
You don ´ t need a mouthhole to eat with... and an asshole to swallow infinity.
Yemek için ağız deliğine ve sonsuzluğu yutmak için göt deliğine ihtiyacın yoktur.
Marcy, I don't need you to tell me what to eat.
Marcy, neleri yiyip neleri yiyemeyeceğimi anlatmana gerek yok.
It doesn't matter if you like it or not. You have to eat! You need to, so you can grow up!
Yemelisin ki büyüyebilesin!
to eat you need money!
yemek için paraya ihtiyacın var!
You need something to eat.
- Bir şey yemek zorundasın.
If you need someone to eat sashimi with you, give me a ring.
Senle sashimi yiyecek biri gerekirse, beni ara.
For quite some time that you owe sixty francs, But we also need to eat until Saturday.
Size uzun süredir altmış frank borcumuz var. Ama Cumartesiye kadar da ekmek bulmalıyız.
I don't need you to tell me how to eat.
Nasıl yiyeceğimi söylemene ihtiyacım yok.
Upholstery don't need to be spick-and-span. You don't need to eat off it.
Çok iyi olmasına gerek yok.
You need to express your grief or it'll eat you up.
Üzüntünü dışa vurmazsan seni yer, bitirir.
Odo, I know you don't need to eat, but did you ever try it anyway?
Odo, biliyorum, yemek yemek zorunda değilsin ama yine de yemek yemeyi hiç denedin mi?
Oh, you boys don't need to get back in line to get lunch,'cause... there's plenty to eat right where you're standing.
Yemek almak için tekrar sıraya girmenize gerek yok. Olduğunuz yerde yiyecek bir sürü şey var zaten.
Do you need some food or something to eat?
Yiyecek bir şeyler ister misin?
You need something to eat. Come to the kitchen.
Bir şeyler yemen gerek, mutfağa gel.
But I need to see you, I'm dying to eat your pussy.
Ama seni görmem lazım, amını yalamak için geberiyorum.
You're not supposed to eat it. We need that for the rest of the shoot.
Yememen gerekiyordu, ilk çekim için ona ihtiyacımız olacak.
You might need something to help you since you've no experience, and the simplest way is to eat Wasabi.
Tecrübeniz yoksa yardım edecek birşeyler kullanabilirsiniz, ve en basiti Wasabi yemektir.
If you want to eat us, you'll need to fatten Alice too.
Eğer bizi yemeyi düşünüyorsan Alice'i de beslemen lazım.
Raymond, listen to me. You need to have a will and eat a fibrous breakfast every morning and nothing can touch you.
Raymond, vasiyetin olursa ve lifli gıdalar yersen başına bir şey gelmez.
Why would people who eat with sticks invent something you need a fork to eat?
Çubukla yiyen insanlar çatalla yenen bir şeyi niçin icat etsin?
I don't know if you smoke it or eat it or what, but I need to try it now.
Yenir mi içilir mi bilmiyorum ama hemen denememiz gerek.
you need to eat something 27
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need me 391
you need to know 57
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need my help 75
you need anything 203
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need me 391
you need to know 57
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need my help 75
you need anything 203
you need to relax 122
you need help 387
you need to calm down 202
you need a hand 67
you need anything else 61
you needn't worry 60
you need to go home 72
you need money 83
you need to see this 158
you need this 62
you need help 387
you need to calm down 202
you need a hand 67
you need anything else 61
you needn't worry 60
you need to go home 72
you need money 83
you need to see this 158
you need this 62