Demişti Çeviri İngilizce
6,021 parallel translation
20 kilometre demişti.
20 klicks, she said.
- Garrett sana kimseye görünme demişti.
And Garrett told you to stay out of sight.
Hayır. "Seni o köprünün altına gömeceğim." demişti.
No, what he said was, "I'll bury you under the bridge."
- File. Ölen kadın da öyle demişti.
The Caul.
Gabriele Yolu demişti.
She was saying Gabriele Road.
Ama yargıç kurbanın ölümü aşırı doz demişti.
But the coroner ruled the victim's death an overdose.
- Sizden önceki adam da böyle demişti.
Right. That's what the last guy said.
Ona her şey yoluna girecek demişti Aaron. İyi olacağını söylemiştim.
I told her she'd be ok, Aaron, that she'd be fine.
Jason da öyle demişti.
That's what Jason said.
Sam arabadan in demişti ben de indim.
Sam said get out of the car, so...
Şeytanın son kurbanı da öyle demişti.
That's what the demon's last victim said.
Demişti, lavabonun altında nemlendirici eldiven saklayan adam.
Says the man hiding moisturizing gloves under his sink.
Annen demişti,
Your mother said,
Henry Ford bir keresinde şey demişti...
Henry Ford once said...
77'inci Bölge'nin halkla ilişkilerindeki kadın bana en az bir haftaya dönerler demişti.
Public affairs lady at the 77th said it would be at least a week before anyone got back to me.
Kahrolası doktor sadece birkaç gün ağrıyacak demişti.
Damn doctor said it would only hurt for a couple of days.
5 çizgi ama balıkla demişti.
He said it was like a take five bar but with fish.
Benim kadar balık yakalayamaz demişti.
He just said, you'd never catch on quite as quick as he did.
Bonus adım sorusu, neye cevaben demişti?
And for a bonus step, that was in regards to what?
Baban, Providence şehrinin yürüyüş turuna katılmadan önce de aynı böyle demişti.
That's what your father said before he took that walking tour of Providence.
Aiden bir keresinde bana demişti ki...
Aiden once told me that, uh...
Sorun yok demişti.
He said it was cool.
Babanızın uçağı kara çakılı kalmıştı ve beni ankesörlü bir telefondan arayıp şöyle demişti :
Your father's plane was grounded in the snow and he called me from a pay phone and said,
- Önce hayır demişti!
He already said no!
Dedem yedi yaşındayken bana verip şöyle demişti : "Evlat, bu seni kötü oğlanlardan uzak tutacak."
My grandpa gave it to me when I was 7 years old, and he said, "son, this will keep the bad guys away."
Daha çok Jay demişti.
By Jay, mostly.
Ruhu şad olsun, dedem bunu bana verdiğinde şöyle demişti :
And when my grandfather gave it to me God rest his soul, he said :
Buraya taşınmadan önce babam en son ne demişti, biliyor musun?
- You calm down. You know what the last thing my dad said to me was, before I moved here?
Henry Calais'i kutlamak zaman alacak demişti..
Henry said they'd take time to celebrate Calais.
Bir kişi veya kişiler nasıl böyle... Çoğul demişti gerçi.
What could a man, men, people - they, she said "they".
Dünyanın bu haliyle yeterince kötü olduğunu demişti.
He said that, uh, the world was bad enough as it is.
Ülkeyi kasıp kavuracak demişti.
He said it would sweep the land.
Annen sana ne demişti?
What mamma has said you that..
Judson'ın ortağı demişti ki, Judson Philadelphia'nın zorlu kısımlarında büyümüş.
Judson's business partner said he was from the rough side of Philadelphia.
- Evet, bana demişti, uzun zaman önce.
- Yeah, she told me, like, a long time ago.
Jimmy yaşadığı yeri duymuş ve ona şanslı köpek demişti.
Jimmy heard where he lived and called him a lucky tyke.
Öyle demişti.
So she said.
- Hayır. Galiba şey demişti...
No, I think he said, "That little..."
"O tipini siktiğim muhasebecin" demişti diye hatırlıyorum.
No, he said, "That irritating little twat of an accountant you've got."
"Çıkarsan değil çıktığında diyorum Daniel." demişti.
He said, "not if but when, daniel."
O yüzden hazır ol. " demişti.
Oh. "so get ready."
O yaşlı papaz sana ne demişti?
That old preacher man said to you?
İrtibat kurmalısın. " demişti.
You got to engage. "
Rahmetli büyükannem demişti.
My late grandmother told me...
Profesör Do Min Joon'umuz böyle demişti galiba.
Didn't you say that Professor Do?
Yalnız, Lee Jae Kyung bir süre önce bir şey demişti.
But Lee Jae Kyung said a while ago.
- Böyle demişti değil mi?
That's what he said, right?
Geoff demişti ki cennete hayvanlar giremezmiş çünkü ruhları yokmuş.
Geoff said pets aren't allowed in heaven cos they've got no souls.
Demişti, değil mi?
That's what he said, right?
~ Buraya kumarhane demişti.
- He said it was a gambling den.
6'da orada olurum demişti.
He said he'd be here at 6 : 00.
demiştin 153
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demişti ki 31
demiş 290
demişler 27
demiş ki 28
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demişti ki 31
demiş 290
demişler 27
demiş ki 28