Müsaade edin Çeviri İngilizce
934 parallel translation
Müsaade edin bakalım.
Let me see that a minute. It's signed "Beaugard".
Madem beni bu topluluğun lideri seçtiniz, müsaade edin ben konuşayım.
Since you all elected me the he-coon of this outfit, let me do the talking.
Bay Jordan, sizi Bay Frosby ile tanıştırmama müsaade edin.
Mr. Jordan, will you allow me to present Mr. Frosby?
Kendimi tanıtmama müsaade edin.
Permit me to introduce myself.
Lütfen eski bir arkadaşın konuşmasına onunla konuşmasına müsaade edin.
Be a sport, leave a pal talk to him, will you?
Adama biraz müsaade edin.
Give a guy a break.
"... bir takım önlemler almama müsaade edin.
"allow me to take some precautions."
- Müsaade edin.
- Show him in.
- Müsaade edin.
- Just a minute.
Açıklamama müsaade edin.
Let me explain.
Matmazel Maillard, vermesine müsaade edin ve hepsini dışarı çıkarın.
Mademoiselle Maillard, let him give it to her and take them all out of here.
Konuşmama müsaade edin, madam.
Let me speak for myself, madame.
Size bir kez daha hatırlatmama müsaade edin Binbaşı.
Now let me remind you, Major, again.
- Müsaade edin devam etsin.
- Let him proceed.
Müsaade edin.
Do you mind?
- Müsaade edin, lütfen.
- Excuse us, please.
Müsaade edin lütfen.
MAN : Excuse me, please.
- Bir müsaade edin memur bey.
- Now just a moment, Officer.
Müsaade edin.
Excuse us, please.
Müsaade edin! Zaman yok!
There isn't time!
Bir saniye müsaade edin, hemen geleceğim.
Well. Excuse me a minute, I'll be right back.
Bir dakika müsaade edin lütfen.
Excuse me a moment.
Oma müsaade edin.
Leave her.
Bu yüzden sizi uyarmama müsaade edin.
Then let me warn you.
Aynı zamanda puroda da uzman olduğunuzu ifade etmeme müsaade edin.
Allow me to tell you that you are also an expert in cigars.
Müsaade edin kendimi tanıtayım.
Allow me to introduce myself.
Bu gece kalmama müsaade edin.
Let me stay here tonight.
Bana bir saniye müsaade edin, Bayan Noonan.
Excuse me a moment, Mrs. Noonan.
Bana müsaade edin.
Permit me.
- Bir saniye müsaade edin, bayan.
- Just for a moment, miss.
Sevgili genç bayan, müsaade edin de bunun kararını ben vereyim.
My dear young lady, you must allow me to be the judge of that.
Bize bir dakika müsaade edin lütfen.
Excuse us a minute, please.
- Kendimi tanıtmama müsaade edin.
Allow me to introduce myself.
Bir dakika müsaade edin.
Exuse me a moment.
- Müsaade edin.
Allow me.
Şunu söylememe müsaade edin, Bay Townsend, işler bu kadar ilerlemeden niyetinizden bana bahsetmeniz gerekirdi.
Yes. You must allow me to say, Mr. Townsend, that it would've been becoming of you to give me notice of your intentions before they had gone so far.
Geçmelerine müsaade edin. - Pekâlâ, açılın bakalım. Geçmelerine müsaade edin.
The man they just carried out was Mr Kellerson.
Geçmelerine müsaade edin.
And his wife is trapped there in the building,
Durun, bakmama müsaade edin.
Wait, let me see.
Bu gece dönmeme müsaade edin.
Authorize me to return tonight.
Tanıştırmama müsaade edin.
Let me introduce you.
Müsaade edin.
Allow me.
Marta Hanım, müsaade edin açıklayayım.
Let me explain.
Bakın, Bayım, her kimseniz işte, müsaade edin de kendi sonuçlarımı ben düşüneyim.
Look, Mr. Whoever-You-Are, let me jump to my own conclusions.
Özel bir istekte bulunmama müsaade edin.
Let me make a special wish.
- Çocuklar, müsaade edin.
- Kids, let me through.
Sizi Yüzbaşı Danette'le tanıştırmama müsaade edin.
May I present Captain Danette?
Uyumak istiyorum. Uyumama müsaade edin.
I want to go to sleep, just let me sleep.
Lütfen uyumama müsaade edin.
Please let me go to sleep.
Bana müsaade edin beyler.
Allow me please, gentlemen.
Eşimi tanıştırmama müsaade edin!
Allow me to introduce my wife!