Bu daha da kötü Çeviri İngilizce
444 parallel translation
- Bu daha da kötü.
- Well, that's worse.
Bu daha da kötü.
That's even worse.
Deli değilse açgözlü demektir. Bu daha da kötü.
Well, if he ain't crazy, he's greedy, and that's just as bad.
Bu daha da kötü.
Worse than I thought.
Bu daha da kötü ya.
That's worse.
Bu daha da kötü Patron.
That's even worse, Boss.
Bu daha da kötü ya.
That even makes it worse.
Bu daha da kötü olur.
That'll be even worse.
Bu daha da kötü ya!
So much the worse!
Belki bu daha da kötü yapar her şeyi. Kendini kötü hissettiğinde tekrar ayağa kalkacak gücü bulmalısın yoksa her şey biter.
If you lose the courage, you need to work off your emotions otherwise you're done for.
Bu daha da kötü!
That is the trouble!
Hayır, sen samimisin, bu daha da kötü.
No, you're sincere, that's worse.
Bu daha da kötü.
Even worse.
Bu daha da kötü hale getiriyor.
That makes it even worse.
- Bu daha da kötü.
- That's fouler.
Bu daha da kötü.
That's much worse.
Eğer öldürürlerse, daha da fazlası gelecek... ve bu kızılderililer için kötü bir ilaç olacak.
If they do, many more will come... and it'll be very bad medicine for the Indians.
Senin askerlerin. Bu da işi daha kötü yapıyor.
They were your own men, which makes it look worse.
Karıma da söyledim, o bana sadece çok sinirli olduğunu söyledi ama yine de endişeliydim ve bu gece daha da kötü göründün.
I told the old lady, and she said you were just high-strung. But I've been worried about it, and tonight it seemed worse than ever.
Bu onu daha da kötü yaptı.
They only made her vicious.
Gitmen hep kötü ama bu gece daha da kötü, çünkü günümüz çok iyi geçmişti.
It's always bad when you go away... but it was worse tonight... because the day was so good.
Fakat bu işi daha da kötü bir hale getirir.
But that makes it even worse.
Bu kadar çok konuşmasından daha kötü bir şey varsa..... o da saydamlığı.
The only thing worse than his talking so much is his transparency.
Yaşamak o kadar da kötü değilmiş. Bu çok daha kötü.
Things weren't so bad when I was alive this is a damn sight worse.
Üstelik bu senin için kötü olur,... daha da önemlisi çocuğumuz için kötü olur.
It would also be terrible for you and above all for our child.
Ayrıca, mantıksal olarak, yüz değişik olasılık da var, bu olasılıklardan biri bizi şu anki durumdan daha kötü bir duruma itebilir.
Also, logically, there are a hundred variables, any one of which could put us in a worse position than we're in.
Bu yol tekin değil. Sonbaharda daha da kötü.
It is always dangerous, and in autumn, it is worse.
Umarım bu benim soğuk algınlığımı daha da kötü yapmaz.
I hope this isn't going to make my cold any worse.
İngilizler Kuzey Malaya'nın en kötü ihtimalle üç ay daha dayanabileceğini düşünüyordu. Bu süre zarfında da bölgeye önemli bir takviye yapılabilirdi.
The British strategists had found that in the worse one of the cases, Malaysia aguentava three months, time of surplus to allow the sending of reinforcements for Singapura.
Bay Giovanni! Bay Giovanni! Yine sarhoş olmuş, bu sefer daha da kötü.
Sir Giovanni, Sir Giovanni, he got drunk again, worse than ever.
Her an için gözyaşlarına boğulabilirim. Oysa ağlamak istemiyorum. Çünkü bu her şeyi daha da kötü yapacak.
I'm on the verge of tears and crying only makes things worse.
Ne kötü, bu sabah Sahil Güvenlik istasyonunda biraz daha fazla kalmadınız, ya da en azından büronuzu sık sık aramadınız.
It's too bad you didn't stay at the Coast Guard station a little longer this morning, or at least check with your office more often.
Bu da daha kötü bir şey olduğundan farklı görünmeye çalışıyorsun.
And that's the worst. You're trying to appear different from who you are.
Bu da demek oluyor ki, aynı şeyler sil baştan başladı, ama bu sefer daha kötü.
And that means the same thing all over again, only worse.
Patlayıcılar bu işi daha da kötü hale getirecek.
The explosives are gonna make it worse.
Programlanması sırasında oldukça zor zamanlar geçirdi. Bu yüzden onu daha da kötü hissettirme olur mu?
The adjustment's been quite difficult for him so please don't make it any worse.
Bu resim zaten kötü, onu saklıyor olman daha da kötü.
This picture is bad, the one leep This picture picture is bad the one keeping it is even worse
Bu, yalnızlıkla savaşmaktan daha da kötü.
That's worse than coping with loneliness.
Bu da bayanla olan ilişkisini daha kötü bir duruma sokar.
It may even aggravate the situation with the girl.
- Bu daha da kötü.
Oh.
Dostum, bu tuvalet Dayton'da çalıştığımızdan daha kötü.
Man, this toilet is worse than the one we worked in Dayton.
Bu iş oldukça kötü başladı ve sanırım daha da kötüleşicek.
Thus bad begins and worse remains behind.
Hayır, bu da kötü, hadi Bigelow, bize daha iyi bir isim ver.
- That stinks. Come on, Bigelow, give us a better name.
Bu yılki bölüm daha da kötü.
Well, this year's episode is even worse.
Ne kadar içtiğini unutuyor ve bu da olayı daha kötü yapıyor.
He forgets what he drinks, and that makes it even worse.
Kendisini bu hikayelerle daha da kötü batıracak.
He's gonna dig himself in some bullshit with this bullshit.
Bu senin Mr.T şarkından daha da kötü.
This is worse than your song about Mr. T.
Bu onu sadece daha da kötü biri yaptı.
It just made him worse, I think.
Bana, onu daha da kötü yapan şey bu gibi geliyor!
I've a mind its this its making her worse!
Karım öldüğünden beri bu konuda daha da kötü oldum.
Since my wife died, I'm told I'm even worse.
Bu vaka daha da kötü.
This case is even worse.
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu daha çok 18
bu daha başlangıç 56
bu daha ne kadar sürecek 18
bu daha önemli 22
daha da kötü 35
daha da kötüsü 101
bu da ne 2329
bu da senin 34
bu daha kötü 16
bu daha çok 18
bu daha başlangıç 56
bu daha ne kadar sürecek 18
bu daha önemli 22
daha da kötü 35
daha da kötüsü 101
bu da ne 2329
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin için 26
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da neyin nesi 120
bu da bir şey 32
bu da değil 27
bu da 414
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin için 26
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da neyin nesi 120
bu da bir şey 32