Akşam yemeği Çeviri İngilizce
8,777 parallel translation
Diyelim ki sizin bant uygulaması bu gece atlamak ve yaşlı adam ile akşam yemeği var diyelim?
Let's say you skip your band practice tonight and have dinner with the old man?
- Akşam yemeği için ne yapmak istiyorsun?
What do you want to do for dinner?
O yüzden kahve molamda öğle yemeği yeyip akşam yemeğinde de kahvemi içmem gerekiyor.
So now I have to have my lunch on my coffee break and coffee at dinner.
- Selam. - Akşam yemeği için bir şey aldım.
I got us something for dinner.
Akşam yemeği hazırlayacağım.
I'll cook you dinner.
Dinle, herhangi normal biri için kahvaltı, öğle ve akşam yemeği bu üç öğün ertesi sabahın işini sorunsuz yapmak için gerekli. Ama onlar ortalama üç günde bir gidiyorlar!
Hear me out... for any normal person, a breakfast,... a lunch and a dinner these three meals is all that is needed to smoothly do the job next morning but they... on an average go once in three days!
Dağınıklığın kusuruna bakma akşam yemeği yiyordum.
Sorry about the mess, I've been eating dinner.
Saldırıya uğradığı anda akşam yemeği hazırlıyormuş.
Well, he was preparing dinner when he was assaulted.
Biraz akşam yemeği yapacağım.
I'm gonna make us some dinner.
Masada hep beraber oturup akşam yemeği yiyelim.
We sit together at the table, eat dinner.
- Eşlerin katıldığı bir akşam yemeği istiyor. - Olmaz.
- He wants to have dinner with wives.
Son iki final akşam yemeği kaldı.
Two last-round dinners.
Akşam yemeği işte.
Have dinner.
Sonra önemli bir toplantıyı boş verip seninle akşam yemeği ayarlıyorum ama senin başka planların çıkıyor?
Then I ask you to dinner, miss a very important meeting, and you have other plans?
Cumartesi akşamı güzel bir akşam yemeği yiyeceğiz.
And we're gonna have dinner on Saturday night.
Sadece bir akşam yemeği. Neden kendini bu kadar kasıyorsun?
It... it's not a date, it's just dinner.
Akşam yemeği bizi bekliyor.
Dinner awaits.
Mum ışığı altında akşam yemeği.
That sounds so romantic.
Bu akşam 5.30'da onunla akşam yemeği yiyeceğiz.
I'm meeting her for dinner tonight at 5 : 30.
Sabotaj konusunda doğuştan gelen bir yeteneğin var. O felaket akşam yemeği davetinin de gösterdiği gibi. Seni bu konuda affetmeye karar verdim bu arada.
Well, you do have a gift for sabotage - as witnessed by that disastrous dinner party - which, by the way, I have decided to forgive you for.
Seksi akşam yemeği, biz geldik!
- Whew! Sexy dinner, here we come.
Eğer Jerry'yi onu alması için getirirsek hala akşam yemeği yiyebiliriz.
[Panting] Look, Jules... If we get Jerry to pick her up right now, we can still make dinner.
Yarın akşam burada akşam yemeği.
Dinner here tomorrow night.
Akşam yemeği mi?
Dinner party?
Dördümüz cumartesi akşam yemeği yiyelim mi?
Do you want to do a dinner Saturday night, the four of us?
Bu, akşam yemeği için kenarda dursun.
We'll set this aside for dinner.
Akşam yemeği, içkiler ve tiyatro ve hepsi bir gecede hem de!
Dinner, drinks, and the theater all in one night.
Ah, biz tam olarak sizin sokaktan akşam yemeği yiyeceğimiz yere doğru gidiyorduk ve ben bu lanet mavi kapıyı düşündüm.
- I'm good, I'm good. Oh, we were literally just walking down your street on our way to dinner and I thought about this fucking blue door.
- Akşam yemeği desem?
- How about dinner?
Akşam yemeği yemek ister misin, belki?
Would you want to grab dinner, maybe?
Fairfield Üniversitesi'nin dekanıyla akşam yemeği yedik.
We had dinner with the dean of Fairfield University.
Önce biraz şampanya. Sonra Le Pavillon'da akşam yemeği.
_
Minneapolis'te bir konferansa katılıyor. Akşam yemeği için uğrayacak.
Oh, he has a conference in Minneapolis, so he's just gonna swing by for dinner.
Önce sana ateş etseydim, bölgedeki tüm ırkçı savcılar bana akşam yemeği ısmarlar ve maç bileti verirlerdi.
First shot at you, every racist D.A. in the county would buy me dinner and throw in rams tickets.
Akşam yemeği için istediğin bir şey var mı?
Do we need anything from the store for dinner?
Dolores, akşam yemeği için birazdan hazır oluruz.
Dolores, we'll be ready for dinner in a few minutes
Pazar akşam yemeği?
Dinner Sunday?
Jenny, ateşe biraz akşam yemeği koymaya ne dersin?
Jenny, how about ye put some supper on the fire?
Babam hayranı hakkında ona sataşırdı ama akşam yemeği için krema bulmuş kedi gibi yalnızca gülümserdi.
My father used to tease her about her admirer, but she just smiled like a cat that's had cream for its supper.
Akşam yemeği.
Supper.
Şimdi o spor ayakkabıları çıkar ve patik sepetinden bir çift patik kap ve akşam yemeği için elini yüzünü yıka.
Now, then, take off those sneakers, grab some booties from the bootie basket, and wash up for dinner.
Ailenle akşam yemeği nasıldı?
So how was dinner with your family?
Yarın akşam birkaç dost için akşam yemeği düzenliyorum.
'I'm getting together a supper party tomorrow night, just a few friends.'
Sadece küçük bir akşam yemeği eğlencesi, resmi değil.
It's just a small supper party, very informal.
- O beklenen akşam yemeği için.
For your big dinner. - Thanks.
Hayır, sadece benim büyük bir Meksika akşam yemeği yedikten sonraki hâlim gibi.
No, it just looks like me after I've eaten, like, a big Mexican dinner. - Hannah.
Akşam yemeği için ofisten birkaç blok ötede arkadaşlarıyla buluşacaktı.
He was meeting some friends for dinner a few blocks from the consulate.
Chicago'ya döndüğümde akşam yemeği için buluştuk.
When I got back to Chicago, uh, we met for dinner to catch up.
Bu akşam sizler içim evimde bir hoş geldin yemeği veriyorum.
Tonight I'm hosting a welcome for all of you at my home.
Sana borcum var, aksam yemegi falan da yeriz.
I owe you one, so why don't we just grab some dinner first?
En azindan gidip bize bir aksam yemegi getir.
At the very least, you could hunt us some supper.