Götür beni Çeviri İngilizce
4,186 parallel translation
Götür beni.
Take me.
Annenlerin yanına götür beni.
Take me to your parents.
Hayır Dino, iyi değilim ben. Hastaneye götür beni.
No, I'm not okay, take me to the hospital.
Lütfen gel götür beni.
Oh, please come get me outta here.
Şehre götür beni.
Take me to the city.
Ertesi gün Wanda'ya "Al beni götür" diyor.
Next morning with Vanda "Take me, please!"
Yukarıya gel, beni içeri götür.
Come upstairs. Tuck me in.
- Wendy, beni tuvalete götür.
Wendy, take me to the bathroom. Ah!
Beni güneye götür.
Yeah, take me to the South.
No, sadece beni eve götür.
No, just take me home.
Beni uzaklara götür, Hardik.
Take me far away, Hardik.
Beni nehrin yukarısına götür.
Take me upriver.
Beni... liderine götür.
Take me... to your leader.
Derhal beni on beşten yediye götür.
Take me to 15th and 7th, now.
- Beni de yanında götür.
Bring me with you.
Arabamı götür, yarın beni antrenmandan önce al.
Take my car, pick me up tomorrow before practice.
Beni de götür.
Give me a ride.
Beni şehre götür.
Take me to the city.
Beni de götür.
Take me along.
Beni hemen Durant'a götür.
You take me to see Durant right now.
O zaman bir daha gittiğin her yere beni de götür tamam mı?
Then take me with you wherever you go, OK?
O zaman beni de yanında götür.
Then take me with you.
Beni de götür.
Take me with you.
Dinle, beni Rajkumar Santoshi'nin ofisine götür.
Listen, take me to Rajkumar Santoshi's office.
Beni istediğin yere götür.
"Take me wherever yöu like.."
Beni Henry'ye götür Jasper.
Take me to Henry, Jasper.
- Beni hastaneye götür.
Take me to the hospital. Now?
Pazarlığa beni de götür.
Take me along with you to negotiate.
O zaman beni eve götür.
Then take me home.
- Beni de götür!
Yes. - Take me with you!
Beni gerçek aileme geri götür. Darling'lere.
Take me back to my real family, the Darlings.
Beni götür buradan.
Get me out of here.
Matt, lütfen beni de yanında götür.
Matt, please, please take me with you. No.
Lütfen beni ona götür.
Please!
Beni teknenin oraya götür.
Take me to the boat.
- Sana bir şey söylemem gerek. - Beni bir yerlere götür.
I have to tell you something.
- Beni buradan götür lütfen.
Just get me out of here.
- Hayır, beni de götür!
- No... take me! - No...
- Hayır, beni de götür.
No, take me with you!
O halde beni mahkemeye götür.
Then take me to court.
Beni eve götür.
Just take me home.
Beni yemeğe götür ben de sana şarap hakkında bildiğim her şeyi anlatayım.
You take me out to lunch, and I will tell you everything I know about wine pairings.
Beni oraya götür.
Take me out there. I will...
- Beni oğluma götür. - Sırada ne var Joe?
Take me to my son.
Sen beni Joey'e götür, ben de yakanı kurtarayım.
You take me to Joey, I cut you loose.
Lütfen beni eve götür.
Please take me home.
Beni Dünya'ya götür ki sevgilimle birlikte olabileyim.
Take me to Earth so I can be with my beloved.
"Beni de götür abi!"
Wait up, Chun-dong
Beni de götür abi!
Wait up, Chun-dong
"Beni de götür."
Take me with you
Beni de götür.
Take me with you
götür beni buradan 40
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18