Cl Çeviri İngilizce
1,113 parallel translation
"Ben değildim, o Cl..."
"It wasn't me, it was the Cl..."
Tanrıclık oynuyorsunuz.
Now you're playing God.
Sizin tarafınızdan Wakefield'e gönderilmiş bir not. Notta müşterinizin kazançlı çıkacağını yazıyorsunuz olur da Rosenberg ve Jensen yargıçlıktan çekilirlerse.
We also have a copy of a memo sent by you to Sims Wakefield in which you suggest your client's position would be greatly improved by the removal of Rosenberg and Jensen from the court.
Kontrol sende. Al'ın yaratıclığıyla çakışmadığı sürece tabii.
You do have complete creative control... as long as it doesn't conflict with Al's complete creative control.
"C.I."'nin anlamı nedir?
What's "Cl" mean?
Üzgünüm, za - [şaşkın üfürüm]
Sorry, we're cl- - [Frustrated Grunt]
Benden bedava yararlanıyorsun, küçük kıçlı.
You're gettin'me for nothin', you little fuck.
Baban burayı ; duvarları ölü hayvanlarla dolu bir çalışma odasına çevirebilir. Ama o zamana dek sırtında kılıçlı bir çıplak resmiyle dolaşan biriyle arkadaşlık edemezsin.
Your dad can turn this room into a study... with dead animals on the wall... but in the meantime... you are not hanging out with a girl... who has a naked woman with a sword on her back.
Silahlarımı doğru kullanırsam, Bart yükselebilir, taaa Yüksek Mahkeme Baş Yargıçlığına kadar.
If I stick to my guns, the boy could wind up... chief justice of the Supreme Court.
Miko, şu ıslak kıçlılara söyle işe dönsünler, yoksa paralarını alamayacaklar.
Miklo, tell those wetbacks to step on it, or they ain't gonna get paid.
Kel kıçlı köpek.
Bald-butted dog.
- Kabak kıçlım.
- Pumpkin butt.
Bu tam olarak bir çeşit saçmalık bu yüzden insanlar sizden nefret ediyor... ibne kıçlılar.
That is exactly the kind of bullshit that makes people hate your... faggoty asses.
Güzel kıçlı Terry'i ararım.
I gotta call Terry with his fine ass.
Hadi uyuşuk kıçlı, sen de buraya geç.
Here you are, dopey arse, you get over here.
Bu, küçük kıçlı ucuz fahişe.
This is my way out. This dime store cooch with her motor driven ass.
Hatta "kontrplak kıçlı" bile dediniz.
We've even been called "plywood-bottom."
Dışarıya çıktığımda senin gibi kaktüs kıçlı mı olayım?
What, you want me to come out looking like you, cactus butt?
Koca kıçlı olan ben değilim.
I'm not the one with a fat ass around here.
babam ve diğer koca kıçlı moronların kendi liglerini kurmaya çalıştıklarına inanamıyorum.
You know, I can't believe Dad and the rest of the Bad News Butt Cracks are trying to form their own league...
Ben çirkin yüzlü, kötü kokan ve büyük kıçlı aptal bir moronum ve kıçımı öpmeyi seviyorum.
I'm a stupid moron with an ugly face and a big butt and my butt smells and I like to kiss my own butt.
Sabah oldu, maymunkıçlı.
Rise and shine, monkeybutt
Manhattan'da ne kadar kovboy ve Kızılderili varsa, bizde de o kadar kılıçlı ninja var.
We don't have ninja running around with swords any more than you have cowboys and Indians fighting in Manhattan.
Hem zaten hiçbir kılıçlı adam, modern silahları olan eğitimli bir polis memurunu atlatamaz.
In any case no swordsman can get past a trained police officer carrying a modern gun.
Buna bak dağınık kıçlı zenci.
Look at this busted-ass nigga.
Orospu kıçlı çalılar!
Bitch ass faggot!
Orospu kıçlı çalı!
Bitch ass faggot!
Serseri kıçlı aşağılık.
Punk ass motherfucker.
- Çılgın kıçlı fahişe...
- Ass crazed, ugly bitch.
- Çılgın kıçlı...
- Ass crazed.
Çılgın kıçlı dedi.. dedi.. dedi...
He said, he said, he said, you're ass crazed.
Sana Çılgın kıçlı dedi...
He said you're ass crazed.
Yargıçlık istiyorum.
I want ajudgeship.
Uç, koca kıçlı, uç!
Fly, fat-ass, fly!
Kızınız ile Mağriplinin iki kıçlı hayvan pozisyonunda olduklarını söylemeye geldim.
I am one that comes to tell you your daughter and the Moor are making the beast with two backs.
Ve avukatım sizin gibi beyaz kıçlı... Robocop'ları mahkemelerde süründürmek için para harcamaya bayılır.
My lawyer loves spending my money dragging Aryan, Robocop fuckers like you into court.
Hatta dalgıçlık için çizelge hazırladık.
We're even scheduled to go scuba diving!
Dalgıçlık...
Scuba diving...
50,000 dolarla yargıçlık benim olmuştu.
Fifty thousand, and the judgeship was mine.
Ve koca kıçlı A-10 Thunderbolt.
And a big-ass A-10 ThunderboIt.
Siyah kıçlı Wesley Snipes'dan nefret ediyorum.
I hate that black-ass Wesley Snipes!
Yemeğimde ayak tırnağı var, seni koca kıçlı aptal.
There was a fingernail in my food, you fat-ass moron.
Nefis kıçlı bayana, büyük bir alkış.
Let's give a big round of applause for the woman with the nice ass.
Bu masadaki herkes güzel kıçlı.
Everyone has a nice ass at this table.
Sadece vahşi aksiyon sahneleri içeren filmler, çokça kılıçlı dövüş sahneleri, ve bunun gibi şeyler, biliyor musunuz?
Only if the picture was some wild action movie with lots of sword-fighting and stuff like that, you know?
- Güzel Kıçlı teyzemden.
Aunt Bubble Butt gave it to me.
Şeker kıçlılar.
Candy-asses.
Mesih ucubeleri ve seker kıçlılar!
Jesus freaks and candy-asses!
Gel buraya, seni koca kıçlı yaratık.
Over here, you fat-ass bastard!
Herkes yatsın!
WE'RE CL- ( speaks Russian ) - ( woman gasps )
- Güzel kıçlı bir Kübalı kadınla.
- With some fine-ass Cuban bitch.