Insaf et Çeviri İngilizce
59 parallel translation
- Biraz insaf et, Sefton! Üzgünüm, Yarış Komisyonunun kurallarına aykırı.
Sorry, it's against the rules of the Racing Commission.
Onlardan kurtulmalıyım. Biraz insaf et.
I need to get rid of them.
- Charlie, insaf et.
- Charlie, have a heart.
Tatlım, insaf et.
Honey, have a heart.
Biraz insaf et!
Just show some mercy with that thing!
insaf et!
Show your appreciation!
Carmen, insaf et, evet de!
Carmen, be good now, do say yes!
Ah Carmen, insaf et, evet de!
O Carmen, be good now, do say yes!
Baba, lütfen insaf et!
Father, pull yourself together.
Hayatım, insaf et.
Honey, have a heart.
Biraz insaf et!
Perfect Patsy from whom all blessings flow,
Haydi, insaf et.
Have a heart.
Biraz insaf et be kadın.
I mean, have mercy woman.
Ama insaf et Tek suçlu değilim ben
But grant me, just the same I'm not entirely to blame
- Al, insaf et.
Al, give yourself a break.
- Ona biraz insaf et, Dusty.
- Give her a break.
- Adama insaf et.
- Give the guy a break.
Biraz insaf et.
Relent.
Hadi ama teneke adam, insaf et biraz.
Oh, come on, tin man, have a heart.
Biraz insaf et.
Give me a break, man.
Mankeni bu kimsesiz kardeşler için insaf et.
TAKE PITY ON YOUR MODEL-DEPRIVED BROTHERS.
Tanrım, insaf et Deacon.
Why are we here? Oh, Lord have mercy, Deacon.
Lütfen insaf et de imza at.
Please bring signature from dad.
- İnsaf et.
- Jerome. - Have a heart.
- İnsaf et!
Mercy!
İnsaf et, Bob.
Now, be fair, Bob.
İnsaf et biraz! "
Have a heart! "
İnsaf et, "ölüm" de şuna!
Be merciful, say "death"!
İnsaf et, başka çaresi yoktu.
I MEAN, BE FAIR. THERE WAS NOTHING ELSE HE COULD DO.
Joe! İnsaf et Joe, nasıl yaparsınız bunu?
Joe, for God's sake, don't hurt her, Joe.
İnsaf et, evet de.
Be good now, do say yes!
İnsaf et lütfen.
Would you just give me a break?
İnsaf et.
Gimme a break.
İnsaf et.
Have a heart.
İnsaf et.
That's a pity.
Sürgün... İnsaf et, "ölüm" de.
Banishment... say death.
- İnsaf et biraz. Senin hayatını kurtardım.
- Gimme a break.
İnsaf et!
Oh, have mercy!
İnsaf et.
Have some pity.
- Kızın bir işi var! - İnsaf et biraz yahu!
- Gimme a break!
İnsaf et, başka ne olabilir ki?
Be fair, what else could it be?
- İnsaf et biraz.
- Come on.
İnsaf et biraz. Yedi ceset, hastanelik üç kişi, yıkılan bir bina.
Come on, seven dead bodies, three in hospital, a building destroyed.
İnsaf et biraz.
I could use a little compassion.
- İnsaf et, olur mu?
- Have a heart, huh?
İnsaf et, arkadaşım. Saat sabahın 2'si oldu. Duvarlar kağıt gibi.
Come on, man, it's 2 : 00 in the morning, these walls are made of tissue paper.
İnsaf et biraz.
Cut him some slack.
İnsaf et, binbaşı,
To be fair, commander,
Biraz insaf et Brendan.
Have a heart, Brendan.
İnsaf et, "ölüm" desene şuna!
Be merciful, say'death'!
Lütfen biraz insaf et.
Please just have some mercy.
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etmiyor 21
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etmiyor 21