Dalga geçme Çeviri İngilizce
1,382 parallel translation
Benle dalga geçme tamam mı?
Don't fucking, sorry. Don't bullshit me, OK?
"Oh", benle dalga geçme.
"Oh", don't you bullshit me.
Benimle dalga geçme.
Don't fuck with me.
Haydi gidelim. Benimle dalga geçme, Yapmadığı şeylerden pişmanlık duyan sensin.
You're the one who regrets the things you don't do.
- Hastayla dalga geçme.
- Don't make fun of the ill.
Hayal dünyamla dalga geçme, anne.
Don't make fun of my fantasy life, Mom.
Benimle dalga geçme.
Hey, don't humor me now.
Benim boyumla dalga geçme!
Don't make fun of me because of my size!
Hadi ama, dalga geçme, Doug.
Come on, Doug, be serious.
Max, onunla dalga geçme, tamam mı?
Max, don't humor him, okay?
Dalga geçme.
Don't make me laugh.
- Dalga geçme.
- Don't joke.
İnsanlara kendilerini kötü hissettirmek. Dalga geçme vakti değil.
Make people feel bad about who they are.
- Zihnimle dalga geçme!
- Don't fuck with my mind!
Benimle dalga geçme.
Don't fuck with me!
Dalga geçme.
Come on.
Dalga geçme.
Let's be serious.
Dalga geçme, haklı olduğumu biliyorsun.
Don't be so sarcastic, you know I'm right.
- Benle dalga geçme.
- Don't you get whimsical on me.
Herhangi bir yerde bir antikacıyla dalga geçme.
Never, ever fuck with an antiques dealer.
Büyük abla, dalga geçme?
Big sister, who are you laughing at?
- Benimle dalga geçme.
- Don't fuck with me.
Dalga geçme. Geçmiyorum, göreceksin.
Don't make fun of them I'm not, you'll see
Dalga geçme.
No kidding around.
Benimle dalga geçme!
Making fun of me!
Benimle dalga geçme.
You're pulling my leg.
- Dalga geçme. Hiç komik...
- Stop making fun. lt's not- -
Haydi, benimle dalga geçme. Sen, anlıyorsun...
Come on, don't frell with me... you, you understand...
Dalga geçme de... beni buradan çıkar tamam mı?
Don't frell around. Just... just get me out of here, okay?
Onunla dalga geçme.
Hey, don't make fun of him.
İyi bir fikir olduğunu düşünmüyorsan söyle, benimle dalga geçme.
Doug, if you don't think it's a good idea, just say that. - Don't humour me.
Dalga geçme Sal.
No joke, Sal.
Benle dalga geçme.
Don't irrigate me.
Şiş usulü. - Dalga geçme.
- Rotisserie style.
Benimle dalga geçme Binbaşı.
Don't fuck with me, Major.
- Dalga geçme benimle.
- Don't make fun of me.
Benimle dalga geçme.
You ain't gonna mess with me.
Benle dalga geçme.
Don't screw me.
Dalga geçme.
No kidding.
Dalga geçme lütfen, tamam mı?
Don't make fun of me, please, okay?
Bu onlara kekelememle dalga geçme yetkisi vermez.
It is a big case. It doesn't give them the right to do theh-eh-thet-eh, the right to do theh-eh-thet-eh, the rie, the right to duh, damn it! No!
- Dalga geçme.
- I think I see Surya. - Don't tease me.
Aklımla dalga geçme sakın.
- Oh yeah, temptress. She's a temptress.
Dalga gecme, hayatım!
Don't tease me, honey!
- Dalga geçme.
Don't jinx me.
Almanya'nın baş avcısıydım. Dalga geçme Carinhall'daki malikanemin oralarda avlanmak harikaydı.
I remember once we were celebrating the triumph of Compiegne where we savored the sweet revenge of the French having surrendered in the very same railway car that the Germans had capitulated in, in 1918.
- Dalga geçme.
- Okay.
Sakın dalga geçme, din benim için her şey demek.
Christianity is the whole damn answer for me.
Bana bak dalga geçme, tamam mı?
Everyone respects her.
Dalga geçme.
Stop joking.
Benimle dalga geçme.
No, shit.