Hayatım Çeviri İngilizce
110,106 parallel translation
Doug, benim de senin kadar uzun süredir cinsel hayatım var.
Doug, I've been having sex for as long as you have.
Yetişkinlik hayatım boyunca kamu görevinde bulundum Will.
I've been in public office my entire adult life, Will.
Ayrıca zaten hayatımızın geri kalanını birlikte geçireceğimizi biliyordum.
And anyway, I knew we were gonna spend the rest of our lives together.
Onu çözünce hayatımın geri kalanı devam edebilir.
Once I've solved it, the rest of my life can rush in. Elsa :
Ben de lanet şeyi tamamlamaya çalışırken hayatımın son iki yılını kaybettim.
I've lost the last few years of my life trying to complete the damn thing.
Hayatımızdan çıkar ve böylece hepimiz yolumuza devam edebiliriz, kesin bir şekilde.
He'll be out of our lives and we can all move forward, once and for all.
Hayatımızdaki en muhteşem insan düşüncesi başarılarından birine tanıklık ediyoruz.
We are all witness to one of the most resplendent achievements of human thought in our lifetime.
Onların hayatımızda olmasını istemedin.
You didn't want them in our lives.
- Merhaba, hayatım.
- Hi, sweetheart.
Ben hayatımı düşünce özgürlüğüne, bütün insanlar için barışa adadım.
The land of the free, isn't that what you call it? I've devoted my life to freedom of thought, to peace for all peoples.
Hayatım boyunca onu bir kitaba sığdırmaya çalıştım ve bu arkadaş tek cümlede istiyor.
All of my life I've tried to put it into one book and this fellow wants it in a single sentence.
Bizim hayatımızla ilgisi yok.
It has nothing to do with our life.
- Nasılsın hayatım?
- How you doing, baby?
Hayatımı mahvettin.
You ruined my life.
Bu oğlan benim tüm hayatım.
That boy is my whole world.
Anthony, hayatımız boyunca fukara kalmama konusunda ciddiyim.
Anthony, I'm serious about not being dirt poor for the rest of your lives.
Dolayısıyla da hayatımız çok hareketlendi.
It's, uh, you know... There's a lot... there's a lot going on.
Hayatım boyunca yalan söylediğinize göre şimdi size niçin inanayım ki?
Why should I believe anything you say when you've been lying to me my entire life?
Seni özlemle anmam ama hayatımda tekne gezintisi yapacağım son ayı heba edersen yemin ederim, ölene dek her gün mezarına işerim.
Not that I'd miss you... but if you cost me the last good month of boating in my life, I promise I'll piss on your grave every last day until I die.
Ama olayın ardından hayatımın gidişatı değişti.
But something came over me... afterwards.
Hayatım tehlikede ulan.
I'm talking about my life, my family's life.
- Hayatımız sözlerle kurtulmaz.
- Promises aren't gonna save our lives.
Hayatımın şu noktasında nasıl bir değişiklik yapabilirim ki?
How would I do anything different at this point in my life?
- Eski hayatımızı istiyorum.
- What is going on? - I want our old life back.
Eski hayatımız tarih oldu tatlım.
It doesn't exist anymore, sweetheart.
Hayatımdaki en beter, en korkunç, en olumsuz şey aslında mükemmelmiş gibi rol yapmak zorundayım.
I have to pretend like the worst, scariest, most damaging thing in my life is actually fucking awesome.
Hayatımızı kurtarmak için bunun on katını yapmamız gerektiğini henüz mesele edemiyorum.
I haven't gone on to worry about the fact that the prize for saving our fucking lives is just to do it all over again, only ten times bigger.
- Telefonum, hayatım.
- My life's in there.
Hayatım yolunda!
My life is good!
Kadehimi hayatımın aşkı için kaldırmak istiyorum
I wanna make a toast... to the love of my life.
Hayatım boyunca kendimi bu kadar canlı bu kadar dürüst hissetmedim.
I've never felt more alive... ♪ If you have half a brain ♪ ... more honest than I do right now.
- Hayatım.
- Honey.
Eğer bir hayat kurtarabilirsek, Buna bir israf mı diyorsun?
If we can save one life, would you call that a waste?
Öyle ya da böyle, kendime bir hayat kurmalıyım.
One way or another, I must salvage a life for myself.
Hayır, bunu hayat kurtarmak için yapıyorum.
Haber : No, I'm doing it to save lives.
İnsan hayatını yok etmenin yeni bir yolunu bulmadın mı?
Did you not invent a new way to destroy human life? Haber :
Binbaşı bu yabancının hayatı, ekibinizin hayatından daha mı önemli?
Commander... so this stranger's life is more important to you than your team's?
Akrep'in hayatı onlarınkinden daha mı değerli?
Is Scorpion's life worth more to you than their lives?
Sadece kendimi dert etmem gerekseydi muhtemelen daha pervasız bir hayat yaşardım.
If it were me and me alone I had to worry about, I probably would have lived a more reckless life.
Jaquan'ın hayatını almak da yardım etmeyecek.
Taking Jaquan's life is not gonna help him, either.
– Merhaba, hayatım.
Hello, darling.
Bay Halliwell, hayatını sopayla topa vurmaya çalışarak geçirmiş bir yetişkinim ben.
Mr. Halliwell, I'm a grown man who has spent his life trying to hit a ball with a stick.
Aaron benim yedi yaşındaki kızımın hayatını tehlikeye attı.
Aaron put my seven-year-old daughter's life at risk.
Bir şey oldu ve benim şimdi çıkartılmaya ihtiyacım var. Çünkü eğer ben yok olursam sen de Everclear'a ve tüm o boktan hayatına hoşça kal diyebilirsin.
Something happened, and I need to get out now, because if I fall, you can say good-bye to Everclear and to your whole fucking life.
Hayatın boyunca o kelimeleri kullandın mı?
Those words? In your life?
O akşamüstü hayatındaki en güzel gün batımına şahit olmuş.
That eve... he witnesses the most beautiful sunset ever'fore made.
Hayatının sonuna kadar annenin boyunduruğunda mı kalacaksın?
What? Are you gonna be strong-armed by your mommy for the rest of your life?
Ve sizler de hayatınızı her an değiştirebilirsiniz. Yardım etmek için buradayım...
And that you can... always change your life.
Yalvarırım Charlotte, hayatında bir defa da olsa Tanrı aşkına, ne diyorsam onu yap amına koyayım.
- Charlotte, just for once in your life, just once, for the love of God, just do what the fuck I say.
Hayatı boyunca şu an olduğum kadar mutlu olmadım hiç.
I have never been as happy as I am right now.
- Hayatında eğlenceye daha çok yer ayırman lazım.
You need more fun in your life.
hayatim 33
hayatımı 47
hayatımın aşkı 18
hayatımda 29
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatımda ilk defa 27
hayatımı kurtardın 178
hayatımı mahvettin 46
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatımı 47
hayatımın aşkı 18
hayatımda 29
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatımda ilk defa 27
hayatımı kurtardın 178
hayatımı mahvettin 46
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatımı kurtardınız 38
hayatımızı kurtardın 17
hayatımı kurtardı 58
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatını 28
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatımızı kurtardın 17
hayatımı kurtardı 58
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatını 28
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayat böyle 55
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayat böyle 55