Dediğine göre Çeviri İngilizce
3,994 parallel translation
- Ve sosyal hizmetler görevlisinin dediğine göre, tüm hayatı boyunca, kendisine bir zaman kaybı olduğu söylenmiş.
Yeah, and the case worker said that he was told his whole life that he was a total waste of space.
Bay Bratcher'in dediğine göre, Rainey'in ifadesiyle asla dalga geçmemiş.
Mr. Bratcher said he never made fun of Rainey's deposition.
Dediğine göre ; bir Koca Ayak saldırısında kaybetmiş ve neredeyse- -
Says he lost it in a Bigfoot attack and that he almost took- -
Burda dediğine göre Trevor Powell isminde biri torbacısı.
Says here he was collared scoring off a local dealer named Trevor Powell.
Adamımızın dediğine göre bu sıvıya bir tür mikro parçacık koymuşsun.
Our guy says you're using some kind of micro particle in this fluid?
Burada dediğine göre 200 kişi işini kaybetmiş.
It says here that 200 people lost their jobs.
Postacının dediğine göre mektuplar düzenli olarak geliyormuş.
From what the mailman said, letters came regulary.
büyükbabamın dediğine göre sende lisede, erkek futbol takımına katılmak için dilekçe vermişsin bu ailede de kesinlikle hiçbişey kutsal değil.
Grandpa told me how you started a petition to allow girls on the boys'soccer team when you were in high school. Absolutely nothing is sacred in this family.
Oha! Bu şeyin dediğine göre altı kişiden birinde uçuk varmış!
Whoa, this thing says one out of six people have herpes!
- Evet, elemanın dediğine göre Pekin bir süper silah deniyoruz sanmış. Başkan da onları ikna etmek zorunda kalmış. Bizim yapmadığımızı söylemiş.
Yeah, this guy said Beijing thought we were testing some kind of illegal super weapon, so the president had to talk them off the ledge, tell them we didn't even build it.
Yöneticinin dediğine göre Mantel iki haftalık daha ödeme yapmış.
Manager says Mantel was pre-paid for another two weeks.
Bay Buckley'in dediğine göre kazar...
Mr. Buckley said that he acci...
Yargı Kurulu'nun dediğine göre ifade vermeyi kabul etmiş.
The Judiciary Committee says he's agreed to testify.
Polis sözcüsünün dediğine göre protestocuların agresif tavırları nedeniyle sert bir karşılık verildi.
_ _ _ _
- Senin dediğine göre haritadan yok olacaktık!
- You said we'd be wiped off the map!
"Tom'a dediğine göre bu yazdan önce, bahçeyi hiç bu denli düşlememişti."
"For she remarked to Tom now that never before this summer " had she dreamed of the garden so often. "
Dr. Plimpton'ın dediğine göre o ve McCormick bir uyku çalışması grubunda yer alıyorlarmış.
Dr. Plimpton said that she and McCormick were part of some sleep study.
Amirinin dediğine göre dün gece devriyedeyken telsizle izinsiz giriş yapanları bildirmiş.
According to a supervisor, Torez was out on patrol last night when he radioed in a report about some trespassers.
Michael'ın dediğine göre siz ikiniz bir şeyleri çalma konusunda baya iyiymişsiniz.
So Michael tells me you're pretty good at stealing things, you two.
Dediğine göre öyle bir resim çizdiğini hatırlamıyormuş.
According to him, he doesn't even remember painting it.
Dediğine göre, seni "ben"...
He told me that I had screwed you
Senin dediğine göre, yeni yetmeyim.
According to you, um, I'm a burnout.
Dediğine göre çocuğu kaçırmaya yardım edersem, Bir zarf daha verecekti.
He said he'd give me another envelope if I helped snatch the kid.
Ama oğlumun dediğine göre gelmiş geçmiş yüzücüler arasında en çok hayran olduğu benmişim.
But my son actually said that of all the swimming athletes,... he most respected is me.
Bulan öğretmenin dediğine göre onu bulduğunda senin hakkında...
The teacher who found him said he was ranting about how you...
