Işte oradalar Çeviri İngilizce
839 parallel translation
Oradalar, işte oradalar!
There they are, over there!
sana yaklaşan savas grubuyla nasıl süreceksin sasıracaksın işte oradalar Lafe.savas atları geliyor
You'd be surprised how you can drive with a war party closing in on you. There they are, Lafe. The war ponies are busting out of the draw.
Bak, işte oradalar.
Look. There they are.
Gördünüz mü, işte oradalar.
See, there they are.
Horace, işte oradalar!
Horace, there they go!
Hey, işte oradalar, küçük gammazlar.
Hey, there they go, the little sneaks.
Evet işte oradalar!
There we are!
Onları koruyun, işte oradalar!
Cover them, over there!
İste oradalar.
There they are.
- İşte, oradalar.
- There they are.
- İşte oradalar.
- There they are.
İşte oradalar.
There they are.
İşte oradalar!
There they go.
İşte oradalar!
There they are!
İşte oradalar, tam önümüzde.
There they are, just ahead of us.
İşte, oradalar!
There they are!
- İşte oradalar efendim.
- Why, there they are, sir.
- İşte oradalar.
There they are.
İşte, oradalar.
There they go.
İşte oradalar.
Look! There they are!
İşte oradalar beyler.
There they are, gentlemen.
İşte oradalar, Tarzan.
There they go, Tarzan.
Kanun kaçaklarının yakalanmasını istemiştin. İşte oradalar.
You wanted a gang of outlaws rounded up, well, there they are.
- İşte oradalar.
- Here they are.
İşte oradalar, yolu kazıyorlar.
There they are, digging up the road.
Oradalar! İşte oradalar!
Oh, yes, they are.
- İşte oradalar!
- There they are!
İşte oradalar!
There they go!
İşte oradalar!
There!
İşte oradalar!
There they are! - Here!
İşte oradalar!
There they are.
İşte oradalar, müdür Lepic ve adamlarından biri.
There they are : Police Commissioner Lepic and one of his men.
İşte oradalar!
Hey, there they are!
İşte oradalar, ne?
There they are, what?
İşte oradalar!
Here they are!
İşte oradalar, efendim.
[Geese Quacking] There they are, sir.
İşte oradalar.
Here they are.
İşte oradalar, Lyakhov ve Moroz.
There they are, Lyakhov and Moroz.
İşte oradalar, tepenin zirvesine geliyorlar.
There they are, coming over the top of the hill.
Oradalar işte!
There they are!
İşte oradalar.
That's where they are
İşte oradalar.
There they are!
İşte oradalar...
There they are.
İşte oradalar, Ay'ın yüzeyinin altında.
Here they are, deep below the surface of the moon.
İşte, oradalar.
There they are.
Oradalar işte, gördünüz mü?
There you are, you see? Ye-he-he-es! You see?
İşte oradalar... Onu bulmuş olmalılar.
There they are, they must have found her!
İşte oradalar, Holly...
There they are, Holly...
İşte oradalar Courtney.
There they are, Courtney.
İşte oradalar.
Oh, there they are.
İşte oradalar.
There they come.
oradalar 233
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
işte böyle 2360
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
işte böyle 2360
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buradasın 421
işte buyrun 44
işte budur 84
işte bu o 68
işte bu yüzden 206
işte bu yüzden buradayım 17
işte burdayız 23
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buradasın 421
işte buyrun 44
işte budur 84
işte bu o 68
işte bu yüzden 206
işte bu yüzden buradayım 17
işte burdayız 23
işte o kadar 74
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte geliyor 764
işte bu harika 123
işte öyle 69
işte bütün mesele bu 21
işte buradayız 137
işte o 399
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte geliyor 764
işte bu harika 123
işte öyle 69
işte bütün mesele bu 21
işte buradayız 137
işte o 399