English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ö ] / Önemli birşey değil

Önemli birşey değil Çeviri İngilizce

212 parallel translation
Dışarıda olmak o kadar da önemli birşey değil.
Bein'on the outside isn't all that great.
Önemli birşey değil, hanımefendi.
It's nothing serious, Senora.
Hiçbirşey, önemli birşey değil.
Nothing, nothing at all.
Önemli birşey değil.
It's not important.
Önemli birşey değil.
It's nothing.
Önemli birşey değil.
It was nothing serious.
hayır canım önemli birşey değil
Uh, no, no, dear, Nothing important.
Sizi temin ederim Bayan Garrison, önemli birşey değil.
I assure you, Mrs. Garrison, it's nothing serious.
Önemli birşey değil.
Nothing in particular.
Birisini çağıracağım ama senin için sorun olabilir ama önemli birşey değil.
I'll have to call someone and that would mean trouble for you, unnecessary trouble.
Çok önemli birşey değil ama... bana bir iyilik yapar mısın?
It's not a big deal, but do you think you can do me a favor?
Gerçekten önemli birşey değil.
Indeed it's nothing.
Önemli birşey değil, üzerime konulmuş bir ödül var.
- Nothing special. We put a bounty on my head.
Önemli birşey değil.
- It's nothing important.
Önemli birşey değil.
Don't worry about it.
Önemli birşey değil.
It doesn't matter.
Sana garanti veririm önemli birşey değil.
I can guarantee you he doesn't lack anything.
- Önemli birşey değil.
- It's nothing.
Çok önemli birşey değil.
It's no big thing.
Yok, önemli birşey değil.
It's not important.
Ama o kadar da önemli birşey değil.
BUT IT'S NO BIG DEAL.
Önemli birşey değil.
Seemed the least we could do.
Diyalizden. Önemli birşey değil.
Its my dialysis. its no big thing.
Önemli birşey değil.
It's no big deal.
Önemli birşey değil, teşekkürler.
OK, thanks.
Önemli birşey değil.
Oh, nothing important.
- Önemli birşey değil.
- oh, nothing much.
Fakat önemli birşey değil.
But it's no big deal.
Önemli birşey değil.
Well, it's no big deal.
Önemli birşey değil.
Nothing much.
- Önemli birşey değil.
It's damage control.
- Önemli birşey değil.
- This is not a big deal.
Burada çok önemli olabilir.Ama benim geldiğim yerde o kadar da önemli birşey değil.
Hey, I know this is the Bible belt, but where I come from this is not that big a deal.
Bak, bu önemli birşey değil.
Look, it's no big deal.
Önemli birşey değil.
No big deal.
- Önemli birşey değil, Darrell.
Let me see that eye.
Önemli birşey değil.
It's no big.
Önemli birşey değil.
It's nothing important.
- Hayır, yok birşey, önemli değil
- No, nothing, it doesn't matter.
- Önemli değil, birşey söylemek yani.
It doesn't matter - not saying anything, I mean.
Ama kimin verdiği önemli değil. Yeter ki hiçbir zaman ikinci sınıf birşey takma.
But it doesn't matter who gives them as long as you never wear anything second-rate.
Önemli birşey, değil mi?
It is serious, isn't it?
Önemli birsey degil ki.
It wasn't nothing.
Bu abartı birşey değil, hiç önemli değil.
That's no biggie, no big thing.
Bu abartı birşey değil, hiç önemli değil.
- Rancor! - That's no biggie, no big thing.
Söyle hadi. Söyleyeceğin şey o kadar da önemli birşey olamaz değil mi?
Whatever it is you have to say can't be that big a deal.
- Önemli birşey değil.
It's not a big deal.
Önemli birşey değil.
Nothing important.
Bu cok önemli birsey degil.
It's not such a big deal.
- O çok önemli değil. Önemli olan, o benim içimde birşey gördü... herşeyin ötesinde- - macera arayan... korkusuz ve herşeyini riske edecek bir adam.
The thing is, she saw something in me... beyond the 200 baht...
- Ah, Gerçekten önemli olan birşey değil.
- Uh, nothing really important.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]