Neyse. Annemin dediğine göre ilk görüşte aşık olmuşlar.
Anyway, according to my mom, it was love at first sight.
Gücünü kullanmış ve dediğine göre bizi zamanda ileri atmış.
He used this power and he says he threw me through time.
Zoe'nin dediğine göre çok iyi bir futbol oyuncusuymuşsun.
So, uh, Zoe tells me that you're quite the football athlete.
- Dediğine göre üzerinde okul üniforması varmış.
She says he was in a school uniform.
Burada dediğine göre Kobe bifteğinde mevsime özel mantarlar varmış.
Well, it says that that the Kobe steak has seasonal truffles when available.
Güzel. "herşeyden önce" dediğine göre birden fazla konu var.
Good. You said "first of all." Usually means there's more than one topic.
Evet çocuğun dediğine göre yere tükürmeyi seven biriymiş.
Yeah that kid said he liked spitting on the ground.
John Bell'in çocuklarının dediğine göre gece uyurlarken bir şeyler duyuyor ve hissediyorlarmış.
The children of John Bell said they could hear and feel things while they were sleeping at night. Like covers being pulled.
Annemin dediğine göre, kokunu ta mutfaktan alıyormuş.
Mom says she can smell you from the kitchen.
Dediğine göre kadın kasılıyor gibiymiş.
From what he said, it sounds like she went into convulsions.
Evet ve Mike'ın bana dediğine göre sen sözüne güvenilebilecek bir adammışsın.
Ah, yes, and from everything Mike tells me, you're a man who's word can definitely be trusted.
Burbank'ta bir adamın dediğine göre yarın gece geri dönüyor.
A guy at Burbank says his plane's due back tomorrow night.
Haden'ın dediğine göre, Kiowaların ladin korusu varmış.
Haden says the Kiowa got a copse of spruce.
- Sweeney'nin dediğine göre bir evin içinde çukurdaymışlar.
Sweeney says they were in a hole in back of one of the houses.
Rebecca'nın dediğine göre istifa edersek bizi dava edecekmişsin.
Rebecca says that it's your intention to sue us if we resign.
- Charlie'nin dediğine göre Leona kararı Reese'e bırakmış.
Charlie told me Leona is letting Reese make the decision.
Psikiyatrisin dediğine göre Red John'ın yükseklik korkusu yok muydu?
Uh, didn't the psychiatrist's office say that Red John was afraid of heights?
Dediğine göre senin adını da biliyormuş... neydi o?
He says he knew you by the name of... what was it?
Dediğine göre, Idaris için çalışmaya başladıktan sonra değişmişsin.
She said you changed when you started working for Idaris.
DJ'in dediğine göre,
According to the DJ,
Her neyse... Dediğine göre girişin karşısında bekleyen nöbetçiler var. Tam da bu yüzden arka taraftan gireceğiz.
Anyway, she says that there are sentries positioned across the front, which is why we are gonna come in through the back entrance here.
Polisin dediğine göre işin en garip yanı kimsenin onu görmemiş olması.
According to the police, the strange part is no one has seen her.
Dediğine göre ona Connie haber uçurmuş.
He said Connie tipped him off.
Dediğine göre, kardeşini kazara vurduğun için altı ayını ıslah evinde geçirmişsin. Bunu sana kim söyledi?
Uh, who told you that?
Dediğine göre ;
That's the one.
Dediğine göre...
She states... and I understand how it sounds.
gore 22
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göreceksin 766
göremedim 51
göremiyorum 394
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göreceksin 766
göremedim 51
göremiyorum 394
göreyim seni 19
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20
göreceksiniz 203
görebilirsin 24
göreceğiz bakalım 76
görebilir miyim 122
görevdeyim 28
görev başına 19
görecek bir şey yok 32
görev mi 18
görelim bakalım 101
görevin jim 19
görebilirsin 24
göreceğiz bakalım 76
görebilir miyim 122
görevdeyim 28
görev başına 19
görecek bir şey yok 32
görev mi 18
görelim bakalım 101
görevin jim 19