Gidersin Çeviri İngilizce
3,359 parallel translation
Nasıl kalkıp gidersin?
How dare you stand up and leave?
Oturursun, şişko programını izlersin ve gidersin.
Couch, fat people show, leave.
Ya şampanya içeriz ya da eve yalnız gidersin dedi.
Looking sharp. Jazz says I'm springing for Cristal, or I'm going home alone.
İyi, sana bir çek yazarım, gidersin.
Fine. I will write you a check, and then you can go.
Meksika'ya gidersin.
Go to Mexico.
Daha sonra gidersin.
And then you'll leave.
Manastıra bensiz gidersin.
Just go to the cloisters without me.
Ya kendin gidersin ya da seni ben balkondan aşağı atayım, çünkü karım gelmek üzere ve giderken ona rastlamanı istemiyorum.
You can either take the steps or you can go off the balcony because if you run into my wife on the way out of here, you're going to wish you had.
Nereye gidersin?
Where do you go?
Ya evet dersin ya hayır. Ya da siktirir gidersin Rich.
It's a yay or a nay, or fuck off, Rich.
Sen de bu bitince gidersin artık, tamam mı?
You too. Straight after that, yeah?
Bu delikten aşağıya gidersin.
Next come here.
Ve trend gittiğinde, sen de gidersin.
So when that trend is gone, you're gone.
Limandan her çıkışında bir vaatle gidersin. Denizin bir yerinde altın bulunduğu ve onu alabileceğin vaadiyle.
Every time you leave harbor, you're leaving on a promise, a promise that somewhere on the sea, somebody's got some gold and you can take it from him.
Her neyse, o muhteşem partiyi her yıl düzenliyor. Belki benimle gidersin diye düşünmüştüm.
Anyway, he hosts this really cool ravioli party every year, and I was wondering, maybe you wanna go with me.
Bara gidersin, bir kızla tanışırsın, bilirsin işte bir kaç içki içersin ona da iki tek ısmarlarsın, biraz güldürürsün.
You can go to the pub, meet a girl, you know, have a few drinks, buy her doubles, get her laughing.
Sonra okula gidersin ve ilk hafta düşünmeye başlarsın,...
And then you go to school, and that first week, you're just like,
Ona dedim ki, ya okuluna gidersin ya da burada da yaşayamazsın.
I told him, back in school or he couldn't live here.
Doğum kontrolü- - ya bu koyunu güdersin ya da bu diyardan gidersin.
Birth control- - you either hop on the Ortho bandwagon or leave.
Nasıl onları terk edip gidersin?
How can you leave them behind?
Ya okursun ya gidersin!
School or leave.
Kumandanı kaybedersen satıcıya gidersin onlar da kodlamak için VIN numarasını kullanırlar.
If you lose your keyless entry and go to the dealership they use the VIN number to get a new code in their program.
Ya Bodaway'in aleyhinde tanıklık edersin ya da her şeye baştan başlayacağın bir yere gidersin. Ama burada kalamazsın.
Testify against bodaway or leave and make a clean start somewhere new.
- Tedavi olunca gidersin.
Once you're cured.
- Gidersin.
You're fuckin'...
Tanesine 20 dolar veririm, sen de yoluna gidersin.
Give you 20 apiece for them. You can be on your way.
Hem kendi yaptığın, hem de zamanı geldiğinde asistanlarının yaptığı işi tekrar kontrol etmeye başlayacaksın çünkü aksi takdirde benim gibi olursun. Benden en az benim kendimden ettiğim kadar nefret eden bir ailenin yanına özür dilemeye gidersin böyle.
You'll start double-checking your work, and the work of your residents when the time comes, because otherwise, you'll be me, walking in to apologize to a family that hates me almost as much as I hate myself right now.
Sonra gidersin.
Ding-dong, ditch it.
- Ya okursun ya gidersin! - Ne?
School or out.
- Beş dakika, sonra gidersin.
Five minutes, and then you leave.
Hayatına değer veriyorsan gidersin.
If you cherish your life, you will go now.
Evsizsen Wall Steet'e gidersin ve saat 5 : 01 olana kadar beklersin.
If you're a hobo, you go down to the fucking wall street and wait around until about 5 : 01 P.M.
Sen gidersin, bir hayatın var senin.
You can walk ; you can have a life.
- Bir galonla 72 km gidersin.
You get 45 miles to the gallon.
Geç gidersin.
You can be late.
Ya seni aldığım yere gidersin 24 saat içinde ölürsün veya onu ihbar edersin.
You either go back there and I'll give you 24 hours and you'll be fucking dead, do you hear me?
- O zaman bu evden gidersin.
- You have to get out
Suçlu hissedersin ve onun evine mi gidersin?
You feel guilty, so you go to his house?
İster dövüşürsün ister geberip gidersin.
Oh, you can fight... Or you can die, it's entirely up to you.
- Bana bir iyilik yap ve araç incelenirken burada bekle, sonra laboratuara gidersin, olur mu?
Yeah? Do me a favor and wait here for auto detail, then follow that Denali back to the lab, okay?
Sahip olduğun kolla savaşa gidersin.
You go to war with the army you have.
Peki sen randevun olan insanın tüm adını bilmeden nasıl yemeğe gidersin?
Well, how could you go out on a date with someone and not know their whole name?
Şöyle, önce şöyle bir görünürsün, ve sonra "hoşçakal" demeden gidersin.
See, you make an appearance, and then you leave without saying "goodbye."
Onunla gidersin.
You'll take that.
Öldüğünde eve gidersin.
Once you're dead,
Belki sen gidersin.
Maybe... you get taken out.
Bir depoyla 40 mil gidersin.
You get 40 miles to a gallon.
Yani onlarla birlikte Barney izlersin, burunlarından yemek çıkarırsın parka oynamaya gidersin ve ben de işe gidip, yaşıtım insanlarla sohbetler edip keyfime bakarım.
You know, you'll watch Barney and pull Cheerios out of their noses and go on play dates, and I'll work and have conversations with people my own age and enjoy my life.
Siyahi bir şarkıcısın nereye gidersin?
Let's reverse engineer this. You're a black singer, where do you go?
Yine gereksiz laflarından eder gidersin anca sen?
There you go, saying such irresponsible things again!
Bişeyden korkuyorsan, korkmayacağın birine gidersin
Well, if you're afraid of something in this world, then you'll be afraid of it in the next.