Sana bir soru sordum Çeviri İngilizce
462 parallel translation
- Sana bir soru sordum!
- I asked you a question!
- Sana bir soru sordum.
- I asked you a question.
Sana bir soru sordum!
I asked you a question!
- Evet, Phillip, sana bir soru sordum.
- Yes, Phillip, I asked you a question.
Sana bir soru sordum! Nereye gittiniz?
I asked you a question!
Sana bir soru sordum.
I asked you a question!
Sana bir soru sordum ve bir cevap istiyorum.
I asked you a question, I want an answer.
Sana bir soru sordum, bayım.
I asked you a question, mister.
Sana bir soru sordum Bay Starrett.
I asked you a question, Mr Starrett.
Hunkle, sana bir soru sordum.
Hunkle, I asked you a question.
Sana bir soru sordum, Ethel.
I ASKED YOU A QUESTION.
Sana bir soru sordum, Nino.
I asked you a question, Nino.
Sana bir soru sordum ama cevap vermedin, neyi düşünüyorsun?
When I interrogate you and you don't answer me, what are you thinking?
Sana bir soru sordum!
I asked you a question.
Sana bir soru sordum, profesör.
I asked you a question, Professor.
- Sana bir soru sordum ve cevap istiyorum.
- l want an answer.
Sana bir soru sordum Sam.
I asked you a question, Sam.
Sana bir soru sordum.
Let the boy go.
Sana bir soru sordum evlat.
I asked you a question, kid.
- Sana bir soru sordum. - Soru mu?
I asked you a question.
- Sana bir soru sordum, bayım.
- I asked you a question, mister.
Dinle, sana bir soru sordum.
Listen, I ask you a question.
Sana bir soru sordum bayım.
I asked you a question, mister.
Sana bir soru sordum.
I just asked you a question.
- Sana bir soru sordum.
- I had a question.
Sana bir soru sordum?
I asked you a question?
Sana bir soru sordum, burda ne arıyorsun?
And I might ask what are you doing.
Sanırım sana bir soru sordum.
Believe I asked you a question.
Sana bir soru sordum.
I'm asking you a question.
Sana bir soru sordum.
Mark, I asked you a question.
Sana bir soru sordum?
I asked you a question.
sana bir soru sordum.
Listen, I asked you a question.
Mary, sana bir soru sordum, aşık mısın?
Mary, I asked you a question, Do ya?
Hey, sana bir soru sordum!
Hey, I asked you a question.
- Sana bir soru sordum, Doktor.
- I asked you a question, Doctor.
Sana bir soru sordum.
I asked you a question, nimrod.
- Sana bir soru sordum.
I asked you a question.
Subay Adayı, sana bir soru sordum!
Cadet, I asked you a question!
Sana bir soru sordum...
I'll ask you a fucking question.
Sana bir soru sordum.
Now, I'm askin'you a question.
Afedersin, sana bir soru sordum.
Excuse me, I asked you a question.
Sana bir soru sordum.
I asked you a question.
Sana bir sürü soru sordum mu?
Have I asked you a lot of questions?
Ama sana bir soru sordum dostum.
Now, I've asked you a question.
Sana hakkım olan bir soru sordum.
I asked you a question I was entitled to ask.
Sana basit bir soru sordum.
I asked you a simple question.
Sana özel bir soru sordum.
I asked you a specific question.
Sana sadece bir soru sordum, dostum.
I just asked you a question, man.
Sana bir soru sordum. Artık senin ayakkabılarını bağlamıyorum Owney.
I don't tie your shoes anymore, Owney.
Sana bir soru sordum.!
I asked you a question.
Bir soru sordum ama annem sana sormamı istedi.
I had a question, but Mommy said to ask you.
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135