Ben halledebilirim Çeviri İngilizce
517 parallel translation
- Belki ben halledebilirim.
- Maybe I can fix it.
- Ben halledebilirim, bebeğim.
- I can handle this, baby.
Bebeğe baktığın için teşekkürler, artık ben halledebilirim.
Thanks for looking after little Monika. I'll take her now.
- Ben halledebilirim.
- I can manage.
- Tamam dadı, ben halledebilirim.
- It's all right, Nanny, I can manage.
Ben halledebilirim, Johnny.
I can do that, Johnny.
Onları ben halledebilirim!
I can take care of it
Hayır, sağol Minnie, ben halledebilirim.
No, thank you, Minnie, but I can manage.
Battaniyeyi bırak, ben halledebilirim.
Leave the blanket alone, I can do it
Ben halledebilirim.
I can manage.
Ben halledebilirim, teşekkürler.
I can manage. Thank you.
- Ben halledebilirim.
Was I right?
Bu konuyu ben halledebilirim.
I'd like to make a case for myself.
Ben halledebilirim.
I can handle it.
Eğer başıma bir şey gelirse, ben halledebilirim.
If something works for me, I stick with it!
Kendi işlerimi ben halledebilirim.
I can do my own choring.
Bunu ben halledebilirim, Don Gino.
- No, no. I can handle this, Don Gino.
Bir problem varsa, ben halledebilirim.
If there's a problem, I deal with it.
- Ben halledebilirim, Patty!
- Look, I can handle this, Patty!
Çizikleri ben halledebilirim...
Now, I can help with the scars...
Ben halledebilirim.
I can get it.
Valentine'ı ben halledebilirim.
- I can handle Valentine.
- Gerek yok. Ben halledebilirim.
I can handle that.
Ben halledebilirim.
I can make her.
Komutan, belki bunu ben halledebilirim.
Commander, perhaps I could handle that.
Thadius, ben halledebilirim.
Thadius! I can handle this.
Ben halledebilirim, sana sorun çıkarmak istemiyorum.
I can do it. I don't want to trouble you.
Bu kısmı ben halledebilirim.
I can handle this part myself.
Hayır, hayır. Ben halledebilirim.
No, no, no, I can handle this.
Ben halledebilirim...
I can handle this. I can handle...
Sağol, ama ben halledebilirim.
Thank you, but I got it.
- Ben halledebilirim.
- l can take care of it.
Belki ben halledebilirim. Bir bakayım.
I'll take a look at it.
Bunu ben halledebilirim.
Really, I can handle it myself.
Kaptan, inanıyorum ki bunu ben halledebilirim.
Captain, I believe I can handle this.
- Bunu ben halledebilirim.
I can handle this myself.
Ben Manda'yı halledebilirim.
I can handle Moose. He's in love with you.
Ben, kendim, halledebilirim...
I, myself, I might handle the...
Ben kendi işlerimi halledebilirim.
I mean, I can handle my own affairs.
Ben bunu yalnız halledebilirim.
I can handle it alone
"Karını bana getir... ben sorunu risksiz bir şekilde halledebilirim."
"If you or your wife had come to me in the first place, I could have done it for you, without any risk".
Ben bunu halledebilirim.
I can handle this.
- Öyle mi? Ben senin sorununu halledebilirim.
Why don't you do something about that problem of yours?
- Sorun değil.Ben de halledebilirim.
- That's all right. I can deal in that. - No, no.
Ben kendim halledebilirim.
I can handle myself.
Bunları ben halledebilirim.
I can handle this.
sen bugüne kadar gördüğüm en şişko şeysin ve ben safariye bile katıldım bana ihtiyacınız olursa, buz dolabında olacağım yeteri kadar pozunuzu aldım bay Burns, bundan sonrasını kendim halledebilirim bir gün daha ve benim bir yiğite daha ihtiyacım var
You're the fattest thing I've ever seen and I've been on safari. If you need me, I'll be in the refrigerator. I've had enough of your posing!
Ben o işi halledebilirim.
I can supply those.
Anne, sanırım ben bunu halledebilirim.
Mom, I think I can help.
- Bu anlaşmayı ben bile halledebilirim.
- This is a deal even I can't screw up.
Ben onu halledebilirim.
I can cover that.
halledebilirim 49
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben helen 20
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben helen 20