Ona gitmeliyim Çeviri İngilizce
56 parallel translation
" Ona gitmeliyim.
" I must go to him.
Ona gitmeliyim.
I must go to him.
Sen uzak dur, Flora. Ona gitmeliyim.
I must go to him.
- Harry, ona gitmeliyim.
- Harry, I've got to go to him.
Ona gitmeliyim!
I must go to him.
Ona gitmeliyim.
I've got to go to him.
Ona gitmeliyim baba, bana ihtiyacı var.
I must go to him, Father, he needs me.
O zaman ona gitmeliyim
Then I must go to him
- Ona gitmeliyim.
I must go to him.
Ona gitmeliyim!
I have to go to him!
Buddley Solterton'a elveda demek gibi görünüyor. Ona gitmeliyim.
Looks like it's goodbye Buddley Solterton.
Ona gitmeliyim.
I had to go to him.
O zaman ona gitmeliyim!
So I have to go to him!
Hayır. Bence ben ona gitmeliyim.
No, I think I should go to her.
Ona gitmeliyim.
I must go to it.
Ona gitmeliyim.
I have to get to her.
- Ona gitmeliyim, Lindsey.
I have to go to him, Lindsey.
Evet, ona gitmeliyim.
Yeah, I should go.
Eğer o buraya gelmiyorsa, öyleyse ben ona gitmeliyim.
If he won't come here, then I shall go to him.
- Ona gitmeliyim.
- I have to go to her.
Bu yüzden ben ona gitmeliyim!
And so I have to walk to it!
Ona gitmeliyim.
I must go to her...
Ben sadece gün içinde ona gitmeliyim.
I just have to take this one day at a time.
Soytarı, ona gitmeliyim.
Jester, I've got to get to him.
Ona gitmeliyim.
I must go to her.
Ona gitmeliyim.
I need him.
Bu yüzden onanmak ve koyduğumuz kuralları onaylatmak için ona gitmeliyim.
So, in order to affirm my position and make these rules irrevocable law, I must go to him.
Ve şimdi... ona gitmeliyim.
And now... I've to go to him.
O zaman ona gitmeliyim.
Then I must go to him.
- Ona gitmeliyim.
- I must go to him.
Belkide işimi alıp ona gitmeliyim.
Maybe I should take my business to him.
Belki de ben ona gitmeliyim.
Maybe I should go to him.
Şimdi ona gitmeliyim.
I must go to him now.
Ona gitmeliyim.
Let me go to my Ma
Şimdi gitmeliyim. - Ona mı?
I have to go back now.
Hemen eve gitmeliyim ona anlatmam gereken şeyler var ve bana başını öyle sallama, genç bayan.
I'm gonna march meself straight home right now and tell him just like I should have done the minute... And don't you shake your head at me, young lady.
"Ne tarafa gitmeliyim?" diye sorduğunda ona bu haritayı satıyorsunuz.
They want to know, "Where do I go?"
Ona yardım etmek için eve gitmeliyim.
She thinks you're cute, too. Anyway, I've got to go home with her.
Ona iki dakika içinde dönmezsem bensiz başlamasını söyledim.Gitmeliyim
I told her if I wasn't back in two minutes to start without me. I gotta go.
- Tabii ki, doktor Gitmeliyim ve bu haberi şimdi ona vermeliyim.
- Of course, doctor I must go and give him the news now.
Benimle gelmesi için ona yalvarmalı mıyım? Gittiği her yere ben de peşinden mi gitmeliyim?
Do I beg him to come with me, follow him wherever he goes?
Ona dedim ki, evime karıma gitmeliyim diye.
I told him, I got to get home to my wife.
Oraya gitmeliyim, ve ona, onu sevdiğimi söylemeliyim ;
I have to go down there, and I have to tell her I love her ;
Sanırım ona doğru gitmeliyim.
I think I should go towards it.
Stuart, ona her zaman katılabilirim diyor, ama İtalya, onlarla oraya gitmeliyim.
I mean, Stuart says I can join them any time, but it's Italy, you know, and I'd rather fly out with them.
Yani ona şey gibi mi bakıyordun dersin bir parçası gibi mi yoksa bununla eve gitmeliyim der gibi mi?
So were you looking at it as- - Like, was it part of a class, or did you, like, go home with him?
Benim de ona var. Uğrayacağımı söyledim ama şimdi gitmeliyim.
I owed him one, so I said I'd pop by, but now I gotta go.