Görmek için Çeviri İngilizce
12,984 parallel translation
Gelinliğimi görmek için tam zamanında geldin.
Just in time to see my wedding dress.
Anlaşıldı Capcom. Görmek için sabırsızlanıyorum.
Roger capcom, I'm eager to see it.
Yargıcı tanıdığım için şanslısın yoksa bunun bitişini görmek için bolca zamanımız olacaktı.
You're lucky I know the judge, or we would've had plenty of time to see how that played out.
Sevgilisinin elime düştüğünü öğrenince Amy'nin yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum.
Can't wait to see Amy's face when I hand her boyfriend's head on a plate.
Güneşe neyin engel olduğunu görmek için yukarı baktım.
I look up to see what was blocking the sky.
İnsanlar ejderhayı görmek için kilometrelerce öteden gelecek mi diyorsun.
I mean, folks would come from miles to see this.
Kızımı işte görmek için illa bir sorun mu olmak zorunda?
Something have to be wrong for me to come see my girl at work?
Buraya askerlerini görmek için geldiğini inanıyorum.
I trust you're here to meet the troops.
Kablolanmadığını görmek için.
To make sure you're not wired.
Bizzat görmek için buraya geldim.
I had to come down to see it for myself.
Bendeki maça koleksiyonunu görmek için gelmez miydin? böylece biraz da sana verebilirim?
Would you like to come see my large collection of heads, so that I can give you some?
Amirim, Bayan Samurgil tekrar sizi görmek için geldi.
Chief, Mrs. Otterton's here to see you again.
Kutsaldaki kusurları görmek için.
For the world to see the holes in the holy.
Böyle bir şeyi yapamayacağını görmek için okulda yeterince kalmadın mı?
Had you been more in school, you would not consider such a thing.
Lucy Manwaring seni görmek için geldi.
Lucy Manwaring's here to see you.
Ama seni son bir kez görmek için getirmişler.
But they would've brought you in to see her one last time.
Nereye gidebileceğinizi bilmeden.. sınırları zorlayarak bilinmezin içine girip.. ve neler yapabileceklerinizi görmek için orada olmak.
It's about venturing into the unknown pushing the limits of where you can go and what you can do to meet with what's out there.
Bunu görmek için benim gibi birini ele alıyor.
Takes someone like me to see that.
Bazılarının daha en baştan doğmaması gerektiğini görmek için.
To see that some people ain't even meant to be born in the first place.
Bu görmek için çok kalın kafalısın.
You're just too thick to see it.
Onun Seretse'nin yanında duracağı günü görmek için yıllarca bekledik.
We have waited years for the day we would see her rule by his side.
Binbaşı Turner'i görmek için buraya gelmiştim.
Just stopping by to see Major Turner.
Onlar uzun bir geceden sonra şafakları görmek için yaşayabilirler mi?
May they live to see the dawn after the long night.
bütün o ölmüş akrabaları görmek için sabırsızlanıyorum.
Can't wait to see all those dead relatives I hate.
Şimdi Evlendiğini görmek için herşeyimi verirdim, ve evden ayrılışını.
Now I'd give anything just to see her get married, and leave home.
Erkek arkadaşı tarafından terkedilen genci görmek için tam zamanında geldiniz
You are just in time to meet a teenager who was recently dumped by her boyfriend.
Şimdi orada değilim, ve sen beni görmek için can atıyorsun.
Now when I'm not there, you're longing to see me.
Müsabaka sona erdi. Fakat Alman Long, Berlin'deki kalabalığın merakını paylaşıyor gibi. Herkes müthiş Owens'ın en iyi atlayışını görmek için sabırsız.
The competition is over, but the German Long seems to share the interest of the crowd here in Berlin, in seeing the best the amazing Owens has to offer.
İlki Mike'ı almak içindi, onun oğlu Onu üniversitede görmek için- -
The first was to take Mike, his son, to look at colleges...
Biz onu görmek için Oregon'a gittiğini zannettik, bence
We were supposed to go up to Oregon to see, I think,
Başınıza bir çuval dökülürsünüz Ve El gato Enfermo'yu görmek için bir yolculuk.
You'll end up with a sack over your head and a trip to see El gato Enfermo.
- Fasulye kardeşlerim öldürür Bu lanet şeyi görmek için Rol değiştirme, ha?
- My beaner brethren would kill to see this fuckin role-reversal, huh?
Evet, Bir Durak görmek için buradayım.
Yeah, I'm here to see One-Stop.
Hepsi bir durak görmek için burada.
They all here to see One-Stop.
Kesmek için mi geldin adamım, yoksa Eddie'nin kemanını görmek için burada mısın?
Did you come to get a cut, man, or are you here to see Eddie twerk?
Calvin, bunu görmek için bir taahhütte bulunmuştuk.
Calvin, we made a commitment to see this thing through.
Seni görmek için hazır.
He's ready to see you.
Buraya görmek için geldiğin kişi ben değilim.
It isn't me you're here to see.
Tesisin haritasını görmek için gözlüğünüzün yanına dokunun.
Touch the side of your glasses to view a map of the facility.
Ramsay'nin bu sefer nereni keseceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to see what parts Ramsay cuts off you this time.
Bütün bu velvele'nin ne olduğunu görmek için.
To see what all the fuss was about.
Onu yoğun bakıma alıyoruz, sadece gözlemlemek, nasıl yanıt verdiğini görmek için.
We're moving her into intensive care, just to keep an eye on her, see how she progresses.
Seni görmek için ne kadar uzaklardan geldiğimi biliyor musun ve seni gerçekten çok güzel bir yere götürmek istediğimi.
Do you know? I've come to meet you from really far away and I want to take you to a really nice place
Sayımı görmek için ahıra gelin.
Come to the barn to see count.
Tarihten belki de hangi çılgınca gizli öldürme görevini sildiğini görmek için...
See what crazy ass covert kill mission you might be erasing from history?
Sizi düğünümüzde görmek bizim için büyük bir mutluluk.
We are so happy to have you at our wedding.
Bazen insanlar eldiven gibi şeyleri kendilerini tekrar görmek amacıyla bahane olması için sevdikleri insanlarda unutabiliyorlar.
Sometimes people leave things like gloves with someone they like in hopes their retrieval will provide an excuse to see that someone again.
Sizi görmek, sırf huzurunuzda bulunmak için bir dağa tırmandım ve ben dağcı değilim.
I climbed a mountain to see you, and I'm not a climber, just to be in your presence.
Dün gece seni görmek çok güzeldi. Sadece geziniz için en iyisini dilemek istedim.
Um, listen, it was so good to see you last night, and I just wanna say again good luck on your trip.
Eskisine göre kibar oldukları için bunu görmek zor.
It's just harder to see because they're more polite about it.
O Bulgaristan'da yaşıyor ama bizim için yaşamıyor. Senin yüzünü bile görmek istemedi.
She is in Bulgaria, alive, but not for us... she didn't even want to see your face...
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
görmek 28
görmedim 301
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
görmek 28
görmedim 301