Hiç şüphe yok ki Çeviri İngilizce
220 parallel translation
Hiç şüphe yok ki Kutsallar kontrolünü gölgelerden geçiriyor.
There's no doubt that The Blessed are exercising their control from within the shadows.
Hiç şüphe yok ki gittikçe yaşlanıyorum.
There's no getting away from it, I'm growing old.
Hiç şüphe yok ki, bu harika bir şey.
There's no question that it's outstanding.
Hiç şüphe yok ki kardeşin sana benim öykümü anlatmıştır.
certain that his brother you said something to me. From my story.
Leydi Henrietta hiç şüphe yok ki sizin için yaptıklarından dolayı mutlusunuzdur. Artık buradan gider misiniz?
Lady Henrietta, I which could for you.
Hiç şüphe yok ki, birliğinizin derecesi, gezdiğimiz askeri kurumlar... arasında listenin başlarındayer alıyor.
Without a doubt, your fort ranks at the top of the list... of the military establishments we've visited on our tour.
Hiç şüphe yok ki selefinin ölümüne tüm kalbiyle ağlıyor.
No doubt his predecessor's violent death tears at his heart.
Hiç şüphe yok ki Albay, 12. yüzyılın en müthiş zihinlerinden birine sahipsiniz.
There is no doubt, Colonel, that you have one of the finest minds of the 12th century.
- Hiç şüphe yok ki!
Without a doubt.
Hiç şüphe yok ki Ushitora, onun sağ kolu, bu konuda onunla aynı fikirde değildi.
His right-hand man wouldn't stand for it. Ushitora's his name, a real -
Hiç şüphe yok ki bu kulübede...
No doubt you're staying at the inn -
Motome hiç şüphe yok ki durumu bana anlatmak istemiş ve yapılabilecek diğer şeyleri bana bırakıp Iyi evine dönmeden önce oğluna yapabileceği son şey için uğraşmak istemişti.
Motome no doubt wished to explain the situation to me, make whatever last effort he could for his son before turning all further care over to me, and then return here to the House of Iyi.
Hiç şüphe yok ki iki taraf da daha iyi sonuçlanabilecek bir şekilde davranabilirdi.
No doubt both parties could have conducted themselves to better effect. "
Hiç şüphe yok ki bunu planladılar... ama neden?
There's no doubt they planned this... but why?
Hiç şüphe yok ki o piçin babası Tom!
As sure as tuppence, Tom is the bastard's father!
Hiç şüphe yok ki geneleve gidiyor, fakat o kim acaba?
A secret trip to the brothel, no doubt, but I wonder who it is.
Hiç şüphe yok ki bu evde bir ruh var.
It seems to me there is no doubt there is a spirit in this house.
Hiç şüphe yok ki bu adam, yani Nathaniel Benton, ülkemize sözümona dostça bir bilimsel araştırma için gelmiş gözükürken gerçekte maaşlı bir sabotajcıydı.
So there is no doubt that this man, Nathaniel Benton, who came to our country, supposedly, on a friendly scientific mission, is in reality, a paid saboteur.
Hiç şüphe yok ki Robles, karmakarışık bir gizemle karşı karşıyayız.
There's no doubt Robles, we're looking at an indecipherable mystery.
Hiç şüphe yok ki, Chappellet elinden geleni yapıyor.
There is no doubt about it, Chappellet's really going all out.
Hiç şüphe yok ki bu hayatın yoludur.
It's the road of life Make no mistake
Hiç şüphe yok ki hepsinde
No doubt about it whatsoever
Bu parlak misyondan sonra, hiç şüphe yok ki seni Albay yapacaklar.
After this brilliant mission, they will make you Colonel, no doubt about it.
Hiç şüphe yok ki Elmyr gibi bir sahtekar... nereden baksanız 22 yıl hapis cezası yerdi.
It's no wonder that a faker like Elmyr... can get away with it for 22 years.
Hiç şüphe yok ki Savonarola'yı duymuşsunuzdur.
You've no doubt heard of Savonarola?
Buna hiç şüphe yok ki...
'There's no doubt about it.
Hiç şüphe yok ki bu dünyada fazla uzun kalamayacaksın.
