Değil mi anne Çeviri İngilizce
950 parallel translation
Değil mi anne?
Right, Mom?
Güzel yer değil mi anne?
It's a nice place, ain't it, Mama?
Bu senin fotoğrafın değil mi anne?
Isn't this your picture, Mummy?
- Doğru değil mi anne? Dört yıI?
- That's right, ain't it, Ma?
- Değil mi anne?
- Have we, Ma?
Çok utangaç, değil mi anne?
He's kind of bashful, isn't he, Mama?
Windward'tan uzak durmamı istemiyorsun, değil mi anne?
You don't want me to stay away from Windward, do you, Mother?
- Mükemmel değil mi anne?
- Mother, isn't it wonderful?
Ama veremezsin, öyle değil mi anne?
But you couldn't, could you, Mother?
Bir kez daha Palermo'yu görmek istersin değil mi Anne?
You like to go back to Palermo once more, Mama?
Hep Cody'ni düşünürsün, değil mi anne?
Always thinking about your Cody, aren't you?
Değil mi anne?
Can't we, Mother?
- Çok güzel, değil mi anne?
- Isn't she lovely, Mother?
Hep Cathy ailemizin üyesi olsun isterdik, değil mi anne?
We always did want Cathy in the family, didn't we, Ma?
Değil mi anne?
Don't you, Ma?
Öyle değil mi anne?
Right, Mama?
Burada öylece oturup adanın köpeklere yem olacağını söyleyip de bunun için hiçbir şey yapmamak hiç de iyi değil, değil mi anne?
It's no good our sitting around saying the island is going to the dogs... and not doing anything about it, right, Mother?
- Ama onu yakaladım. Değil mi anne?
But I did rope him, didn't I, Mama?
Hasta değilsin, değil mi anne?
You're not sick, are you, Mama?
- Değişmemiş, değil mi anne?
- He hasn't changed, has he, Mother?
Çek yarın geliyor, değil mi anne?
The check comes tomorrow, right, Mama?
Gelmek zorundaydın, değil mi anne?
You had to come, didn't you, Mama?
Anne, güneşim ve evrenim olduğunu biliyorsun, değil mi?
Mom, you are my sunshine and idol.
Onun arkadaşıysan merhum anne babasını ve onlarla arasının nasıl olduğunu öğrenebilirsin değil mi?
You can find out who her close friends were and find out if they've met her parents, and what kind of relationship they had, right?
Anne, eğer Bean amca ölürse, babam Kaliforniya'da portakal çiftliği alacak, değil mi?
Hey, Ma, if Uncle Bean dies, Pop's gonna buy an orange ranch out in California. - Norman.
- Öyle değil mi, Anne?
- Heh-heh! Ain't that right, Ma?
- Öyle değil mi, anne?
- Isn't he, Mama?
Alicia ile Washington'dayken tanışmamıştın değil mi, anne?
You didn't meet alicia when we were in Washington, did you mother?
Hey, Anne Baba tarla ekildi ve hazırlandı, değil mi?
Hey, Ma, we got us a planting Pa, ain't we?
- Doğru değil mi, anne?
- Write him a letter.
Sen beni bırakmayacaksın anne, değil mi?
But you're not going away, Mommy, are you?
- Anne, babam yalan söylememi istemez değil mi? - Tabii ki istemez.
Then the police would know about it, that's their business, Tommy
- Artık korkmuyorsun değil mi? - Korkmuyorum anne.
It's still early but I might just as well walk get to work
Anne, yemek daha hazır değil mi?
Hey, Mom, isn't lunch ready yet? I'm hungry.
Her neyse, bir anne hakkında. Ne hoş değil mi?
Well, it's about a mother, which is a nice idea, I think, don't you?
Değil mi, anne?
Mother!
O, Anne Morton değil mi?
Isn't that Anne Morton?
senin kendi anne baban da aristokrat zorbalar dediğin grubun içinde değil mi?
I take it aristocratic tyrants includes your own father and mother?
Vittorio verdi bana, değil mi, anne?
Vittorio gave it to me, didn't he, Mom?
Değil mi, anne?
Right, Mother?
Sen terzi Anne'a aşık olmadın değil mi?
You haven't fallen in love with the tailor's Anne?
Sevgili Lady Anne, cesur prensinizin zamansız ölümünden diğerleri de en az cellat kadar sorumlu değil mi?
Gentle Lady Anne... is not the causer of the untimely death of your brave prince... as blameful as the executioner?
Anne, Tracy zor biri, değil mi?
Mother, Tracy's sort of hard, isn't she? Not hard.
Ondan gerçekten çok hoşlanıyorsun, değil mi, anne?
You really like him, don't you, Mother?
Anne, anneni duydun, değil mi?
Anne, you hear your mother, don't you?
Öyle değil mi, Anne?
Isn't that so, Anne?
Sanırım, durup bir şeyler yesek iyi olacak, değil mi, Anne?
I think we should stop and get something to eat, don't you, Anne?
Orada. Anne, bir sorun çıkmayacak, değil mi?
MOTHER, IT'S GOING TO BE ALL RIGHT, ISN'T IT?
Bu harika bir sürpriz değil mi, anne?
Isn't this a wonderful surprise, Mommy?
Anne, hayat çok güzel öyle değil mi?
She insisted I take it, and she refused to accept a penny for it. - Oh, Mama, life is wonderful, isn't it?
Anne, emeklilik ikramiyesiyle çılgınca bir şey yapmadın değil mi?
Mama, you ain't go do nothing crazy with that insurance money, did you?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34