English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You think so too

You think so too Çeviri Türkçe

313 parallel translation
Do you think so too?
Sen de öyle mi düşünüyorsun?
I think that is a lovely hat Maybe you think so too?
Bence bu çok şık bir şapka Belki siz de öyle düşünüyorsunuzdur?
- You think so too?
- Sen de mi benim gibi düşünüyorsun?
- You think so too?
- Siz de öyle düşünmüyor musunuz?
- Do you think so too, sir?
- Siz de mi öyle düşünüyorsunuz, efendim?
I'm glad you think so too.
Böyle düşündüğünüze sevindim.
- Do you think so too?
- Sen de inanıyor musun? - Hayır, inanmıyorum!
You think so too, huh?
Demek sen de öyle düşünüyorsun.
- You think so too?
- Sen de mi öyle düşünüyorsun?
Oh, you think so too, Hatta? Of course!
Öyle mi düşünüyorsun, Hatta?
- You think so too?
- Sen de mi böyle düşünüyorsun?
You think so too?
Gerçekten mi? Sende mi böyle düşünüyorsun?
You think so too?
Sen de mi öyle düşünüyorsun?
How about you? - You think so too?
- Doğru söylüyor. 4 kişi ancak sığdık.
And I don't think you'd still be here if you didn't think so, too.
Sen de böyle düşünüyor olmasaydın şu anda burada olmazdın zaten.
You think 20 marks is too much for the room, so what do you say?
Oda için 20 mark fazla diye düşünüyorsunuz, ne dersiniz?
I'm sure you'll think so, too.
Eminim sende öyle bulacaksın.
Well, sister, it so happens I think I'm too good for you.
- Evet, bacım kendime lâyık görmüyorum.
Then we'll put all these there, too, and then we'll board it up... so you'll never have to see it again, never even think of it.
Bunları da oraya koyup kapatırız... böylece onları bir daha görmezsin, hatta düşünmezsin bile.
So you think it's over, too?
Sen de mi bittiğini düşünüyorsun?
I think you got a real gift for it, so maybe Greg has too.
Elin çok yatkın, belki Greg de öyledir.
Most of you seem too young, however, so I think you should look at something more wholesome.
Çoğunuz çok genç görünüyorsunuz, yine de, bu nedenle sanırım, daha sağlıklı bir şey bakmalısınız.
You think so, too?
Sence?
I don't mean to criticise because... his story was so much better than mine... but don't you think the first part is too long getting to the point?
Benden daha iyi bir öykü... yazdığı için eleştiriyor değilim. Ama ilk bölümde konuya girmekte geç kalınmış, siz ne dersiniz?
Oh, friends, you think too much about the future. But you seem so different.
Dostlarım, geleceği çok fazla düşünüyorsunuz.
Guess you coloured boys think so too, eh?
Siz siyah erkekler de böyle mi düşünüyordunuz?
My dearest Tom, I'm really much too tired to write, but I think of you so very often that I'm always afraid there may be things I will forget to mention.
"Sevgili Tom..." "yazmaktan gerçekten çok yoruldum..." "fakat senin için sürekli düşünüyorum ki..."
So you too think our work is ‒
- Herhalde inanıyorsun ki işimiz de...
I am a human being too, whether you think so or not.
Öyle düşünsen de düşünmesen de ben de bir insanım.
If it'll make you feel any better, I think so, too.
Kendini iyi hissetmeni sağlayacaksa evet, bence de öylesin.
- You think so, too?
Katılıyor musun bana? - Evet, tabii ki.
Mr Atkinson, I've been at these since Saturday, just about nonstop, because I had to get them into some sort of shape for you to see because I think they're an improvement, and you've got to think so too.
Bay Atkinson, cumartesiden beri durmaksızın bununla uğraşıyorum. Sizin değerlendirebileceğiniz bir şekle sokmaya çalışıyordum da. Belli bir aşama kaydettiğimi düşünüyorum ve sizin de aynı şekilde düşüneceğinizi sanıyorum.
If you don't mind my saying so... I think you're too thin.
Lütfen kusura bakmayın ama bence fazla zayıfsınız.
Don't you think that since we know that Arnhem is so crucial to their safety, they might know that, too?
Biz bildiğimize göre, onlar da Arnhem'in güvenlikleri için çok, önemli olduğunu bilmiyorlar mıdır, sizce?
If you don't mind my saying so, Cullen, I think there's a little too much cash on the floor these days.
Sakıncası yoksa Cullen, kişisel düşüncem bu günlerde, katta çok fazla nakit var.
I know it's a big decision for you, too. It wasn't so easy to leave my husband, and now to think of the children...
Kocamı terk etmek kolay bir şey değildi.
Really, this is so out of left field, to use a metaphor from your profession. If you think the job's too big for you to handle, just say no.
Bu benim alanımın dışında, sizin mesleğinizden bir mecaz kullanmak
So until he changes his mind, that's what you and I think, too.
O fikrini değiştirene kadar, sen de, ben de onun gibi düşüneceğiz.
I think you have a bit too much up front to be a guy, so you must be a lesbian.
Erkek olabilmen için önde biraz fazlalığın olduğuna göre lezbiyensindir.
He held that ball too Long in center field, don't you think so?
Davis topu orta alanda fazla oyaladı, sence de öyle değil mi?
Everything goes by so fast... cities... people... but sometimes we get so tired... too tired to think about you.
Her şey çok hızlı geçiyor... şehirler... insanlar... Ama bazen çok yoruluyoruz... Nerede olduğumuzu bilemeyecek kadar yorgun
You think so, too?
Sen de mi öyle düşünüyorsun?
- I am so relieved that you think so, too.
- Senin de böyle düşünmen rahatlattı.
You used to think so too.
Sen de böyle düşünüyordun.
And if so, I can think of no crueller irony than that you destroy this young woman, whose only crime is that she's too human.
Eğer öyleyse, tek suçu fazla insan olmak olan bu genç kadını yok etmenden daha zalimce bir ironi düşünemiyorum.
So you think 1 0 taels of silver is too much?
Sizce 10 gümüş çok mu fazla?
So you think they're dull, too?
Onları sen de mi kalın kafalı buluyorsun?
- Thank you. I think so too.
Bence de yarayacak.
So you think 10 taels of silver is too much?
Sizce 10 gümüş çok mu fazla?
So tell me, do you think it's too much?
Sence çok mu fazla oldu?
Yeah, don't you think so, too?
İyi veya kötü Krillin O müzik kutusunun içinde var bilmemiz gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]