English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ G ] / Güzel bir sabah

Güzel bir sabah Çeviri İngilizce

460 parallel translation
Güzel bir sabah, harika bir hava.
A fine morning. Lovely weather.
Ne güzel bir sabah.
Beautiful morning.
Güzel bir sabah
Lovely morning.
Ne güzel bir sabah bayan Totten.
It's a very nice morning, Miss Totten.
- Gayet güzel bir sabah, hiç uğraşamam.
- Why don't you try? - Oh, it's too nice a mornin'.
Ne güzel bir sabah değil mi Holmes?
What a lovely morning, Holmes.
Güzel bir sabah gibi.
It looks like a nice morning.
Güzel sabah, açıkça güzel bir sabah.
Beautiful morning, simply beautiful.
Çok güzel bir sabah.
It's a lovely morning.
Benim için artık güzel bir sabah, Bayan Sloper.
It is a beautiful morning for me now, Miss Sloper.
Evet, bunun güzel bir sabah olduğunu biliyorum, ama bu aynı zamanda güzel de bir hayal.
Yes, I know it's a lovely morning, but it was a lovely dream, too.
Ne kadar güzel bir sabah.
Oh, what a beautiful morning.
Ve ne güzel bir sabah.
And what a lovely morning!
Böyle güzel bir sabahı yatakta geçirmek istemiyorsunuz değil mi?
You don't want to stay in bed on such a beautiful morning!
Ne güzel bir sabah.
A fine morning.
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Lovely morning, isn't it?
Çok güzel bir sabah, değil mi?
Isn't this a beautiful morning?
Tarlada güzel bir sabah geçirdin mi Vincent?
Did...? Did you have a good morning in the fields, Vincent?
- Güzel bir sabah mı efendim?
- Having a pleasant morning, sir?
Sabah, ne kadar güzel bir sabah.
Morning, such a pretty morning
Güzel bir sabah, Davy Crockett.
It's a beautiful morning, Davy Crockett.
Ne güzel bir sabah.
Jim boy! A lovely morning it is.
- Ne güzel bir sabah.
- Beautiful morning.
Güzel bir sabah. Sanırım kısa bir yürüyüş yapmalısınız.
It's a very fine morning, and I think you should go on up and take a short walk.
Güzel bir sabah Bay Finley.
What is that you just took?
Tatil için çok güzel bir sabah
It's such a beautiful morning For a holiday
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Such a beautiful morning.
Sakın "Çok güzel bir sabah" deme yoksa seni vururum.
Don't say it's a fine morning, or I'll shoot you.
Çok güzel bir sabah değil mi Patron?
It's a nice morning, ain't it, Boss?
Çok güzel bir sabah ve eminim Drago Amca buna hayır demez.
It's a lovely evening, and I'm sure Uncle Drago wouldn't mind driving.
Şöyle güzel bir sabah kahvesi.
A nice morning cup of coffee.
- Ne güzel bir sabah değil mi?
- Isn't it a lovely morning?
Sabahın bu saatinde bile bu kadar güzel görünen bir kadın yoktur.
Any girl that can look beautiful so early in the morning...
Ama yarın sabah, gece güzel bir uyku çektikten sonra fabrikadaki işine bıraktığın yerden devam etmeye hazır olacaksın.
But tomorrow morning, after a good night's sleep... you'll be ready to take up where you left off at the factory.
Bu sabah, küçücük bir işi idare edemeyen bir adamı ziyaret ettim. Ben 50 işi aynı anda gayet güzel yürütürken adam bir işi halledemiyor.
I called on a fellow this morning who can't handle one little business... and I juggle 50 things at once, and he doesn't handle one.
Otelden bu sabah 11'de... genç ve güzel bir kız gibi ayrıldım.
I left the hotel at 11 : 00 this morning... a young and lovely girl.
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Beautiful morning, isn't...
Bir sabah uyandığında, kapıcının kızının çok güzel gözleri olduğunu farkedeceksin. İyi olacaksın.
One morning you'll wake up and notice the conciergés daughter has beautiful eyes.
Sabah uyandïgïmda bugün güzel bir sey olacagïnï biliyordum.
When I woke up this morning I knew something nice would happen today.
Güzel bir son olur ve bu sabah başlattığımız şeyi de bitiririz.
It'll make a nice ending, and we'll finish what we started this morning.
Daha güzel bir görüntü tanımıyorum sabahın erken saatlerinde Pearl'ün açık mavi gözlerinden.
I don't know of a prettier sight to see than just to look into Pearl's pale blue eyes early in the morning.
- Güzel. Bir kopyasını da sabah ilk iş Berlin'e göndertiyorum.
And I'm sending the duplicate to Berlin the first thing in the morning.
Ya çok kötü sarhoş oldum başım sabah çok ağrıyacak yarın sabah seni ararım, birlikte meydanı bir güzel turlarız.
What a head I'm going to have tomorrow. I shall call for you in the morning, and we'll walk round the square together.
Rüyamda, bu sabah güzel bir kahve içtiğimi görüyordum.
I was dreaming this morning I get some real coffee.
Bir pazar sabahı görüyorum güzel, huzur dolu bir kilisede.
I see a Sunday morning in a beautiful, peaceful little church.
Sonbaharda çok güzel bir pazar sabahıydı.
It was a lovely Sunday morning in late Spring.
Maria, bu sabah senden güzel bir temizlik yapmanı istiyorum.
Maria, I want you to do a thorough cleaning this morning!
Çok güzel bir akşam ve geceydi, ve sabah tabii.
It was a beautiful evening and night and sunrise.
Ne güzel bir sabah. Sevgilim, giyinmemişsin bile.
My, what a beautiful morning.
Bitirmiş olmak çok güzel sabah yapacak bir şey yok.
Good to be finished, nothing to do in the morning.
Akşam yemeğine Briceland'e varmış oluruz. Eminim geceyi geçirecek güzel bir otel buluruz. Yarın sabah da Lepingsville'e doğru yola devam ederiz.
We shall be in Briceland by dinnertime and I've no doubt that we shall find some comfortable hotel to spend the night and then tomorrow morning we'll press on towards Lepingsville.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]