Küçük çocuk Çeviri İngilizce
2,993 parallel translation
Polisi vuran tek kişi Küçük Çocuk.
Little Boy's the one what shot the cop.
Küçük Çocuk!
Little Boy!
Beni Küçük Çocuk bıçakladı.
Little Boy stabbed me.
Küçük Çocuk, hücre arkadaşının zulasından bahsediyordu. Onu almak istiyor.
Little Boy kept talking about some sort of stash he wanted to pick up.
Küçük Çocuk sürekli geri dönmekten bahsederdi.
Little Boy was always talking about going back.
Küçük Çocuk. Eğer kalamazsınız diyorsa buna saygı duyacağız.
Little Boy, if she say we can't stay... we gonna respect that.
Küçük Çocuk ve Francis'i arıyoruz.
We're looking for Little Boy and Francis.
Küçük Çocuk her zaman kıskanırdı.
Little Boy was always jealous.
Küçük Çocuk yanında mı?
Is Little Boy with you?
Küçük Çocuk uzun süre kaçmak zorunda kalacak ama sen buna mecbur değilsin.
Little Boy is gonna go away for a long time, but you don't have to.
Sana bir şey soracağım, Küçük Çocuk.
I got to ask you something, Little Boy.
Evet ve Küçük Çocuk her zaman zuladan bahsediyor.
Yeah, and Little Boy's always talking about the stash.
Bu avluda büyüdü o küçük çocuk şimdi ise demir parmaklıklar arkasında.
The little boy who grew up in this courtyard is now behind bars.
Bir gün, bir ağacın altında oturuyorum ve bu küçük çocuk karnı aç bir vaziyette yanıma geliyor.
One day, I'm sitting under a tree... And this little boy comes over and he's hungry.
Küçük çocuk bakıcısı.
You're little boy poop.
Ailesine yardım eden şu küçük çocuk bana kendimi hatırlatıyor.
I can see that little child there, kind of reminds me, helping the family.
Pekala, tek kurtulan küçük çocuk.
Well, the only survivor was the little boy.
Bu küçük çocuk aslında yok.
This little boy doesn't exist.
Küçük çocuk mavi...
- * Little Boy Blue... *
Bu küçük çocuk kardeşimin odasında bir hafta uyudu.
This little boy who just turned up and slept in my brother's room for a week.
Küçük çocuk öğrenebileceği her şeyi öğrendi mi?
Did the little boy learn everything he could?
- Küçük çocuk şeytan.
- Little boy's devil.
Şimdi gidip bana daha şişman çocuk yada küçük gömlek bul. Hemen.
Now you go find me a fatter kid or a smaller shirt.
- Vicky, küçük bir zenci çocuk geçtimi?
- Vicky, did a little black kid run past?
- Küçük bir zenci çocuk?
- A little black kid?
- Bu boyda küçük zenci bir çocuk.
- A little black kid about this big.
Hatırlıyorum da..... yüzü bayram sabahındaki küçük bir çocuk gibi şendi.
I remember... her face was like a three-year-old on Christmas morning.
Ve küçük bir çocuk.
And a little boy.
Etrafta dolaşmalar, küçük bir çocuk gibi davranmalar kabul edilemez.
Walking around and acting like a little kid, and-and, you know, that's unacceptable, you know.
Bir kaç hafta önce George ve Ben onun küçük doğa dostu fabrikasına gittik, çocuk her yerdeydi.
A couple of weeks ago when George and I went over his little eco-friendly fabric thing, the kid was all over the place.
Kapıya bakamayacak kadar küçük bir çocuk var.
My rodent of a brother isn't old enough to answer the door.
Küçük bir çocuk gibi görünüyorsun, ama olgun bir kişiliğin var.
Mckynleigh... Hannah... Marissa...
Ona bir Broadway parçası verildi ve bunu küçük bir çocuk gibi söylememesi söylendi.
I thought that was the part... that you were actually the most comfortable. I thought it was the beginning.
- Küçük bir çocuk şımarıklık yapabilir, ama bir yaşlının buna hakkı yok.
- A small child can be capricious, and old - should not.
İlk defa küçük bir çocuk bana nasıl yemek yapılacağını gösteriyor ve bundan keyif alıyorum
This is the first time that a little boy showed me how to cook, and I'm enjoying it.
Hadi küçük beyaz çocuk.
Come on, little white boy.
Başbakan, küçük bir suçlu çocuk grubu uğruna neden halkın güvenlik hissini hiçe sayıyor?
Why does the PM disregard the public sense of justice in favor of the welfare of a small group of juvenile delinquents?
Ama ben artık küçük bir çocuk değilim.
But I'm not a little kid anymore.
Ormanda küçük bir çocuk var.
There's a little boy in the forest.
Küçük bir çocuk değil, bir genç kızdı.
It wasn't a little girl it was a teenager.
Küçük kaçamağımızı durdurma sebebin parlayan gözlerle baktığın altın çocuk George muydu?
This why you stopped our little frolic the other night? You got googly eyes for golden boy George?
Çünkü yanımızda dünyayı kurtarabilecek küçük bir çocuk var, öyle mi?
Because we've got a little kid who can save the world, eh?
Beraber yaşayacağım bir yakınım yoktu bu yüzden Çocuk Hizmetleri beni kuzeyde küçük bir kasabada yaşayan çifte verdi.
And I didn't have any family to move in with, so Child Services assigned me to this couple in a little town up north.
O daha küçük bir çocuk.
He's just a little boy.
Bay Lazhar, yani kızımız daha küçük olduğu için bir çocuk gibi mi davranmalı?
So, Mr Lazhar, since she's a child, she should behave more like one?
- Sence John Lee kendini küçük bir çocuk sandığı için mi küçük kızlara ilgi duyuyordu?
You think John Lee likes little girls because he's a little boy?
Bunu ona yapan o dört çocuk ve çantasındaki küçük şişe.
That, four kids, and the flask in her purse.
Winston, sadece küçük bir çocuk.
Winston, he's just a little boy. Relax.
Kısa zaman sonra o artık küçük bir çocuk olmayacak.
One day soon he won't be a little boy anymore.
Fakat küçük bir flört ile gerçekten birarada yaşamak birbirinden farklı... -... Ve bir çocuk yetiştirmek.
But a little flirt is different than actually getting together and taking care of a child.
Detroit'li kimsesiz küçük bir çocuk.
The poor little waif from Detroit.
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocuklara 23
çocukları severim 21
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocuklara 23
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar nerede 87
çocuklar iyi mi 22
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocuklar mı 47
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar nerede 87
çocuklar iyi mi 22
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocuklar mı 47