English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kuzeye

Kuzeye Çeviri İngilizce

3,267 parallel translation
Bu ağır yapı manyetik kuzeye neredeyse kusursuz hizalanmış.
The massive structure is almost perfectly-aligned to magnetic north.
Yolu zemin üzerinde kuzeye uçmuş, ama Kuzey Kutbu üzerinde.
The way it flew north over the ground, but not above the North Pole.
Dosdoğru kuzeye yol alacağız.
Straight north.
Zencilerin kuzeye gelip işlerini ellerinden almasından çekiniyorlar.
They're terrified that the negroes will come north and steal all their jobs.
Ve sonra kuzeye doğru, kule tarafından buraya, buraya ve buraya gitmiş
And then, she moved north through a tower here, here and here.
Beyler, toparlanıyoruz ve kuzeye doğru gidiyoruz!
Boys, we need to pull up stakes here and shift everything north!
Fakat bu gibi şeyleri denedikten sonra bize pistten çıkıp kuzeye doğru Roma'ya gitmemiz söylendi.
But having tested those sort of things, we were then told to leave the test track and drive north to Rome.
Şüpheliler son olarak Pine Karayolu'ndan kuzeye giderken görülmüşler.
Suspects last seen heading north on Pine Road.
Kuzeye geri dönmemiş mi?
He didn't go back up north?
Bir an önce kuzeye taşınmasını istiyorum.
I want them moved north as soon as possible.
Bravo 2, hedef kuzeye gidiyor.
Bravo Two, the target seems to be heading north.
Yosun Kazları da Afrika'dan göçle gelen diğer kuşlar gibi kuzeye yöneliyorlar.
The brent geese head northwards, just as other birds migrating from Africa arrive.
Akyanaklı Kazlar Loch Ness Gölü üzerinden kuzeye ilerliyorlar.
The barnacle geese head northwest along Loch Ness.
Artak akbabaların çoğu için kıyı boyunca kuzeye kanat çırpma vakti.
For many of the vultures, it's time to head northwards up the coast.
Güneye bir de kuzeye, doğuya ve batıya.
It went South, north, east and west.
Merkez, ben 2-C-25. Tipper Yolu'nda şüpheliyi kuzeye doğru takip ediyorum.
Dispatch, this is 2-Charlie-25 in pursuit of suspect northbound on Tipper Drive.
Hayır, bütün varillerde tehlikeli maddeler var. İnsanlar bunları geri dönüşüm için getirip sonra kuzeye, atık gömme sahalarına göndermek için para öderken buluyor kendini.
No, all these drums are hazardous material people bring in thinking it's recyclable, and which they end up paying the owner to ship to a landfill up north.
Aracı kuzeye, Miami limanındaki tersaneye doğru ilerliyor. Tersane mi?
Her vehicle is heading north to the Miami port, by the shipping yards.
50 yılda, 1.200 km kuzeye hareket ettiler.
In 50 years it has moved 1200 km further north.
Ve her yıl, yolculukları biraz daha kuzeye doğru kayıyor.
Every year, the journey brings them a little higher, slightly more to the north.
Kuzeye.
Up north.
Ve bu uyuşturucudan elde edilen paralar da kuzeye gidiyor.
And all the money made from these drug sales heads up the north.
- Aradığınız şeyi verirsem kuzeye dönerken beni karınız olarak alacaksınız.
- If I deliver what you seek, you'll take me with you as your wife when you return to the north.
Kuzeye döndüler.
This is car number 4 responding, sarge.
21. Savaş Kanadı'ndan bir ekip.. ... ve barış gözlem evi Kuzeye doğru yol almaya başlamış durumda.
Formation from the 21 Fighter-Wing and peaceeye are already heading to North
Diosa'yı kuzeye taşıyoruz.
Moving Diosa north.
Adirondacks, Cadde 86, Kuzeye doğru.
Adirondacks, route 86, headed north.
Siz tek parçasınız. Sonra kuzeye doğru gideceksiniz.
You are as one, both of you.
Kuzeye giderim, yakutların yanına. Onlar beni uzun zamandır çağırıyorlar.
