English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bilmem ki

Bilmem ki Çeviri İngilizce

2,132 parallel translation
- Bilmem ki.
I do not know...
Bilmem ki.
I don't know.
Bilmem ki...
I don't know...
Bilmem ki.
I've no idea.
Bilmem ki Ron.
I don't know, Ron.
Bilmem ki. Burası küçük bir kasaba.
I don't know. this is still a small town.
Bilmem ki Grace.
I don't know, Grace.
- Bilmem ki.
I don't know.
- Bilmem ki.
- I don't know.
Bilmem ki...
Fine. Let it begin.
Pek hikâye falan bilmem ki ben.
Oh, I don't-I don't think I know any stories.
Danışmanlık hakkında bir halt bilmem ki.
I don't know a thing about publicity.
Bilmem ki.
- Oh, uh, i don't even know.
Bilmem ki, belki olabilir.
You fans do, critics do. I do. I tweet.
Milyar dolarlık bir holdingi idare etmek hakkında hiçbirşey bilmem ki ben.
I don't know the first thing about running a billion-dollar company.
- Bilmem ki, riske değer mi?
- I don't know, is it worth the gamble?
Dürüst bir iş nedir bilmem ki?
Don't blame me for trying to earn myself a living!
- Bilmem ki. Yani, sanırım.
I mean, I think.
- Bilmem ki.
- l don't know.
Bilmem ki.
I don't know... I just...
- Bilmem ki...
I don't know, man.
Bilmem ki Krug.
I don't know, Krug.
- Bilmem ki.
- Don't know.
Evet, bilmem ki.
Yeah. I don't know.
Sende ne buldum bilmem ki.
What did I ever see in you?
Range Rover'ı satarız, Bu yaklaşık 70 bin $ eder.... Yeni mobilyaları satarız ve bilmem ki, arkadaşlarımızdan biraz borç alırız.
We sell the Range Rover, worth about $ 70 mil... sell new furniture and do not know, get the rest borrowed from friends.
- Bilmem ki, Max.
- I don't know, Max.
Bilmem ki.
Can I talk you into a glass of wine?
- Bilmem ki.
- I do not know.
Bilmem ki, sana bakışları biraz tuhaf. Sen de o etrafındayken hep iç çekiyorsun.
I don't know, it's just, she kind of looks at you oddly, and you always breathe really funny whenever she's around.
Bilmem ki şimdi.
Why heavens. I don't know.
Bilmem ki. Bu konularda fazla bir malumatım yoktur.
I don't know. I know so little about all of this.
Bilmem ki.
Well, I have no idea.
Bilmem ki.
Oh, I don't know.
Bilmem ki. Belki buzdolabındaki spermle bir ilgisi vardır.
I don't know, maybe it has something to do with the sperm in your freezer.
Bilmem ki.
I don't know...
Bilmem ki.
- Well, I don't know.
- Bilmem ki...
- Well, I'm not sure, I...
- Bilmem gerekirdi ki... - Bay Warren.
I should know better than to just- - mr.
Bilmem neden daha sağlam bir belkemiğiyle göndermedin ki böylece onları etrafta gezdirsin ama ben kimim ki hikmetinden sual edeyim?
I don't know why you cldn't have thrown in a sturdy spine so she could tote those things around, buwho am I to question your methods?
Bilmem ki.
I'm not sure.
Bilmem ki.
Well, I don't know.
Şimdi bilmem gereken şu ki korkularını hafifletmeye yetecek kadar Steve'in yanında olacak mısın?
What I need to know from you right now... are you gonna stick around long enough to help us work through Steve's fear? - Oh.
- Ne yapacaktın ki? - Bilmem, bir şeyler.
- What would you have done?
Bunun için kadın beyninin nasıl çalıştığını bilmem gerek ki bilmiyorum, ama içeri gelip hiçbir şey anlamadan oturmak istersen, girebilirsin.
That would require my understanding how the female brain works, which I don't, but if you'd like to come in and be clueless together, you're more than welcome.
Ona ne söyleyeceğim ki? Vazektomi olduğumu öğrenirse beni öldürür. Bilmem.
- What do you want me to tell her?
Ne düşündüm bilmem ki.
I don't know what I was thinking.
Ama çatışmalar başladığında, ki başlayacaklar kime güveneceğimi bilmem gerekiyor.
But I have to know who I can count on when the shooting starts... and it will start.
Farkında mısınız bilmem ama, iş yaratıcılığa geldiğinde konu olarak biz artistler çok hassaslaşırız ki takdir edersiniz ki, bir daha beni kesmeyiniz.
I don't know if you know this, but when it comes to creativity, a subject us artists are particularly sensitive to, I'd really appreciate it if you didn't interrupt me again.
Baban masasının çekmecesinde neden prezervatif saklıyor ki? Bilmem.
I don't know.
Neyse ki bilmem gereken şeyi çoktan söylemişti.
Fortunately, he told me what I needed to know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]