English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hemşire hanım

Hemşire hanım Çeviri İngilizce

114 parallel translation
Hemşire Hanım şimdi sizi geri götürecek.
The nurse'll take you back now.
- Dışarıda bekleyin Hemşire Hanım.
- Wait outside, miss.
Hemşire Hanım.
Nurse.
- Teşekkür ederim Hemşire Hanım.
- Thank you, Nurse.
- Tamam Hemşire Hanım.
- All right, Nurse.
Hemşire hanım.
Nurse.
Hemşire hanım, bana bir iyilik yapar mısınız?
Nurse, would you do something for me?
Hemşire hanım, Bayan Verin'i uğurlayın. Sıradaki hasta gelsin.
Nurse, show mrs verin out and bring in the next patient.
Bu haksızlık hemşire hanım.
That's not fair, nurse.
Selam, hemşire hanım.
Hello, head-nurse.
Evet, hemşire hanım.
Come on, out with it, head-nurse.
- Pekâlâ, teşekkürler, hemşire hanım.
- All right, thank you, Nurse.
Hemşire hanım, bir dakika ayrılmayın.
Nurse. Wait a minute. Stay here.
Hemşire Hanım, şu kafa yaralanması nerede?
Nurse, where is that head injury?
Teşekkür ederim, Hemşire Hanım.
Thank you, Nurse.
Hemşire hanım!
Nurse!
Hemşire hanım... Kırık yoksa eve gitmek istiyorum.
Sister... if there's nothing broken, I want to go home.
Bland Hemşire hanım ile randevum vardı.
I got an appointment to see Mrs. Bland, the nurse.
Teşekkür ederim, hemşire hanım.
Thank you, nurse.
Ofisime gel. Hemşire Hanım konumunuzu fazla abarttınız.
David, go inside my office.
Hım, galiba konuyu biraz yanlış anlamışsınız, Hemşire Hanım.
Mm, I think you might be under a slight misapprehension here, Nurse.
Cesur kahraman mı, Hemşire hanım?
Brave hero, Nurse?
- Hemşire hanım, herşey hazır mı? - Evet.
Okay, and is he fully intubated, nurse?
Konuşabilir miyiz hemşire hanım?
Please, nurse, here a minute.
Hemşire hanım, bilgisayar tarayıcısını aktive edin.
Nurse, activate the compuscan.
Hemşire hanım, Richard'ı aşılama yerine alalım.
Nurse, transfer Richard into implant containers.
Hemşire hanım, RM. John Gustafson'un nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
Nurse, could you tell me where Mr. John Gustafson is?
Affedersin, Hemşire Hanım. - Bana lale mi veriyorsun?
- You're giving me tulips?
Ve taburcu hastaya siz mi bakacaksınız, hemşire hanım?
And will you be handling the outpatient care, nurse?
Hemşire hanım, aşağıya inin ve onları kovun.
Nurse, go down there at once and get rid of them.
Hemşire hanım, çabuk gelin.
Nurse, quickly.
Durumu nasıl, hemşire hanım?
- Uh, how's he doing nurse?
Gözünü bunun üstünde bulundursan iyi edersin hemşire hanım.
You better keep an eye on that one, nursie.
- Hemşire hanım, durumu nasıl çocuğun?
- Nurse, how is he?
Hemşire hanım, bir ampul diazepem intravenöz hazırlayın, odaya gelin.
Prepare it and bring it to the room 107,
Teşekkürler hemşire hanım.
Thank you. Thank you, nurse.
Kontrol edebilir misiniz hemşire hanım?
Can you check it, Nurse?
Hemşire Hanım, iğneyi hazırlayın.
Prepare the injection.
Hemşire hanım!
Oh, nurse!
Çekilir misiniz hemşire hanım?
Excuse me, nurse.
- Ne oldu hemşire hanım?
- What happened, nurse?
Hemşire hanım, müsaade eder misiniz?
- Nurse, would you please excuse us?
Hemşire hanım, intübasyonu durdurun.
Nurse, take out the intubation.
Tamam. Teşekkür ederim hemşire hanım.
Okay.
Teşekkürler, hemşire hanım.
OK, so, thank you, nurse.
Hemşire, hanım için buzlu bir burbon, lütfen.
Nurse, bourbon on the rocks for the lady, please.
- Hemşire hanım.
nurse, I was told that Mrs. Wilson...
Hemşire O'Brian ve ben, yaşlı hanımın geçmişiyle ilgili bir olay yüzünden üzüldüğünü biliyorduk.
Nurse O'Brien and I had both heard crying out about something in her past.
Hemşire hanım?
Nurse?
Stella, bu hanım hemşire Linda McCovey.
Stella, this is nurse linda mccovey.
Hemşire hanım, Michael ile oturun.
Nurse, sit with Michael.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]