Giderken Çeviri İngilizce
8,745 parallel translation
En son batı tarafına, Lincoln Tüneli'ne doğru giderken görülmüşler.
They were last seen heading west towards Lincoln Tunnel.
Özellikle de şimdi, her şey yolunda giderken.
Especially now, when everything's going our way.
Bentley'de çalışmaya giderken.
On our way to work in our Bentleys?
Kudüs'ten Eriha'ya giderken kötü insanlar tarafından saldırıya uğrar.
He was traveling from Jerusalem to Jericho... when he was set upon by men of ill intent.
Yolda giderken kamyonun birini geçiyordum karşı şeritten de birileri geliyordu kamyonun önüne geçtim ve yan yan kaymaya başladım kamyon şoförüne baktığımda ellerini kaldırmış...
And I was passing this semi, and somebody was coming head on. And I got in front of the semi and started sliding sideways, And I remember looking up at him and he just threw his hands up and said,
Bakın, şu an bizim oraya gelmemizin imkanı yok o yüzden onlardan giderken kapıyı kilitlemelerini rica edebilir misiniz?
Okay. Well, look, there's absolutely no way we can go down there right now, so do you think maybe you could ask them to lock the doors when they leave and we'll...
Düğüne giderken mi?
To a wedding?
Ben düşünmek için inzivaya giderken oy hakkımı ona devredeceğim.
I'm assigning her my voting rights while I go to my ashram to think.
Angelique'in odasına doğru giderken,
As she headed toward Angelique's room,
Onu buradan giderken gördüm ve çok üzgün görünüyordu.
I saw her leaving earlier, and she seemed pretty upset, too.
Buradan giderken.
When we leave.
Dün gece morga giderken bir şey gördüm.
- Um... Look, last night, on my way to the morgue, I saw something.
Dün gece morga giderken bir şey gördüm.
Last night, on my way to the morgue, I saw something. Taxi!
Biz buradan giderken sen ne yapacaksın peki?
And while we're running away, what are you gonna be doing?
Beni ayakkabılarımı değiştirmek için odama giderken bile takip etti. Çünkü topuklularım çok acıtıyordu. Ricky'nin bir cep içkiliği vardı.
He even followed me to my room when I went to change my shoes, cos my heels were killing me, and he had this little silver hip flask.
Sorun değil.Arabada giderken cipsin içine meyve suyu dökmemeliydim.
It's okay. I should have never poured that pickle juice into them flaming hots.
Onu öldürmüş. Yemeye giderken ortadan kayboldu.
He killed her and we were going to eat her and he escaped.
Dansa giderken ne giyeceğimi bilmiyorum.
I don't know what I'm gonna wear to the PBA dance.
Saha gezisine giderken Waits'in arabadaki videosu.
The Waits video from the field trip van ride.
"Sucuya giderken yanımda suyumu da götüreyim."
"Oh, I better carry my water with me while I walk to the water store."
Arabayı alacaksın ve sonra paranın yerini söyleyeceksin ve ben uydurduğun bir yere doğru giderken de sen de kaçıp gideceksin. - Hadi be.
So you get the car, then you tell me where the money is so I head off to some made-up location while you drive off?
Giderken senin eve uğrarız. Üstünü değişir, eşyalarını alırsın.
We'll stop at your place so you can change and get your toiletries.
Giderken yiyecek bir şeyler alalım, Evde pek yemek yok, galiba.
We'll buy you some food. There isn't much at home, I fear.
Seni bugün Elijah Bledsoe'nun kilisesine giderken gördüm.
I've seen you walking out of Elijah Bledsoe's new church.
Pazara gitmek üzereydim ama belki Bay Dalal evine giderken benim için oraya uğrayabilir.
I was about to pop down to the Mall, but maybe Mr Dalal could be prevailed upon on his way home?
Sanırım giderken bir tane tüttüreceğim.
I think I'll burn one on the way out.
Eric ceza köşesine giderken ağlıyor mu hiç.
You don't see Eric crying when he goes in the sin bin.
Biri onu giderken görmüş mü, bakalım.
See if one got him leaving.
Yolda giderken alabilir miyiz?
Can we pick her up on the way?
Öyleyse eve giderken pizza alabilir miyiz?
Then can we get pizza on the way home? Ask for boogers on Bart's half.
Şimdi dağıtıcıyı Lobos'la buluşmaya giderken gördüm.
I just saw the distributor going into the meeting with Lobos.
Az önce dağıtıcıyı Lobos'la toplantıya giderken gördüm.
I just saw the distributor going into the meeting with Lobos.
Giderken koluna dokundu.
Touched your arm when he left.
Katil giderken yanında götürmüş olmalı.
The killer must have taken it with him when he left.
Sen gizlice Molly'nin peşinden giderken ben içeri girip Renautas kimliğimi göstermeyeceğim herhalde?
Huh? I can't exactly go in there and start showing my old Renautas I.D. while you sneak Molly past security.
Diğerleri giderken biz kaldık.
While others have left, we've stayed.
Laurie, Russ Hanneman'la giderken karşılaştık.
Laurie, I just ran into Russ Hanneman leaving.
Seni ve Eastin'i birlikte New York'a giderken gördüm.
I saw you and Eastin head off to New York together.
O zaman bir fahişenin evine giderken ne düşünüyorsun seni salak?
Then what were you thinking going with a hooker in the first place, dopey?
Ben yemeğe giderken, sen araba bekleyeceksin.
You're gonna sit in the car while I go eat.
Artık uygun bir kıyafetim olduğuna göre makamıma giderken bana eşlik edebilirsin.
Now that I'm suitably attired, you can escort me to my chambers.
Güzel, okula giderken uğrarız o zaman ona.
Good, well, we will go by his house on the way to school.
Tom, masama giderken bir şeyler çal.
Tom, play me over to my desk.
Tam yatağa giderken bir kenara itild...
Dumped in the middle of getting la...
Kız havaalanından eve giderken başka seçeneklere bakamayacak kadar çaresi olduğu yerleri seçmen lazım.
You just have to be conveniently located when she's driving home from the airport and too desperate to look for other options.
Baban "kız havaalanından eve giderken, en elverişli yeri seç" derken ne demek istedi sence?
What did your dad mean, "be conveniently located when she's driving home from the airport"?
Amiral olması beklenirken 1990'ın Noel arifesinde kızı ve karısını görmeye giderken Reddington ortadan kayboldu.
Sources say he was being groomed for admiral when, on Christmas Eve, 1990, while on his way home to visit his wife and daughter, Reddington vanished.
Latif Malak altı ay önce evden okula giderken kaçırıldı.
Latif Malak was taken on his way home from school six months ago.
Bu, Latif'in sırt çantası. Okuldan eve giderken geçtiği kestirme yolda bulduğunuz, değil mi?
This is Latif's backpack, the one that you found in the alleyway that he would cut through on his way home from school, right?
Sorum şu. Olay günü Martial Beclin'i giderken gördünüz mü?
Did you see Martial Beclin leave the projects that day?
Otranto'ya giderken Brindisi'de bizimle buluşacak.
He'll meet us in Brindisi on the road to Otranto.