You told us Çeviri Türkçe
3,733 parallel translation
We know you told us not to dig, boss, but... we were wondering : Why is McGee's evil doppelganger getting all the good stuff in town?
Bize araştırmamamızı söylediğini biliyoruz, Patron, ama merak ediyoruz, neden McGee'nin şeytani ikizi bütün güzel şeyleri şehre getiriyor?
You told us.
Sen söyledin.
When I was here a few days ago with Agent Moretti, you told us you had investigated the rape of a soldier in your unit...
Birkaç gün önce burada Ajan Moretti'yle birlikteyken bize birliğinizdeki bir askere yapılan tecavüzü araştırdığınızı anlatmıştınız.
So what haven't you told us?
Bize söylemediğiniz neler var?
- I know. You told us.
- Biliyorum, söyledin zaten.
Yeah, you told us to do something,
Evet, bize bir şeyler yapın demiştin ya.
The other day, you told us you had dinner with a friend in Midtown.
- Geçen gün bize, bir arkadaşınızla Midtown'da yemek yediğinizi söylemiştiniz.
You mean the place you told us never to set foot?
Asla adım atmak istemeyeceğimizi söylediğin yere mi?
Well, you did more than hint when you told us about the partners tracing our texts.
Ama ortakların mesajlarımızı izlediğini söylerken ipucu vermekten fazlasını yapmıştın.
There's a reason you told us to never show you bad reviews.
Bize kötü eleştirileri gösterme demenin bir nedeni var.
I'm glad you told us.
İyi ki söylediniz.
You told us to build our case, and Mr. Stokes is where it went.
Ciddi misiniz? Soruşturmaya devam etmemizi istediniz. Gittiği yerde Aeron Stokes'tu.
Would have been nice if you told us sooner.
- Daha önce söyleseydin iyi olurdu.
Now, Ramon, you told us that you had other projects in the works, that you did the reunion move as a favor to Charlie.
Ramon bize yeni projelerin olduğunu söylemiştin. Hatta bu filmi de Charlie'ye iyilik olsun diye çektiğini söylemiştin.
Plus I told you a really awesome idea to get us out of here, but you won't try it.
Ayrıca bizi buradan götürmeleri gibi harika bir fikir söyledim ama denemedin.
So you never told us about it?
Bundan hiç bahsetmedin.
Amaya told us we could find you two up here.
Amaya, ikinizi burada bulabileceğimizi söyledi.
- Kevin, did you know? - He told us.
- Kevin, sen biliyor muydun?
Kono, I told you... everything I'm doing is to protect us.
Söyledim sana Kono her şeyi bizi korumak için yapıyorum.
- Mrs. Carlson... - Mm hmm. Signed this waiving confidentiality, so you can tell us anything that Phil told you.
Bayan Carlson, Phil'in size anlattığı her şeyi bize söyleyebilmeniz için bu feragatnameyi imzaladı.
Who told you about us, Dave?
Kim sana bizden bahsetti Dave?
You told me that if all we had left was hate, they'd already changed us.
İçimizde kalan tek şey nefret olursa çoktan bizi değiştirmiş olacaklarını sen söylemiştin.
Well, then why did you... I needed to make sure he told us everything he knew, he needed to learn once and for all to keep his nose out of federal business.
- Bildiği her şeyi bize anlattığından, federal büronun işlerine burnunu sokmamayı ilk ve son kez öğrendiğinden emin olmak istedim.
Yesterday a weird pops told us to anger you.
- Dün tuhaf bunağın teki size sataşmamızı istemeye geldi.
Okay, before Ed gets here, you know that monthly dinner Charlie told us to do as a bonding exercise?
Hazır Ed yokken, Charlie'nin aramızı iyi tutmak için yapmamızı söylediği aylık yemek olayını hatırlıyorsunuz değil mi?
I told you we needed a nurse and you sent us a rapist.
Ben sana bir bakıcıya ihtiyacımız olduğunu söyledim sense bir ırz düşmanı getirdin.
Vincenzo banned us from the deli, just like I told you sarcastically.
Vincenzo bizi yasaklılar listesine koydu, ironikçe söylediğim gibi!
You never told us about the group you were with before.
Önceki grubundan hiç bahsetmedin.
Would you feel better if I told you I bought us airline tickets to France?
Fransa'ya iki uçak bileti aldığımı söylesem daha iyi hisseder miydin?
Why haven't you told your daughter about us?
Niye kızına bizden söz etmedin?
I told you, he gave it to me... And the less you involve me, the better for both of us.
Sana diyorum, bana kendisi verdi ve beni buna ne kadar az bulaştırırsan, ikimiz için o kadar iyi olur.
I told you because enough was enough and I didn't want anymore secrets between us.
Sana söyledim, çünkü o kadarı yeterdi ve aramızda artık sır olmasını istemiyorum.
You're the one who told us to come.
Gelmemizi söyleyen sendin.
And if you'd spent less time yelling and told us About the stone in the first place,
Ayrıca bize bağırmak yerine taşı söyleseydiniz
Seriously, you told on us?
Cidden bizi şikayet mi ettin?
Plus, you've told us you were doing a study with her.
Artı, bize onunla çalışma yapacağını söylemiştin.
You could have just told us where to meet you.
Bize nerede buluşacağımızı söyleyebilirdin.
She also told us that you got into drugs.
Ayrıca uyuşturucuya bulaştığını da söyledi.
- You could have told us.
- Bize söyleyebilirdin.
Richard told us what you put into it.
Richard, derslerinin çok verimli olduğunu söyledi.
I thought you meant it when you told me we could disappear, get out from under the debt, make a new home, make a new life for us, just us.
Ortadan kaybolabiliriz dediginde ciddi oldugunu dusunmustum onca borcun altindan kalkariz, yeni bir yuva kurariz yeni bir hayata baslariz. Sadece ikimiz.
Tanya told us you met them back when she was writing her articles for P versus NP.
Tanya, P vs NP makalelerini yazdığı sırada onlarla tanıştığını söyledi.
You shouldn't have told her about us.
Aramızda olan şeyi ona söylemen gerekmiyordu.
Well, young man, I'm told you might be able to help us With this unfortunate event.
Delikanlı bana bu talihsiz olay hakkında yardımcı olabileceğin söylendi.
You don't think you should have told us that?
Bize söylemen gerektiğini düşünmedin mi?
We have what Bronson told you, what Rasheed told us.
Bronson'ın sana, Raşit'in de bize anlattıkları var.
You never told us.
Bize bundan hiç bahsetmedin.
Is there anything that you haven't told us yet, Mark?
Bize söylemediğin başka bir şey var mı, Mark?
She told us to tell you that she loves you.
Sizi sevdiğini söylememizi istedi.
You never told us that Charlie was gonna let you stay at his apartment, because you knew it connected you to the crime scene.
Bize Charlie'nin o evde kalmana izin verdiğini söylemedin. Çünkü orası olay mahalliydi!
And that brings us to five minutes ago, when Amy came to your office and told you that I had been arrested.
Bu da bizi beş dakika öncesine getiriyor. Amy'nin ofisinize gelip size tutuklandığımı söylemesine.
you told me you loved me 16
you told me 307
you told me that 69
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told her 125
you told them 55
you told 19
you told me 307
you told me that 69
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told her 125
you told them 55
you told 19
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use me 43
use your head 124
used to 118
use mine 46
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use me 43
use your head 124
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136