Ama ne yazık ki Çeviri İngilizce
1,320 parallel translation
Ama ne yazık ki, tek bildiğim de bu.
But, unfortunately, that's about all I know.
- Ama ne yazık ki üçü de tükendi.
Sorry, sir, but we're out of all three.
Onu çok seviyorum ama ne yazık ki...
I love her so much, but I'm afraid...
Onu çok seviyorum ama ne yazık ki...
I love her so much, but I'm afraid- -
- Ama ne yazık ki iade etmek zorundayız.
- Too bad we're gonna have to return them. - Return them?
Ama ne yazık ki bir kaç yıl önce öldüler.
I'm afraid they passed on a few years ago.
Ama ne yazık ki tarih kitapları sadece, kutsal değerler ve başkalarının özgürlüğü için mücadele verip savaşan insanları yazıyor.
Unfortunately, the history books are full of just people who toil and fight for worthy causes and the freedom of others and...
Ama ne yazık ki hükümet kök hücreyi yasakladı. Asla bilemeyeceğiz
But, unfortunately, the government has banned stem cell research, and so we'll never know.
Ama ne yazık ki, babam bugün sporun sorununun sembolü haline geldi.
But sadly, my father has become a symbol of what is wrong with sports today.
Ama ne yazık ki o kadar genç değilim.
But I lack the youth to do that.
Hong Kong Polisi SDU olayı hemen araştırdı. Ama ne yazık ki kanıtlar dahil her şey yokedildi.
Hong Kong Police SDU began a compulsory investigation, but they destroyed everything, including the evidence.
Ama ne yazık ki burnum çok keskin.
Yeah. Too bad my nose works just fine.
Evet, fena fikir değil. Ama ne yazık ki, alınan karar... dünyanın her yerinde geçerli.
Unfortunately, though, it turns out... they call it the "worldwide web" for a reason.
Bu heriften nefret ediyorum ama ne yazık ki doğru söylüyor.
I hate the little bastard, but he's right.
Ama ne yazık ki içinde hiç kız yoktu.
Sadly, he never does get laid.
Asistanı bana adresini ve telefon numarasını... verecekti, ama ne yazık ki vermedi.
His assistant was supposed to give me... the address and phone number, but, darn it, she never did.
Çok isterdim, ama ne yazık ki, odam hazır değil.
I'd really love to, but unfortunately, my room ain't ready.
Hayatımda ilk kez kavga etmek için gittim ama ne yazık ki beni çok seven biriyle karşılaştım.
I try picking a fight and find someone who likes me.
Ama ne yazık ki ruhlarımız neşeden yoksundur
But our souls are in hell
Teşekkür ederim Ryan ama ne yazık ki geç kaldık.
Thank you, Ryan, but I fear we may be too late.
Ama ne yazık ki Bob Martin uyanmıştı.
But, unfortunately, Bob Martin woke up.
İsterseniz yatağıma girebilirsiniz Bayan Potter. Ama ne yazık ki ben burada olacağım.
Well, you may get in my bed, if you please, Ms. Potter but unfortunately for me, I'll be here.
Ama ne yazık ki, sonraki film teklifini etkilemiyorsun. Bu kadar basit.
But sadly, you don't affect her next movie offer plain and simple.
Kendince basit sıradan bir kızmış. Ama ne yazık ki lanetliymiş.
She was, by her own estimation, a relatively simple sort yet she was cursed.
Ama ne yazık ki, artık kalacak bir yerim yok.
But unfortunately, now I find myself without a place to live.
Bilirsin, yemek yapmayı çok severim... ama ne yazık ki mutfağını kullanmak için Şefi bir türlü kandıramadım.
You know, I used to love to cook, but I never get a chance to anymore. And the way the chef protects the galley...
Ama ne yazık ki bu, buradaki heriflerin destek olması için yeterli değil.
YEAH WELL, UNFORTUNATELY, THAT'S NOT ENOUGH TO GET THESE GUYS TO GO.