I'll go north to the Yakuts, they have been calling me a for a long time.
Kuzeye doğru gidin.
Keep moving north.
Daha sonra kuzeye geri döndük. Soğutucu için yerel şartlarda elektrik kullandık
Driving back North we use local electricity for the fridge when we make a rest.
Sizinle işim bitip Steven'la kuzeye taşınıp kendi üzüm bağımızı açınca sevinçten havalara uçacağım.
I'm gonna be so glad to be done with you guys when Steven and I move up north and open our vine-yard.
Kuzeye gidiyorsunuz.
M1 north.
- Kuzeye beşinci caddeye gidecek.
- He's gonna go north on 5th.
Kuzeye, İsviçre'ye giden trenlerle ilgili bir sorun olup olmadığını öğrenmeliyiz.
We need to know if the trains for the North, Switzerland are running.
Radyo dinledim, bir sorun yoktu. Trenler muntazaman çalışıyor kuzeye, İsviçre'ye bile gidiyorlar.
I heard it on the radio, there are no problems the trains are running regularly even going North, Switzerland.
Kuzeye, Easy Rider motosiklet gösterisine gidiyoruz.
We're going up north to the Easy Rider bike shows.
Belli ki bu şerefsizler senin ve Diosa'nın kuzeye taşınmasından memnun değil.
Clearly these assholes ain't real happy about you and Diosa moving north.
Kuzeye gidiyor olabilirler. Belki Kanada'ya kaçacaklardır.
Seems to be heading north, maybe breaking for Canada.
Kuzeye doğru gidiyorlar.
They were moving north.
97 Kuzeye doğru gidiyorlarsa, Butter vadisi havalimanına gidiyorlar.
Well, if they take the 97 North, they'll hit the Butter Valley Airport.
Eğer, uçak krank milli bir V8 motorlu araç kullanıp, sakin bir trafikte 130 km ile gidip, I-5 otoyolundan 405 numaralı yola geçip oradan 10 Doğu yoluna geçersen, ardından La Cienega'dan yırtıp sağa Washington'a, kuzeye Vermont'a gidip sonrada Selma'nın arka sokağı kullanmak için gizlice yaklaşırsan, bunu 1 saat 42 dakikada yapabilirsin ve taco yemek için zamanın hâlâ kalır.
If you drove a V8 engine with a single plane crankshaft 80 miles per hour in good traffic, you took the I-5 to the 405 to the 10 east, got off on La Cienega, went right on Washington, north on Vermont, and then snuck up Selma using the back alley, you could do it in an hour, 42 minutes, and still have time for tacos.
Ollie beni kuzeye götürmeyi teklif etti.
Ollie offered to take me north.
Bu yüzden kuzeye, yarın fırtınanın kıyıya geçeceği yere doğru gidiyoruz.
So we're driving north so that tomorrow we can be at the place where it crosses the coastline.
Kuzey yarımkürede Coriolis etkisi, hava akımlarını sağa doğru yönlendirir ve bundan dolayıdır ki, artık kuzeye doğru ilerleyemezler.
In the northern hemisphere, the Coriolis effect is bending those winds to the right, so they're not going northwards any more.
Bunun nedeni jet akıntısının bir değişiklik yaparak Atlas Okyanusu üzerinde daha kuzeye, kutba kadar çıkıp sonra İngiltere üzerine çökmesiydi.
The reason was that the jet stream had developed a kink. Over the Atlantic, it sat much further north, near the Arctic. Then it swung down, over Britain.
Hedef kuzeye, üniversiteye doğru gidiyor.
Target is heading north towards the university.
Koyu renkli 4 kapılı sedan yüksek hızda ilerliyor Van Buren'den kuzeye.
We've got a dark-colored 4-door sedan moving at a high rate of speed north on Van Buren.
6 fayans git, 4 batıya, iki kuzeye.
Uh, go six... tiles, four west, two... north.
Arthur adamlarını bu kadar kuzeye göndermemesi gerektiğini bilmeli.
Arthur should know not to send his men so far north.
78'den kuzeye doğru gidiyor.
Heading north on 78th.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]