Bu önemli Çeviri İngilizce
23,148 parallel translation
Bu önemli bir konu.
This is a thing.
Artık sadece bu önemli.
No, nothing else matters but this.
Bu önemli bir şey.
This is important.
Mekanın konumunu korumak için bu önemli.
It's to maintain the secrecy of the location.
Bu önemli bir detay...
Now, and this one is a biggie,
Bu önemli.
It's im... it's important.
Bu sene benim için önemli olan bekler.
So I guess it comes down to quarterbacks this year for me.
Sandığından da önemli bir şey bu.
That's worth more than you think.
Bu dünyadaki önemli bir adamının peşindeysen o kim olduğunu bilir.
If you are looking for a major player in that world, him would know who it is.
Bu yeri mandıraya çevirmek bölge halkını önemli ölçüde azaltabilir.
And turning this place into a dairy farm would decimate the community.
Ne olduğunu bildiğimden bu son derece önemli.
It is of the utmost importance that I know what occurred.
Bu çok önemli Harriet ve bu akşam senin ilgini gerektiriyor.
- No, this is very important, Harriet, it requires your attention this evening.
O zaman bu oldukça önemli bir hedef olmalıydı.
Well, that must be quite a significant target.
Bu görüşmeyi nezaketten yaptık çünkü Renford çevremizde önemli biri ve Tanrı'dan bile zengin, üç eski karısına nafaka ödemesine rağmen.
This was a courtesy meeting, because Renford is a very big deal in our circle and he's got more money than God, despite the fact that he's paying off three other wives.
Önemli olan da bu zaten, değil mi?
And that is important, no?
Bu yeri seninle paylaşmak istedim. ... çünkü benim için çok önemli.
I wanted to share this place, because it is very dear to me.
"Bu çok önemli bir şey." yazıyor.
It says, "This is such a big deal."
Bugün ya da bu akşam önemli değil.
Today or tonight... no matter.
Önemli olan tek şey bu.
That's all that matters.
1.80'den uzun boyu var ki bu da senin için önemli bilirim.
And he's above six feet tall, which I know means a lot to you.
Bu deney benim için ne kadar önemli biliyor musun?
You know how important this trial is to me?
Bu akşam Ulusal Seslenişte konuşulacaklar önemli konuşulmayacak şeyler değil.
Tonight is about what's in the State of the Union, not what's not.
Şu an önemli olan onun iyileşmesi ve evde olması. Kısa vadede iyi görünebilir ama onun için iyi olan bu değil. - Bunu bilemezsin.
Yeah... the important goal here is to get him better, and having him home right now, it might seem right short-term, but it's just... it's... it's not what's best for him.
Avukatımız, Bram Keller bu davanın Scopes kadar önemli olduğunu düşünüyor.
Our lawyer, Bram Keller... He thinks that this trial could be as important as Scopes.
Ama Cherlyn'e de açıkladığım gibi, ne şanslıyız ki bu konuda dünyanın en önemli uzmanlarıyla birlikteyim.
But as I explained to Cherlyn, luckily for us, I happen to know the world's foremost experts on the subject.
Bu, sağlıklı bi ilişkide kesinlikle önemli.
That is certainly important in a healthy partnership.
Niye senin için bu kadar önemli?
WHY IS IT SO IMPORTANT TO YOU?
Ayhan, lütfen bu 30 dakikanın varoluşundaki en önemli 30 dakika olduğunu unutma.
Ayan, please believe this 30 minutes are the most important 30 minutes of your entire existence.
Travmada bizim için her şeyden önemli olan tek bir soru vardır bu nasıl oldu?
In trauma, we're concerned with one overriding question... how did this happen?
Ve bu gelenekleri tümüyle bir kenara atmak mutluluğumuz için önemli olan şeyleri yitirmemiz anlamına gelir.
And to... to throw them overboard, wholesale, is very often to lose things that are critical to our well-being.
Önemli olan da bu.
That's all that matters.
Bu aile bizim için önemli, ve birlikte olmanız tarihte yerimizi sağlamlaştırır.
This family is important to all of us, and having you all together ensures our place in history. Huh?
İşte bu yüzden en önemli iş senin.
And that's why you have the most important job of all.
İşimiz önemli, evet. Ama bu ; su, ekin ya da toprak örnekleriyle ilgili değil.
Now our work is important, yes... but this isn't about water, or corn, or soil samples.
Bu, işimizi daha da önemli kılıyor. Durum nedir?
Well, that makes our work that much more important.
Bu savaşı nasıl bitireceğimizi henüz bilmiyorum ama çok önemli bir parçayı saf dışı bırakmak tavsiye edeceğim bir şey olmazdı.
I don't have an answer yet for what will end this war, but eliminating what I believe is a crucial piece of it is not what I would advise.
Bu birinin katkı sağlayabileceği en önemli yol, öyle değil mi?
It really is the most important way one can contribute, isn't it?
Bu önemli.
It's important.
Yanisi şu, hayatının önemli bir kısmını kapsıyor. Ve bu konu hakkında hiç konuşmadık.
So it's a huge part of your life and we've never really talkedabout it.
Bu, geleceğimiz olabilir, Eskiden gerçek hislerin önemli olduğu Amerikan rockının, nasıl olduğunun bir anlık görüntüsü.
This can be the future, a glimpse of what rock looked like in America back when true feeling was worth a damn.
Pazarlamada da önemli bir şeydir bu.
It's very important in marketing as well.
Bu derslerin önemli olduğunu biliyorsun.
You know, these classes are important.
Bu konuda önemli şeyler yapma, tamam mı?
Don't make a big deal about it, okay?
İki bilet aldığından emin ol ama kulise geçmesin. - Bu çok önemli.
Make sure she gets two tickets, but no pass.
Bu yüzden yanında doğru kişinin olması çok önemli.
Which is why it's so important to have the right person by your side.
Bu özel ve önemli şeye iyi şans getirecek.
Bringing good luck to this very special, very important thing.
Çok önemli iş anlaşmaları yapıyoruz bu yüzden ben olsam dikkatli olurdum.
We are doing some very important business deals, so I'd be very careful.
Bu bizim en önemli önceliğimiz şuanda.
This is our top priority.
Ama zengin görünüyorsunuz, önemli olan bu.
But you look rich, and that's all that matters.
Oldukça önemli biri bu Paul.
He's a pretty big deal, that Paul.
Sadece şunu söylemek istedim ; bu dünyada kendi bokumuza o kadar batmışız ki neyin önemli olduğunu unutmayalım.
- I... I just wanted to say, in this world so caught up in our own shit, - let's not forget what matters.
bu önemli değil 131
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110