Kadın değil Çeviri İngilizce
4,449 parallel translation
Herkes, benim yattığım kadın değil.
Everyone isn't the woman I'm sleeping with.
Söylüyorum size, çarptığım şey bir kediydi, kadın değil.
It was a cat. I'm telling you, I hit a cat, not a woman.
Adam ya da kadın değil "o şey" dedi.
Not "he" or "she," but "it."
O bir kadın değil, o bir cadı.
She is not a woman, she is a witch.
Jordan bir kadın değil, tamam mı?
Jordan is not a woman, all right?
Korkarım kayıp olan kadın değil, adamdı...
She hadn't disappeared, it was he who was afraid of disappearing.
Kadın değil.
It's not a she.
Nasıl bağımsız bir kadın değil mi?
Not such the independent woman, then?
Beni iyi dinle. O bir kadın değil, senin kız kardeşin. Benim kız kardeşim var ama senin yok, değil mi?
listen to me carefully she is not a woman but your sister i have a sister but you dont right?
Her gün o kadar çok artıyor ki, akşamları artanları verdiğim evsiz kadın bile "Kızım sizin dükkanın başı belada değil mi?" diyor.
We have so many left over every day that even the homeless lady I give them to at night was like, "Girl, your shop in trouble, ain't it?"
Sadece yeğenim olduğun için değil... Kendini burada ısrarcı iş kadınları gibi zorladığın için. Kekini zorla boğazıma tıktın.
Not--not just because you're my niece, but because you forced yourself in here like a pushy businesswoman, which is- - you shoved your cupcake down my throat.
İnanın bana, "Tanrıya şükür onunki çok büyük değil" diyen çok fazla kadın var.
BELIEVE ME, THERE ARE LOTS OF WOMEN WHO WOULD SAY, "OH, GOD. THANK GOD HE ISN'T BIG."
- Senin aklın başında değil, kadın!
You're not right in the head, woman! Oh, buzz off!
Demek istediğim bir kadının saçını bu şekilde kesmek için aklınızdan zorunuz olması gerekir, öyle değil mi?
I mean, cutting off a woman's hair like that, I mean, you'd have to be sick in the head wouldn't you?
Kadınların erkekleri taciz etmesi sorun değil mi yoksa?
Or does that only matter when it's boy on girl? Sir, I found a classmate.
Kadın olmama şaşırdın, değil mi?
You're surprised I'm a woman, right?
Dostum kusura bakma ama kadın benim sorumluluğumda değil.
Dude, I'm sorry, but she is not my responsibility.
Bu "bir kadının görüşü" değil!
That is not "one woman's opinion."
Kadının kocası değil, köpeğiymiş!
It wasn't her husband, it was a dog!
Yalnızca bir kadın ve erkeğin değil Napoli ve Roma'nın birliği.
A union not only of man and wife, but of Naples and Rome.
Genç, güzel asil kadınların umurumda değil!
I care nothing for your pretty young noblewomen.
Goldie hamile bir kadın 10 yaşında bir kızı var ve kocasıyla daha ayrılmış değil.
I'm just trying to help her launch her business. Goldie is a pregnant woman with a ten-year-old and an ex who is not out of the picture and a grandmother who you are dating!
"Bu kadın neden zenci koğuşunda değil?" diye düşünüyorlar.
They're thinking, "why is she not in the negro ward?"
Ama orgazmın bir kadın için nasıl bir his olduğu sorusunu rakamlarla açıklamak kolay değil.
But if you want to answer a question like, "how does an orgasm feel for a woman?" It's not so easy to see it in the numbers.
Baktığımdan değil de, Los Angeles'ta bir sürü güzel zenci kadın var.
Not that I notice, but there's a lot of beautiful black women in Los Angeles.
Dün değil ama ondan önceki gün bir adam gelip bebekli bir kadının burada kalıp kalmadığını sordu. Ben de sorunlu biri gibi göründüğü için hayır dedim.
Well, not yesterday, but the day before, a guy walks in, he asks me if we have a woman with a baby staying, so I say no because he looked like trouble.
Kadın, değil mi?
Hmmm? It's a she, ain't it? Mm-hm.
