Görmelisin Çeviri İngilizce
2,408 parallel translation
Teddy, bunu görmelisin.
- Teddy, you need to see this.
Ama büyük anneme gelen mektupları görmelisin.
But I'm still shocked whenever I see the New Year's cards Granny gets every year.
YouTube'daki şu videoyu görmelisin.
You should see this clip on YouTube,
Zombi ponponkız kostümümü görmelisin.
Just wait till you see my Zombie cheerleader costume.
Julie, Andrew'un getirdiği çiçekleri görmelisin.
Mm. Julie, you should see the flowers Andrew brought you.
Bunu görmelisin.
You got to see this.
Bendeki fotoğrafları bir görmelisin, yayınlanamayacak derece.
You should see the pictures I have.
- Belki onu daha çok görmelisin.
- Maybe you should see her some more.
Not defterimi görmelisin : Tamamı A'dır
You should see my grade book : straight A's!
Kendi başına görmelisin.
You need to see for yourself.
- ama bence bunu görmelisin...
But, sweetie, I think you need to see this... Are there many of those machines?
Ezberlemektense kendini daha iyi görmelisin.
Better to see yourself rather than just memorizing.
Bunu bir iltifat olarak görmelisin.
You should take it as a compliment.
Evet ama bence onu gerçekten seviyorsan neler olacağını görmelisin.
- It is. Yeah, but i mean, if you really like this person, then you should see where it goes.
Onu bir de şortlu görmelisin.
Oh, you see him in shorts!
- Şu fotoğrafları görmelisin.
- You've got to look at these pictures.
Hayır, onu görmelisin.
No, you need to see her.
Gördün mü, parlamıyor. Bu ekranda bir de siyahları görmelisin.
I wanted to discuss the gift you're buying your parents for their anniversary.
Ve üvey babam olacak herifin iğrenç bıyıklarını görmelisin.
And you should see what my bozo stepdad calls a mustache. Oh, hell, no.
Farelere neler yaptığını görmelisin.
You should see what she does to mice.
O kızları bir görmelisin- -... muhteşemler.
You should see these girls- - very hotsy-totsy.
Evet. Bunu bir iltifat olarak görmelisin, Mason.
I should consider that a compliment, Mason.
Kendi hâlini görmelisin bir de tatlım.
You should see yours, love.
Bunu görmelisin.
You should see this.
Eğlendin mi? - Evet.. görmelisin
Yeah, you should see new Colieans.
Ancak, eğer ailede zerre kadar akıl hastalığı geçmişi varsa, ve sen bu dönemi yaşıyorsan, Sanırım birini görmelisin.
But if there's any familial history at all, and you've had this episode, I think you should see someone.
Tenini görmelisin.
You should see his skin.
Whitney, bunu görmelisin.
Whitney, you've gotta see this.
Bunu görmelisin
You've gotta see this.
Şu gülünç halini bir de sen görmelisin.
You should see yourself laughing.
Yüzünü görmelisin.
You should see your face.
Şu halini bir görmelisin.
You should have seen yourself.
Ne bulduğumu görmelisin. İki kız kardeş buldum...
You should see what I found.
Bir de dolabı görmelisin.
You have to see the closet.
- Kahverengi gözlü kızıl saçlı Onu güneşte görmelisin.
She has brown eyes and red hair, like a setting sun.
Onunla Alex'i birlikte görmelisin.
You should see when he and Alex get together.
Bunu görmelisin.
You should see it.
Görmelisin.
You should see it.
Bunu görmelisin.
When you saw this...
- Şu tutuklama raporunu görmelisin.
- You need to see this arrest report.
Serbest giysili Cuma günlerini görmelisin.
You should see casual Fridays.
Hayır, onu görmelisin.
No, no, you have to meet him.
Kızı görmelisin.
You should see this girl.
- Evet, ofisi görmelisin.
Yeah, you should see the office.
Prenses. Gelip bunu görmelisin.
Princess, you've got to come and see this.
Biri var, onu görmelisin.
There are people I know
O barı görmelisin.
You ought to see that pub.
Onu görmelisin.
You should see her.
Leslie, bunu görmelisin.
We see here we're looking at councilman dexhart.
Bunu özür dilemek için bir fırsat olarak görmelisin, değil mi?
What kind of low-down character is that?
Gidip onu görmelisin.
You have to go and see him.