Ama ne yazık ki, dosya dışarıdaki kutuya bırakılmamıştı.
Unfortunately, the chart wasn't in the out box.
Ama ne yazık ki en sevdiği vibratörü çalışmıyordu.
Unfortunately, her favourite vibrator needed a little CPR.
Ama ne yazık ki kendisine acil cerrahi müdahalede bulunmamız gerekti. Karakola getirildikten sonra rektum bölgesinde küçük bir kemirgen olduğu fark edildi.
We had to have emergency surgery performed upon arrival at headquarters... after discovery of a small rodent in the rectal passage.
Benim de taslaklarım var Vince, ama ne yazık ki hepsi bu eski kafada.
Why does your book tear people apart? - I don't think it does
Ama ne yazık ki bir kötü haberim var.
But I'm afraid I've got some bad news as well.
Ama ne yazık ki sen ve senin duygusal düşüncelerin bana pek de iyi gelmiyor.
But unfortunately, you and your sentimental minds are doing me no good.
Ama ne yazık ki, dördüncü kasanın kaydedilmesi gerek.
But, unfortunately, I need drawer four balanced out.
ama ne yazık ki, sizin dernekten biri her kategoride "0" çekti.
but unfortunately, another pledge of yours scored a "0" in every category.
Pita gibi grupları destekliyorum ama ne yazık ki ben kansız olduğum sonucuna ulaştım.
I support and identify with groups like PETA... but unfortunately, I'm a self-diagnosed anemic.
Ama ne yazık ki sonumuz iyi görünmüyor.
But, heck, this was one sick pup, from way back.
Bunu yapmayı ben de çok isterim, ama ne yazık ki yapamam.
And I'd really like to do that, but unfortunately, I can't.
- Ama ne yazık ki, Bay Kent Havana'da.
She's so beautiful.
Ama ne yazık ki biri onu almak istiyor.
But, unfortunately, someone's already buying it.
Gelinliği dikebilecek tek kişi o ama ne yazık ki Leslie bugün erken çıktı.
That's who would actually make the dress, and I'm afraid Leslie has gone for the day.
Ama ne yazık ki değiller.
But unfortunately they're not.
Ama ne yazık ki bu Marie'yi geri getirmedi.
It didn't bring back Marie, alas.
Bir önemi var mı bilmiyorum ama beni isyan hakkında uyarmaya çalıştı. Ne yazık ki dinlediğim zaman çok geç olmuştu.
For what it's worth, he tried to warn me about the rebellion, and by the time I listened, it was too late.
Ne yazık ki Doktor, buradaki işim bitti ama,.. .. eminim Albay O'Neill sizinle bu konuyu tartışmaktan hoşlanacaktır.
Well, unfortunately, Doctor, I've just been relieved, but I'm sure Colonel O'Neill would love to discuss it with you.
Ama işlediği suç ne yazık ki yasalarca yargılanamayacak.
But the crime she committed cannot be judged by the law.
Ne yazık ki Simone bu gece aramızda değil ama modern teknolojinin mucizesi sayesinde üçüncü dünya ülkelerine yaptığı hayır turundan canlı olarak aramıza katılıyor.
Unfortunately, Simone cannot be with us here tonight, but thanks to the miracle of modern technology, she joins us live from her goodwill tour of the Third World.
Ama inerken ne yazık ki yere çakıldık.
But then we landed, and I think maybe we crashed. "
Ben mükemmel bir bireysel operasyona başlamıştım ama... ne yazık ki, Emilien yüzünden işlemedi.
Me myself, I made a perfect individual action, unfortunately upset by Emilien.
Ama, ne yazık ki Tomas beni seçecek.
Too bad Tomas is gonna choose me.
Ne yazık ki, bugün burada değil ama kalbimizde.
Unfortunately, he cannot be here today but he's with us in spirit.
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama nerede 60
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki 622
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
yazık ki 31
ama niye 82
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
ama niçin 37
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki 622
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
yazık ki 31
ama niye 82
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
ama niçin 37