Küçük bir sorunumuz var Çeviri İngilizce
217 parallel translation
Bakın, Teğmen, Burada küçük bir sorunumuz var.
See. lieutenant. we got a little problem here.
Burada küçük bir sorunumuz var.
We got a little problem round here.
İlgilenmeniz gereken küçük bir sorunumuz var da...
Just a slight problem for you.
Marshall, küçük bir sorunumuz var.
Marshall, we've got a little problem.
Burada küçük bir sorunumuz var.
We have a little problem here.
Tabii küçük bir sorunumuz var. Yüzbaşılarından biri öldüğü için ordu tam bir baş belası olacaktır. O da ordu.
Of course there is one little problem :
Küçük bir sorunumuz var, Doktor.
We've got a little thing here, Doctor.
Çünkü küçük bir sorunumuz var, suçu işleyen kişinin içeri nasıl girdiğini çözmeğe çalışıyoruz.
Because we have a little problem trying to figure out how the perpetrator got in.
Bay Fox, küçük bir sorunumuz var.
Mr. Fox, there's a little problem.
Detroit'te küçük bir sorunumuz var.
We've got a little problem in Detroit
Küçük bir sorunumuz var.
We have a minor problem here.
- Küçük bir sorunumuz var.
- A small problem.
Küçük bir sorunumuz var.
We have a little problem.
Peki, Federal Büroya ait 20 bin dolarla alakalı küçük bir sorunumuz var.
Well, there's a little matter of 20 grand that belongs to the federal government.
Bizim küçük bir sorunumuz var, ve yardım edebileceğinizi umuyordum.
and I was hoping you could help.
Küçük bir sorunumuz var, tamam mı?
We got a little problem, OK?
Neyse, yaptığımın çok saçma olduğunu kabul ediyorum.. .. ama belli ki, küçük bir sorunumuz var.
Anyway, I admit it was a fairly ridiculous thing to do but I mean, obviously we have a little problem here.
Bayan Hastings ile küçük bir sorunumuz var.
We have a little problem with Miss Hastings.
Küçük bir sorunumuz var.
We got one little problem.
Küçük bir sorunumuz var.
We got a little problem... Class!
Demek ki küçük bir sorunumuz var.
So we have little problem, da?
- Tommy, küçük bir sorunumuz var.
- Tommy, we have a small problem.
- Efendim küçük bir sorunumuz var.
- Sir, we've had a little problem.
Küçük bir sorunumuz var, benim ezilmiş meyvem.
There is one problem, my little squashed cumquat.
- Küçük bir sorunumuz var.
- We have a small problem.
Şey, orada küçük bir sorunumuz var.
Well, we have a little problem there.
Küçük bir sorunumuz var.
There's been a slight problem.
Küçük bir sorunumuz var.
Uh, we got us a little situation here.
Görünüşe göre küçük bir sorunumuz var.
We seem to have a small problem.
Küçük bir sorunumuz var.
- Yes, sir. We've a little problem here.
Jackie Lemancyzk ile ilgili küçük bir sorunumuz var.
We're simply having a little problem with, uh, Jackie Lemancyzk.
Galiba küçük bir sorunumuz var millet.
Seems we got a little problem, people.
Küçük bir sorunumuz var.
We got a little problem here.
O zaman küçük bir sorunumuz var demektir, Bay Başkan.
Well, then we have a slight problem, Mr. President.
Gary, sanırım küçük bir sorunumuz var.
Uh, Gare, I think we have a little problem here.
Yalnızca bir küçük sorunumuz var.
There's only one small problem.
Küçük bir sınav sorunumuz var, unuttun mu?
IF I HAVE TO SPAN K H ER.
Bayan Massingale, küçük bir sorunumuz var.
Mrs Massingale, we have a bit of a problem.
Bir küçük sorunumuz var.
Got a little problem here.
Küçük bir sorunumuz var burada!
I know the door's locked!
- Bakın bu akşam küçük bir sorunumuz var.
We don't have enough room.
Oh, evet. Küçük bir böcek sorunumuz var.
oh, yeah, we have a little cockroach problem.
"Bir çok küçük sorunumuz var."
"Many numerous little questions confront us."
- küçük bir sorunumuz var.
- so we've got a little trouble. - this is more than a little trouble!
- Bu küçük filan değil! Pekala, O zaman büyük bir sorunumuz var!
okay, so we've got big trouble!
Küçük bir.sorunumuz var.
We've got this one little - hiccup.
- Küçük bir yerçekimi sorunumuz var.
Yeah. We have a little gravity problem.
Küçük bir teknik sorunumuz var.
I just spoke with our captain and we're having a little technical snag.
Burada küçük bir iletişim sorunumuz var.
A little language problem here.
Küçük, minik, minicik bir sorunumuz var.
We got a tiny, little, itsy-bitsy problem here.
Küçük bir bütçe sorunumuz var. Düşünüyordum da...
It appears to be a matter of budget.
küçük bir kız 38
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
bir sorunumuz var 196
sorunumuz var 27
küçük 429
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
bir sorunumuz var 196
sorunumuz var 27
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçükhanım 44
küçük insanlar 18
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçükhanım 44
küçük insanlar 18