Hâlâ yaşıyor, sağIık görevlisi lazım. Kadın burada değil.
We need paramedics she's not here.
- Biliyorum, kocasının yasını tutan bir kadına " Hayır'demek kolay değil ama...
- I know it's tough to say no face-to-face to a grieving widow, but...
Dr. Haas Orta Batı'nın en iyi kadın doğum doktoru değil.
Dr. Haas is not'certainly the best doctor for fertility'of the Midwest.
"Gün gelecek, bir kadın için, zayıflıkla değil, gücüyle sevmek mümkün olacak."
" One day women will love thanks to their strength... and not their weakness.
O kadın o adam için hiç uygun değil.
She's not right for him at all.
Dur biraz. Annemin mektubundaki kadın burada oturuyor, değil mi?
That lady from my mom's letter lives here, doesn't she?
Aldıklarından dolayı değil çünkü fark ettim ki ne olursa olsun denemekten asla vazgeçmeyeceksin ve hiçbir kadın bir şeyi bundan daha fazla sevemez.
Not because of what you bought, but because I realized that no matter what, you will never stop trying, and there's nothing a woman loves more than that.
Evet, bir şeyler biliyorsundur umarım. Kadın işi değil bu yoksa.
Yeah, okay, but I hope you brought it today,'cause this ain't no ladies'lunch.
Şu kadın Blush, Blush Pang. Senin izninle afyon satıcılarına mal sağlıyordu, değil mi?
The woman, Blush, Blush Pang, she supplies the opium dens on your watch?
Kesinlikle sadece bir kadının değil. Yüzlerce kadının sizin aranızda tam haklarını aldığı ve politik yaşamın özünde ve herhangi bir bireyden daha çok düşüncelerini dile getirebileceği bir gün gelecek.
For surely a day will come when not only one woman - but hundreds will take their fully-enfranchised position among you and none shall remark on it as anything more than the everyday heartbeat of political life.
İrlandalı bir erkek ya da bir kadın mısınız değil misiniz?
Are ye Irish men and women or not?
Kadın çok iyi değil.
She ain't doing real good.
Yanında yatan ve karın olan kadın için de hiç hoş bir şey değil ama.
And not very flattering to the woman who is in this bed who happens to be your wife.
Sizce de bu ilginç değil mi Dr. Masters kadın doğum alanındaki erkek doktorların baskınlığı.
Don't you find it interesting, Dr. Masters, that obstetrics is a field dominated by men?
Bu bilgiyi onu suçlamak için şurada duran kadının... Leslie Munn'un kardeşinden aldınız değil mi?
And you received the information to condemn him from the brother of that woman there...
Bilirsiniz işte parasıyla hava atmayı seven kadın avcılarından, değil mi?
You know, a showoff and a ladies'man, right?
Bu kadın bir yalancı ve bu kız da sana göre değil.
THIS WOMAN IS A LIAR, AND THIS GIRL IS NOT FOR YOU.
Kahve dükkanındaki kadının itfaiyecilerin aileleri için bağış topladığını söylemiştin, değil mi?
The coffee shop... you said that the woman was having a fund-raiser for families of firefighters, right?
Kralın genç bir kıza olur verdikten sonra kızın kadın olarak kabul görmesi bana garip geliyor ama, bize soran kim, değil mi?
Seems odd to me that a courtesy and a nod from the throne can turn you from a girl into a woman but who are we to argue?
Kadın partner gibi davranman gerektiğinin farkındasın, değil mi?
You realize you're going to have to be the girl, right?
Seni olduğun kişi olarak görmemi ve saygı duymamı sağladı sadece muhtemel eşim ve bir anne olarak değil en az benimkiler kadar önemli arzuları olan bir kadın olarak görmemi sağladı.
He made me see you and respect you not just a prospective wife and mother, but a woman with aspirations every bit as important as my own.
Sophie, kadının canını yakmayacaksın değil mi?
Sophie, you're not gonna hurt her, right?
Şu görüştüğün kadının, elbet arkadaşları vardır, değil mi?
This woman you're dating. Surely she's got friends, right?
Barbara değil o kadın.
That's not Barbara.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66