Asla başaramayacağız Çeviri İngilizce
89 parallel translation
Asla başaramayacağız!
We'll never make it!
- Asla başaramayacağız!
- We'll never do it!
- Asla başaramayacağız.
We'll never do it.
Asla başaramayacağız.
We'll never make it work.
Hemen çıkalım buradan, yoksa asla başaramayacağız.
Let's get out now, or we never will.
Hayır, asla başaramayacağız Daisy.
No, we'll never make it, Daisy.
Asla başaramayacağız.
We'll never make it.
- Asla başaramayacağız.
- We'll never make it.
Bunu asla başaramayacağız.
We'll-We'll never make it.
- Asla başaramayacağız.
- We're never going to make it.
Asla başaramayacağız, burada öleceğiz.
We'll never succeed. We may as well die here.
Bunu asla başaramayacağız!
We'll never make it!
Asla başaramayacağız. Kaçma şansı bulamadan tepemize bineceklerdir.
They're gonna be right on top of us before we have any chance of escaping.
Tanrım, asla başaramayacağız!
- Christ, we'll never make it!
Bu hızla asla başaramayacağız.
We'll never make it at this rate.
Asla başaramayacağız!
We're never gonna to mak e it!
Asla başaramayacağız.
We will never make it!
- Asla başaramayacağız.
- We'll never manage.
Asla başaramayacağız.
We're never gonna make it.
Asla başaramayacağız.
Oh, we're never gonna make it.
Bunu asla başaramayacağız.
Man, we'll never get that right.
- Asla başaramayacağız.
- We'll never make it through.
- Asla başaramayacağız.
We'll never make it.
Reaktör patlayana kadar 3 dakikamız var, asla başaramayacağız.
" We've got 3 minutes till it blows.
Asla başaramayacağız, John.
We're never gonna make it, John.
... soktuğun şeyden burnumuzu çıkartmayı asla başaramayacağız!
the thing that you meddled up in the first place!
- Asla başaramayacağız.
- This is never gonna work.
O zaman asla başaramayacağız.
Then we'Il never make it.
Eğer Darren babasının ölümünü yeniden canlandırıyorsa... Asla başaramayacağız.
If Darren's recreating his father's death...
Oraya gitmek istiyorum, ama asla başaramayacağız.
So, I want to get over there, but we're not gonna make it.
Zamanımız yok, Asla başaramayacağız.
We don't have time. We'll never make it.
Asla başaramayacağız.
It's a lost cause.
Asla başaramayacağız!
We're never gonna make it!
O zaman asla başaramayacağız.
Then we`ll never make it.
İşe yaramıyor, asla başaramayacağız.
It's no use, we're never going to make it.
Bu şekilde asla başaramayacağız.
We'll never make it this way.
- Herkes çıksın. - Asla başaramayacağız.
Everybody off We'll never make it.
Asla başaramayacağımızı düşündüğüm anlar oldu.
There were times I thought we'd never make it.
Bunu asla başaramayacağımızı sana söyledim.
I told you we'd never make it.
Asla başaramayacağınızı anladığımda anlattım.
When I knew you'd never make it.
Asla aşağıya inmeyi başaramayacağız.
We're not going to land and we'll never make it.
Asla başaramayacağımızı düşünüyordum.
I thought we'd never make it.
Bu kemik kafalı zımbırtıyı çalıştırmayı asla başaramayacağım!
I'll never get this boneheaded contraption to work!
Asla başaramayacağımızı sanmıştım.
I thought we'd never get it right.
Ve "Asla başaramayacağız" dedim.
"We're not gonna make it."
Bizim asla başaramayacağımızı iddia eden kuzenin mi?
THE ONE WITH THE OVERBITE WHO NEVER THOUGHT WE'D MAKE IT?
- Sizin asla başaramayacağınız şey.
You never will!
Onlar gibi düşünmeyi öğrenmediğimiz müddetçe bu önemli ve kullanılmamış pazara asla ulaşmayı başaramayacağız.
Simply put, we are never gonna be able to reach this significant, untapped market, until we learn to think like them.
Bu şekilde asla zamanında başaramayacağız!
There's not enough time!
# Ama bunu asla başaramayacağını bil, kızım #
# But'cha know you never will #
Bize asla başaramayacağımızı söyledi.
And he told us we'd never manage it.