Hayat güzel Çeviri İngilizce
5,079 parallel translation
Hayat güzel.
Life's beautiful.
O güzel adam gibi görünüyor Çünkü hayatında berbat bir el dağıtılır var kim.
Because he seems like a nice guy who got dealt a lousy hand in life.
25 yıl boyunca çok büyük tekmeler yedikten sonra Barney Stinson bana hayatımın en güzel anını yaşattı.
25 years of getting crane-kicked in the nuts, until Barney Stinson gave me the best moment of my life. Hey.
Hayatın güzel yanı da bu.
That's the beauty of life.
Hayatın güzel gitse, içinde bir eğlence parkı inşa edilmesini kabul etmezsin.
You don't agree to have a theme park built inside you if your life's going great.
Ama şimdi çok güzel bir hayatın küçük bir kısmını oluşturuyor ve o kısım olduğu için de çok mutluyum.
But now, it's just one small part of a pretty great life, and it's a part that I'm happy is there.
Hayatımın en kötü gecesi olabilirdi tabii bunların hepsi benim güzel ve muhteşem nişanlım tarafından planlanmış bir şaka olmasaydı.
It would've been the worst night of all time if the whole thing hadn't been a prank planned by my beautiful, amazing fiancée.
Ve hayatımın en güzel anları, onun evime geldiği zamanlar.
And the best times of my life are the times when she comes round my flat.
Bunu yapıyorsun, yani hayatının çoğunda, ve dünyada güzel olan tek şeyin bu.
You've been doing this, what, most of your life, and sadly, this is all you really have in the world, which is fine.
Bana hayatın boyunca söylediğin en güzel şey buydu.
That's probably the nicest thing you've ever said to me.
Çok güzel bir ândı ama muhtemelen hayatım boyunca en fazla birkaç kez daha hatırlarım.
It was such a good moment, but I'll probably only remember it a couple of more times in my life, if that.
Güzel, çünkü ideal hayatın nasıl olması gerektiğine dair en ufak bir fikrim yok.
Good,'cause I don't have a fucking clue as to how life should be lived.
Hayatını çok güzel yaşadı.
He did it pretty well.
Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.
He was the most beautiful thing I've ever seen.
Hayatımda güzel olan sadece iki şey var.
There are two good things about my life.
Sen de bir şeyler söyle. Artık güzel bir hayat sürelim.
Let's live large like other people.
Buna inanmakta zorlanabilirsin ama o çorba... hayatımda kustuğum en güzel şeydi.
You may find this hard to believe, but... it's the best thing I've ever thrown up.
Bu hayatımın en güzel Noel'i.
This is the best Christmas.
Bu hayatımın en güzel günüydü.
This is the best day of my life!
Lauren- - Sen hayatımdaki en güzel şeysin.
Lauren, you were the best thing in my life.
Hayatımın en güzel zamanlarıydı.
Best time of my life.
Çiçekler, kuşlar ve çok güzel renkler var. Kendimize yeni bir hayat kurarız.
There's... birds and flowers and beautiful colors, and... we're gonna make a new life for ourselves.
Bu iş başlamadan önce elimde kalan bir kaç güzel şeyi de hayatımdan emip duruyor.
He is sucking what little good I had left out of my life before this started.
Hayat ve o hayatta ortaya çıkardığımız güzel işler övgüyü onlar hak eder.
Life and the wondrous works that we do in life from our good ideas, those deserve the praise.
Hayatımın en güzel günü, farkında bile olmadığım bir gündü.
The best day of my life was one I never even saw coming.
Ama tabii hayat bunun üstüne bir güzel sıçmak zorundaydı.
So, of course, life had to take a steaming dump all over that one.
Dışarıdan bakılınca, hayatım bir rüyaydı- - harika bir okul, harika arkadaşlar, kollarımda güzel bir kız.
From the outside, my life was a dream... great school, great friends, beautiful girl on my arm.
Zenginlik, güzel bir gemi ve hayatın.
Wealth, a ship and your life.
Bu tacı küçük Aurora'mıza hediye ediyoruz. Hayatımızın en güzel yıllarını feda ettiğimiz...
We present this crown to our little Aurora for whom we have sacrificed the best years of our...
Bu Hayatımın En Güzel Günü.
This is the best day of my life.
Hayatının en güzel günlerinden biri olacak.
Be one of the most important days you'll ever live.
Bugün hayatımın en güzel günü,
This is the best day of my life
Beni cayır cayır yakıyordu resmen. Ama bu, hayatımda yaşadığım en güzel deneyim oldu.
It's a ring of fucking fire, but it was the most beautiful experience of my life.
Çünkü o videoda hayatımın en güzel gecesi vardı.
Because I had on video what was one of the greatest nights of my life.
- Bu çok güzel bir metafor, hayatım.
- That's a beautiful metaphor, honey.
Güzel bir hayat bu Jacq.
It's a good life, Jacq.
Bir gün seni yeniden görmek isterim ama göremezsem şu son birkaç günün hayatımın en güzel günleri olduğunu bil.
I hope to see you again someday, but if I don't just know that these last days have been the best of my life.
Meg'in hayatı çok güzel.
Meg has quite the life.
- Sadece meg'in hayatı güzel dedim.
- All I said was that Meg had the life.
"Bana hayatımın son güzel gecesini yaşattığını bilmeni istiyorum."
"And I want you to know that you gave me the last beautiful night of my life."
Hayatın boyunca benden daha güzel ve zengindin, evine bir bak.
You know what? Our whole lives you've been prettier than me and richer than me. I mean, look at your house!
Şehir merkezine gidip de hayatımın en güzel yirmi yılını günün on saatini sıkıcı ve hayalgücünden yoksun ve muhtemelen egoist zihniyetli bir işte çalışarak geçirmeyeceğim Hayır teşekkür ederim
Well, I'm certainly not going to travel downtown and work for 10 hours a day for the best 20 years of my life doing some dull, unimaginative work, certainly non-altruistic work.
Hayatımın en güzel tatili bu!
This is the best holiday ever.
Hayatım boyunca yanlış bir erkekten diğerine koştum. Sonunda doğru erkeği buldum. Nazik, dürüst ve güzel bir adam.
All my life I've gone from wrong guy to wrong guy and now, finally, to have found a guy who's right who's kind and decent and beautiful inside and out.
Şüphesiz ki, bu hayatımın en güzel anı.
This is without a doubt the coolest moment of my life.
Çok geç olmadan, pislik hayatın için güzel birşey yap.
Do something with this shitty life of yours before it's too late.
Hayatım, bu çok güzel bir düğün olmuş.
Honey, this is a beautiful wedding.
Hayatımın en güzel yılları diyeyim.
Best years of my life.
Sonra ortadan kaybolup uzun ve güzel bir hayat yaşayacaksın.
And you'll disappear, and you'll live a long, sweet life.
Hayatım çok güzel bir cadde manzaramız var
Babe, we got a really great view of the Strip.
Bu güzel, yeni kampüs hayatımın rüyasının gerçekleşmiş hali.
This beautiful new campus is the culmination of a lifelong dream.
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzeller 55
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278