If that's the case you're probably not long for this world.
Hiç şüphe yok ki, birazdan o da dönecek.
No doubt she'll over turn shortly.
Nedir Efendim? Hiç şüphe yok ki, Hua Shan okulunun kung fu tekniği olağandışı!
You are saying... lt goes without saying... your Hua Shan's kung fu is great
Hiç şüphe yok ki bu olay Rupert Pupkin'in bütün evlerde tanınmasına yol açtı.
There is no doubt the incident has made the name Rupert Pupkin a household word. MAN 3 :
Ama hiç şüphe yok ki Gestapo.
Though he's undoubtedly Gestapo.
Ve asıl amacı hiç şüphe yok ki... kötülük yapmaktır.
And his main intention is unquestionably... to do evil.
Hiç şüphe yok ki ben de sizi hayal kırıklığına uğratacağım.
No doubt I shall disappoint you, too.
Öyle göründüğüne hiç şüphe yok ki, bu evrak dün akşam 7.30 ile 11.30 arasında alındı, peki ya şimdi nerede olabilir?
It seems no doubt this document was taken between half past seven and half past eleven yesterday evening, so where can it be now?
Moran, Moriarty ile birlikte bizi takip etti. Ve hiç şüphe yok ki Reichenbach çağlayanın yukarısında beş dakikalık o uğursuz izni veren kişi o idi.
Moran followed us with Moriarty and it was undoubtedly he who gave me those evil five minutes above the Reichenbach Falls.
Evet beyler, hiç şüphe yok ki, geçen gece, onun işaretini kendiniz yakaladınız.
Well you gentlemen caught a glimpse of him yourselves, no doubt, last night.
Hiç şüphe yok ki, bağlantı kurmanıza yardımcı olan Ariana oldu.
And no doubt so has Ariana, which helped you two to make contact.
Hiç şüphe yok ki benden, diğer uşaklarının üzerine yıkamadığı küçültücü ve lüzumsuz bir iyilik istemeye geliyordur.
He is undoubtedly here to ask me some humiliating, menial favor that he couldn't palm off on some other flunky.
- Hiç şüphe yok ki kazanan...
Hands down, the winner. ( cheering ) All right!
Hiç şüphe yok ki bu olabilir.
There can be no hesitation.
Ta ki bugüne, 14 Haziran'a, 35.yaş günüme kadar. Hiç şüphe yok ki, hayatımın en tuhaf günüydü.
I never gave it much thought, myself... until today, June 14th... my 35th birthday... and without a doubt, the strangest day of my life.
Hiç şüphe yok ki, Aşk.
Love, no doubt.
Hiç şüphe yok ki, yarın oteldeki misyonerlik dersinde, övgüler sıralanıyor olacak.
No doubt further praise will be in order when he lectures on his missionary activities at the hotel tomorrow.
Hiç şüphe yok ki, size randevu verip, sizi dinleyecek.
She will no doubt give you an appointment and she will listen.
Yaşasaydı, hiç şüphe yok ki bir gün Konsey'e başkanlık edecekti.
No doubt, had he lived, he would have headed the Council.
Böyle adamların kanatları olsa, hiç şüphe yok ki, gökyüzünden gelip cennetin bomboş olduğunu anlatırlar!
If the man had wings, no doubt, he'd return from the skies tells the heavens are empty!
Hiç şüphe yok ki saatin çıkarttığı tik tak seslerini kastetmişti.
Doubtless the marker clicking
Hiç şüphe yok ki -
- I've no doubt, but you will...
Öyle görünüyor ki bu konuda hiç şüphe yok.
There's no doubt about it now.
Ama şüphe yok ki bunlar hiç kimseye.
But these beyond a doubt... Never were.
Hiç süphe yok ki General Merville tarafından kızı Violet ile evliliğimi engellemek için tutuldunuz?
You've been retained no doubt by General Merville to prevent my marriage with his daughter, Violet?
hiç şüphem yok 65
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç şüphe yok 75
yok ki 29
hiç sorun değil 240
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç şüphe yok 75
yok ki 29
hiç sorun değil 240
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60