Birşeyler yapın Çeviri İngilizce
122 parallel translation
- Birşeyler yapın. - Tamam.
- Do something.
Lütfen birşeyler yapın..
Please, please try to get me off of here.
Birşeyler yapın.
They're going to kill us! Let's move!
Durmayın birşeyler yapın.
Paulito, take cover!
Birşeyler yapın!
Do something!
Siz de birşeyler yapın!
Come on. Do something about it!
Lanet olsun, birşeyler yapın.
Goddamn it, do something.
Jandarma bizi aramaya devam ediyor. Bela olmaya başladı. Birşeyler yapın.
that gendarme keeps following us it's becoming a pain do something about it
. - Birşeyler yapın efendim.
- Do something, sir.
Şimdi, birşeyler yapın!
Now, do something!
Efendim birşeyler yapın yoksa milionlarca zarar ederiz.
Today is my daughter 17th birthday Please try, sir, it is a matter of many lakhs
- O zaman birşeyler yapın!
- Then do something! - What would you like me to do?
Efendim, hemen birşeyler yapın.
Do something quickly, sir!
Şimdi gidin ve o bizi öldürmeden onu öldürecek birşeyler yapın.
Now either do something yourself, or kill me instead!
? ' Lütfen birşeyler yapın!
Please move at once!
Peder, lütfen birşeyler yapın.
Father, please do something.
Birşeyler yapın!
DO SOMETHING!
"Birşeyler Yapın" dedin.
YOU SAID, "DO SOMETHING."
Birşeyler yapın.
You better do something.
Birşeyler yapın.
You gotta make it happen.
- D'Argo gittikçe öfkeleniyor... Birşeyler yapın!
- D'Argo's getting angrier... do something!
Ve şu protestculara da birşeyler yapın.
Oh, and do something about these protesters.
Hadi birşeyler yapın!
Do something!
Benden istediğiniz kadar nefret edin tamam, fakat birşeyler yapın!
Hate me all you want, but act!
Size bir tavsiyem var, ilginç birşeyler yapın..
I suggest you do something, that is very interesting..
- Birşeyler yapın.
- Cue the riots.
Birşeyler yapın!
You've gotta do something now!
Lütfen oraya gidip birşeyler yapın.
Please get out there and do something.
Hayatınız boyunca da oturun. Ya da kalkıp birşeyler yapın!
You two can sit here and touch yourselves for the rest of your lives, or you can try getting off your asses and making it happen.
Birşeyler yapın.
Do something.
Pekala zeki adam, şu tekneyi çalıştırmak için birşeyler yapmalısın... kıçını kaldır da birşeyler yap, tamam mı?
Okay, smart guy, do some one thing to run a bath... so we can leave here okay?
Onlar birşeyler yapıyor, sizin yapacaklarınıza karşı.
They've been doing something to you against your will.
Seni tatmin eden bir şeyler yap, her zaman hoşlandığın birşeyler.
Do something that gives you satisfaction, something that you always enjoy.
birşeyler yapın!
Do something!
Allah'ını seviyorsan onlar yapmadan önce sen birşeyler yap.
For the love of God... do something before they can us.
Görevinin saygınlığını kazanmak için birşeyler yap.
You're the best man. Do something to earn your job distinction.
Tamam, madem uyuyamayacaksın neden daha yapıcı birşeyler yapmıyorsun?
Well, if you can't sleep... why don't you do something constructive?
Medya şimdiki yapısını sürdürecek, şimdiki çıkarlarına sahip olacak. Bu şimdi birşeyler yapmaya çalışmayın ya da yaptıklarınızdan vazgeçin demek değil,... böyle bir şey çok saçma olurdu.
Also, The New York Times has a special role, and I believe its editors probably feel that they bear a heavy burden in the sense that The New York Times creates history.
Şimdi evine git, banyo yap, saçını tara ve lüfen kapından dışarı çıkarken üzerine temiz birşeyler giy.
Go home, take a bath, comb your hair and please put on a clean shirt when you step outside.
O yüzden söz ver, yüzük ya da çiçek taşıyan çocuklar olmasın, çünkü hep birşeyler yapıp insanların dikkatini dağıtırlar.
So promise me that you won't have a ring bearer... or a flower girl, because those kids always just misbehave... and then they distract from the bride.
Gördüğüm kadarıyla, onların dikkatini çekmeyecek ve takip edilmeyecek bir plan yapıp, onları meşgul edecek birşeyler bulup, ve teknolojiyi almak üzere uzak takımı göndermeliyiz.
As I see it, we plan an intercept course that won't attract their attention, then create a diversion to keep them occupied, so we can send in an away team to obtain the technology.
İblis atın pisliğini temizlemenin dışında birşeyler yapıyor olmak istiyorum!
I want to be doing anything but shoveling demon horse poo!
Gerçek yaşamını unutmasına neden olacak birşeyler yapılmıştı.
Something was done to her so she'd forget her real life.
Nefesini kesecek birşeyler yap. Kafasını çamaşı sepetine sokmaktan bahsetmiyorum.
Do something that will take her breath away and I'm not talking about shoving her face in your hamper.
Bakın, ikiniz de uzmansınız ama yapılabilecek birşeyler daha olmalı.
Look, you two are the experts... but there's got to be something more that can be done.
Ama 1916'nın ortalarında birşeyler yapılması için baskılar artmıştı.
But by mid 1916, the pressure to do something was intense.
Bak, tek renkli eleman, isimsiz olanın kozmik planlarını havlayıp durabilir ama ben yıllardır yaptığımız büyülerden birşeyler aldım.
Look, Monochrome can yap all he wants about no-name's cosmic plan but here's something I picked up rubbing mojos these past few years.
Aslında "Belki bu gece" son derece yaygın bir slogandı ve çıkma ihtimali 8'de 1'di. - Babamın kafasına birşeyler atmaya çalışıyorum ama rüzgar engel oluyor. - Ne yapıyorsun?
[Narrator] Actually, "Maybe Tonight" was a very popular candy slogan... and the chances were one in eight.
Binlerce ev kadınını, yüzünüzü beğenmiyorsanız... birşeyler yapıp, onu değiştirin diye ikna eden de benim.
I know I'm the one that convinced all those thousands of housewives... if you don't like your face, then do something about it, change it.
Eğer Albay O'Neill hakkında birşeyler öğrenmek isterseniz, Albay O'Neill ile röportaj yapın.
If you wish to learn of Colonel O'Neill, you should interview Colonel O'Neill.
Öyleyse bana hayal edebileceğim en iyi dondurmayı yap. İçinde yanlış adamların yaşattığı... her acı deneyimi unutturacak birşeyler olsun.
Then make me the best sundae you could possibly imagine that would take away every painful experience that any man ever did you wrong.
yapın 121
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
birşey yok 115
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
birşey yok 115