English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bir ceset

Bir ceset Çeviri İngilizce

4,590 parallel translation
Mike göle bir ceset atmış.
Mike sunk the body in the lake.
Powell başka bir ceset daha bulmuş.
Powell just reported he found another body.
Başka bir ceset daha bulundu.
Another body has been found.
Şimdi, orada soğuk bir ceset duruyor,
You've already got one cold corpse out there,
AB Carriage Repairs'ın bulunduğu sanayi alanının zeminine gömülmüş bir ceset bulundu.
A body's been found buried under the floor of the old AB Carriage Repairs industrial unit.
Kötü görünümlü bir ceset değil ha?
Not a bad-looking corpse,
Fakat polis, arabada yanmış bir ceset buldu. Bu ceset yüksek olasılıkla genç bir kıza ait.
But police have found a charred corpse in the car of a woman possibly a very young girl.
Yani bir ceset bulursak kendini daha mı iyi hissedersin?
So you would feel better if we did find a body?
Birkaç kimliği belirsiz, belki bir ceset.
Couple of undetermineds, maybe a decomp.
Yoan Sahili'nde bir ceset bulunmuş.
It seems that a corpse was found on the Yoan beach.
Whittier Street Köprüsünden dün gece bir ceset atıldı.
A body was dumped off the Whittier Street Bridge the other night.
Bir çok kişi arasından bir ceset gösterdin bana.
You showed me one corpse amongst many men.
Yanımda bir ceset vardı.
I have a body with me.
İntihar bombacısı olsaydı, ortada bir ceset olurdu.
If it was a suicide bomber, there'd be a body.
Bir kaç yıl önce Kilgore ormanının yakınlarında bir ceset bulmuştun. Evet, hatırlıyor musun?
A couple of years back, you found a body in the woods outside Kilgore.
Önünde bir ceset varsa hiçbir şeyi göz ardı edemezsin.
You can't discount anything when you got a dead body.
31. Cadde Köprüsü'nde kimliği belirsiz bir ceset bulundu...
_
Bu sabah hidrolik kırılma alanında bir ceset bulunmuş.
A body was found this morning on a fracking site.
Buraya yakın bir ceset atma yeri olduğunu bilmiyordunuz ama bu şaşılacak bir şey değil.
You didn't know there was a body dump near here, but, you know, that's to be expected.
Sam Houston Ulusal Ormanı'nda bir ceset bulmuşlar.
They caught a body in Sam Houston National Forest.
- Bir ceset eksik.
You lost a body.
Kaldırımda bir ceset var. Evet.
A body on the sidewalk.
O zaman ortada bir ceset olduğunu kabul ediyorsunuz?
So you admit there's a body?
Ama bir ceset var. - Ne?
We have a body.
Bir yerlerde yatan bir ceset mi var elinde Bayan Mara?
You have a dead man lying around somewhere, Miss Mara?
Bir ceset bulabilir misin?
Can you find a dead man?
Detective Sullivan, bir ceset raporu aldık.
Detective Sullivan, we have a report of a dead body.
Ellie, bir ceset kadar soğuksun.
Ellie, you're as cold as a corpse.
Gemide virüs bulunması ihtimaline karşı şunu unutmayın... Virüs solunum yolu ile yayılabiliyor ve aşırı derecede bulaşıcı. Yeni ölmüş bir ceset dahi olsa durum değişmez.
Remember, if the ship has been impacted by the virus, it's airborne and highly, highly contagious, even from a recently deceased corpse.
Bir ceset.
A body.
Knapp bir ceset taşıyordu.
Knapp was moving a body.
21 Mart, başının arkasında... tuhaf dövmesi olan bir ceset bulundu.
March 21st, found a dead body with a strange tattoo on the back of his head.
Bay Strode, şimdiye kadar ceset üzerindeki gözlemlerinizden bir şey çıktı mı? Affedersin.
Mr. Strode, uh, any, uh, thing thus far on your observations of the body?
Yakılan ceset tespit edilmeye çalışırken, polisin hedefinde Russo'yla yanan ceset arasında bir ilişki olup olmadığı sorusunun yanıtı var.
While trying to identify the charred body the police are questioning whether there is a correlation between the murder of Russo and the charred corpse.
Bir tane ceset için mi bu kadar adamı çağırmış?
Dunn : She called all this in for one body?
Bu kadar kişiyi bir tek ceset için mi çağırmış?
She called all this in for one body?
Sen daha az ceset bıraktıkça Starling Şehri'nin muhtemelen daha büyük bir hapishaneye ihtiyacı olacak.
With you dropping fewer bodies, Starling City should build a bigger jail.
Kimliği belirsiz bir ipucundan hareketle, bir kadın ceset bulmuş ve hemen ofisimi aradı.
Acting on an anonymous tip, she discovered a female body, immediately contacted my office.
Dün gece Hollywood'da bulduğumuz iki ceset ve olay yerinde parmak izinizin olduğu bir ayakkabıyla alakalı.
Uh, it's about two bodies we found in Hollywood last night and a shoe with your fingerprints at the crime scene.
En son senle Sinyor Carl'a yardım ettiğimde geride bir sürü ceset kaldı. Benim için de büyük tehlikeler.
Last time I helped you and Señor Carl, lots of dead bodies got left behind.
İçeride iki ceset daha buldum yatağa bağlanmış bir kadındı biri.
Found a couple other bodies inside, including a woman that was shackled to a bed.
- Ceset bulamıyorum bir türlü.
I can't seem to win a body.
Eğer ceset bir süre burada duracaksa buzlasan iyi olur.
If the body's gonna be here a while, you want to ice it.
Ceset Temmuz'un ortasında bir hafta falan kalmıştı orada. Kadın mıydı, erkek mi?
Body had been there about a week... in July.
Muhtemelen ceset hâlâ içindedir ve bir yerde terk edilmiştir.
Probably parked it somewhere. Body still inside.
Olay yerinde ceset ya da başka herhangi bir iz yok.
No body or trace evidence at the scene.
Eminim ceset, o kurduğunuz güvenlik hattının hemen yakınında bir yerdedir.
I believe that you'll find the body just beyond where you established the yellow lines.
Eğer ceset bir kamyonda geçseydi bu belli olurdu ama dün akşama dair hiçbir şüpheli durum kaydı yok.
Even a body in a trunk will have registered a heat signature, but there were no suspicious reports last night.
Ölü bir ceset bulunması insanları sabırsızlaştırır.
One dead body makes people antsy.
- Karısının evinde iki ceset vardı. Bir kadın ve kız.
Two bodies at the wife's house, a woman and a girl.
Çalıntı bir at seni buraya getiren şey olabilir ama sahildeki 10 ceset asılma nedenin olacak.
A stolen horse might be what got you in here but ten dead bodies on a beach is what you'll hang for!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]