Kimleri Çeviri İngilizce
790 parallel translation
Kimleri görüyorum? Tam çay saatinde teşrif ediyorsunuz...
Our little playmates, just in time for a cup of tea.
Tracy'nin düğünlerine kimleri davet ettiğinizi bana da söyleseniz keşke.
I wish you'd let me know when you invite people to Tracy's weddings. - Why?
Kimleri görüyorsun?
Who did you see?
Şeyl, Omaha ya telgraf çektim ama kimleri göndereceklerini bilmiyordum.
Well, I telegraphed Omaha... but I didn't know who they were going to send.
Siyasi tavrını ve kimleri tuttuğunu biliyorum.
I know where you stand and what your sympathies are.
Kimleri tanıyordun?
Whom did you know in your childhood?
Bu hapishane gemilerine kimleri ve neden koyuyorlar... merak ediyorum.
I wonder who's put in prison ships and why they're put in there.
Otel komisini, geçen yazki can kurtaranı da unutamadın Allah bilir başka kimleri de.
And you don't forget the bellboy or the lifeguard last summer, and who knows how many others?
Bugün kimleri kazıklıyorsun?
Who you rooking today?
Daha önce ne yapardı kimleri tanırdı?
What she did before, who she knew -
Kimleri kaldı ki geriye?
Who've they got left now?
- Kimleri eğlendiriyorsun?
Who are these people you amuse?
- Yanına kimleri alacaksın?
- Who you taking with you?
Hani fazla mesai ücreti alırlar ya, kimleri...
What some people will do for time and a half...
- Kimleri görüyorum?
- There he is.
Kimleri çağıracağız?
Who are we inviting?
Maggie, tahmin et dışarıda kimleri gördüm.
Maggie, guess who I seen out in front.
Kan emici yazıların bu sefer kimleri ifşa ediyor?
What is your bloodthirsty scribbling about to disclose now?
Kimleri görüyorum.
Who is coming. A teacher.
İyi savunucularından başka kimleri var?
Who have they got besides good groundkeepers?
Kimleri görüyorum.
Well, hello.
Arabada kimleri bıraktık sanıyorsun, izci çocukları mı?
Well who do you think we left back up the car,... boy scouts?
Kimleri tanıyorsun Ben?
Who do you know, Ben?
Kimleri gördün, bizimkilerle konuştun mu?
WELL, TELL ME ABOUT IT. TALK TO ANY OF THE GUYS?
Kimleri görüyor?
Whom does he see?
Geldiğinden beri kimleri gördün?
Who have you seen since you've been back?
Kimleri görüyorum!
Look who's here.
- Kimleri davet edeceksin?
- Who are you inviting?
- Kimleri götürüyorsunuz?
- Who have you got?
Kimleri gördün?
Who did you see?
Aman, kimleri görüyorum.
Look who's here.
- Kimleri gördün?
You saw whom?
Aman da kimleri görüyorum! ?
What?
- Kimleri?
- Found who?
- Kimleri?
Who?
Bakalım başka kimleri bulurum.
I'm gonna see who else I can find.
Kimleri dinlerken?
Listening to what?
Gel, bak sana kimleri getirdim.
Come, let us find some wine...
- Vay, kimleri görüyorum!
Dear!
- Onları iyileştirmek zor değil mi? - Kimleri?
Aren't they too much of a burden?
- Kimleri kimleri götürmüş biri olarak sana söylüyorum. Bu boktan iş bir Michael Bay filminden daha boş.
Take it from somebody who's been there on the front lines - -
Trompetler çalıyor ve Goebbels yaşamını bir kaç dakika daha uzatabilmek için, savaşa kimleri süreceğini seçiyor.
Drums keep beating, and Goebbels reviews the ranks trying to pick out those who are still capable to fight to prolong his existence even if for a few more minutes.
Hitler de cepheyi denetliyor. Savaşa daha kimleri süreceğini araştırıyor.
He is also reviewing the ranks, choosing whom to send in the line of fire.
Bana o adamın tam olarak kimleri öldürdüğünü söylersen, o zaman belki hallederiz.
If you could tell me exactly who he killed then maybe we could find out.
- Kimleri görüyorum böyle.
Well, look who's here.
Kimleri tutuklamışlar?
Who have they arrested?
- Kimleri?
- Whom?
Kimleri görüyorum!
Hey, look who's here!
Kimleri tanımıyorsun?
Who don't you know?
Yetişsin birileri... kimleri tanıyorum?
Somebody? ♪ Who do I know?
- Başka kimleri gördünüz?
Who else have you been to see?