Korktu Çeviri İngilizce
1,735 parallel translation
Korktu mu?
Did she freak?
paniğe kapıldı Doktor. O sadece korktu.
it's just frightened.
Annem bundan korktu ve senin bir daha bu kırsal bölgeye gelmemeni söyledi.
Mom was frightened by it, and said she'd never come to the countryside again.
Bizimkilerin tepkisinden korktu, bu yüzden evden ayrıldı.
She was afraid of... what our parents might think, so that's why she left.
Bu gece herkes korktu.
Everyone was afraid tonight.
Ben bırakınca, o da iş yapmaya korktu.
Well, when I left, she was running scared.
Okulu astı çünkü söylediğin aptalca şeyler ve onu bandajlar gibi giydirdiğin için korktu.
You scared the crap out of him and dressed him like an ace bandage.
Zack çok korktu.
Zack was terrified.
Harry çok korktu.
Harry's scared stiff.
Korktu.
She's scared.
Benim fikrime göre, Ruben bisikletin üzerindeydi silah sesini duydu, korktu ve adrenalin seviyesi arttı. İlk başta acı duymadı.
I imagine ruben was traveling on his bike, he heard the gunshot, was scared, adrenaline pumping, doesn't feel the initial pain.
Evde yalnız kalmaktan korktu.
He's scared to stay home alone.
- İhtiyar korktu.
- I guess he got cold feet.
- Şirketin sorumlu olmasından korktu.
Worried her company might be responsible.
Toy korktu.
Raw scared.
At korktu.
The horse is scared.
Ki-baek öyle korktu ki, altına..
Ki-baek was so scared he wet...
Raw korktu.
Raw scared.
ADALET BAKANLlĞI Herkes çok korktu.
Everyone's terrified, so nothing moves.
Çünkü onları attı. Çünkü korktu.
Because he dumped them, because he got scared.
Yani olan şu, gerçek vücudum öldüğü zaman, ruhum çok korktu ve başkasınınkiyle yer değiştirdi.
See, what happened is, when my original body died, the spirit got all freaky and crossed paths with someone else's.
Ulusal yarışmada o kadar iyiydiniz ki kardeşlerimin gözü korktu.
You guys were so good at Nationals, it scared my brother and sister.
Halk, Yugoslavya'daki hedefini şaşıran ve buraya düşen bir Amerikan Tomahawk füzesi saldırısı olduğunu zannettikleri için çok korktu.
The population was very frightened, as they believed they were dealing with an American T omahawk air missile, which had missed its target, Yugoslavia, and landed here.
- Benimle tek başına kalmaktan mı korktu?
- She's afraid to be left alone with me?
Bak senden ne kadar korktu.
Look how scared she is of you.
- Kız korktu.
- She's scared.
Ne yani senden mi korktu?
What, you scared him to death?
Clyde karanlıktan korktu.
Clyde's a little scared of the dark.
Eddie Amca korktu ve cinayetlere son verdi çünkü yakalanacağını biliyordu.
Uncle Eddie got scared and stopped killing because he knew he would get caught.
Nasıl da korktu!
He's so scared!
Bu adamlar yüzünden adamın gözü korktu.
- He has intimidated the entire community.
- Küçük Oscar korktu mu?
- Oh, is little Oscar scared?
Marcel o kadar korktu ki içeri giren adamların suratlarına bile bakamadı. Zavallı Marcel.
Marcel was so terrified on seeing the shifty individuals come in that he blacked out.
Bakın, karım çok korktu.
Listen, my wife's scared.
Konu şu ki Haggis korktu.
The point is, Haggis is freaked.
- Korktu mu?
- She was freaked out?
Sanırım küçük kardeşim onu dün gece gördüğü için biraz korktu
I think baby bro was a little freaked out about seeing him last night.
- Benden biraz korktu.
- I think that I frightened it.
Korktu.
He's scared.
Zaten yeterince korktu.
He's scared enough.
Dev ve korkunç bir vampir küçük bir zombiden mi korktu?
A big scary vampire frightened of a little zombie?
Kızmadı. Sadece korktu.
He's just scared.
İnsanlar korktu.
People are scared.
( Müzik ) Belki de korktu, hastaneye gitmek istemedi.
Maybe she was scared and didn't want to go to a hospital.
İlk defa bir kadın senden korktu.
you scared off a woman.
Demek Quentin o yemeği, kongre üyesi Garth'ın karşısına dikilmek için bastı. Belki de Garth, Quentin'in tecavüz olayını halka açıklayacağından korktu ve onu sonsuza dek susturmak istedi. - Evet.
So Quentin crashed the taxes and trade banquet so she could confront congressman Garth.
Onun da gideceğinden korktu ama durduramadı.
She was afraid he'd leave too, but she couldn't stop him.
Çok korktu.
He looks so scared.
Sanırım insanlar hayalet hikayesinden korktu.
I think people got a little freaked from the ghost story.
- Ya da korktu.
Or fear.
Çok korktu kadincagiz
She was very frightened.